Bugün mültecilerle ilgili milli bir bilincin oluşturulmasında Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın büyük etkisi vardır.
Ensar -Muhacirin hikayeleri ile uyutulan toplum Özdağ'ın uyarıları ile sorunun vahametinin farkına vardı.
Baştan beri bu konuda Habererk de sorumlu bir yayıncılık yaptı.
Birçok Habererk yazarı bu mesele ile ilgili hassasiyetlerini dile getirdiler. Ben yazdım, İrfan Sönmez yazdı, başkaları yazdı.
Bugün artık herkes mülteci meselesinin önemli bir sorun olduğunu kabul ediyor.
Şimdi bu konuda yeni bir cephe daha açıldı, Zafer Partisi bunu temel politikalarından biri haline getirdi. Genel Başkan sayın Özdağ her fırsatta bunu dile getiriyor. Sorunu canlı tutarak unutulmasını, kulak arkası edilmesini engelliyor.
Özdağ ve Zafer Partisi yetkilileri bizler önceki gün Altındağ'da Suriyeli sığınmacıların kesif olduğu bir mahalleyi ziyaret ettiler. Özdağ, Suriyeli bir gence “Burada çalışıyorsun, ekmeğini kazanıyorsun yarın savaş olsa bu ülke için savaşır mısın?” diye sordu. O Suriyeli düşünmeden “hayır” dedi.
Bu yanıt nasıl bir problemle karşı karşıya olduğumuzu göstermeye kâfi.
Sığınmacılarda bir vatan veya vefa duygusu yok. Kendilerini kucaklayan ülkeye karşı bir vefa duygusu yok. Burayı sadece yemek, içmek yan gelip yatmak, keyif çatmak için kullandıkları bir tatil yeri gibi görüyorlar. Bu cevap entegrasyon iddialarının ne kadar yalan olduğunu gösteriyor.
Zafer Partisine gösterilen ilgi mülteci meselesindeki isabetli politikaları ile sınırlı değil. Zafer Partisinin diğer milliyetçi partilerden farkını soran birçok mesaj ve e-posta alıyorum.
Ayrı bir parti kurmak tabii ki farklı olmanın bir ifadesidir. Ama şu veya bu parti ile illa farklılığımızı gösterelim diye bir takıntımız yok.
Diğer partilerdeki insanlar da bizim insanlarımız.
Ben Bahçeli'nin de Akşener'in de milliyetçi vatansever olduklarına inanırım.
Zaman zaman eleştirilerim olmuştur. Eleştirilerim siyasetlerinedir, milliyetçiliklerine değildir. Yol ve yöntemlerimiz farklıdır.
Ama mutlaka bir fark gösterin diyorsanız örneğin bizim partide Koray Aydın diye biri yok.
Bizim partide birbirine tuzak kuran, şahsi hesaplarını ulusun çıkarlarından üstün tutan kimse de yok.
Zafer partisinde kendini eş başkan sanan, kendine yatırım yapan kimse de yok.
Bu kadar fark yetmez mi?
Her şey bir tarafa biz kavga etmeyeceğiz.
Milliyetçiliğimizin ucu açıktır, Türk milletine bağlı herkesi içine almaya müsaittir. Kapalı milliyetçilik yapmayacağız.
Bu sınırları belirsiz bir milliyetçilik değildir.
Kavgamız sefaletle, pahalılıkla, göç mühendisliği ile, bölücülükledir.
Bu bayrağın altında olmaktan şeref duyan herkes bizden, biz de onlardanız.
Bu çizgi yüzündendir ki siyasi yelpazede milliyetçiliğinin karşılığını bulamayanlar Zafer Partisine koşuyor.
Her milliyetçi parti ülke savunmasında açılmış bir siperdir.
Milliyetçiler bu siperleri doldurmalı, bizi dövüştürmek isteyenlerin oyununa gelmemelidir.