Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz bazı Arap ülkesi yetkilileri fırsatını bulduklarında Türk milletine kin kusmaktan kaçınmamaktadır.
Kaddafi’nin oğlu Seyfulislam, “Libya’yı İtalyanlara ve Türklere bırakmayacağız” demişti. Sahi ne oldu Kaddafi’nin oğluna?
Mübarek işbaşındayken Mısır devleti, ders kitaplarında değişiklik yapmış ve Osmanlı imparatorluğunu fatihlikten işgalciliğe indirgemişti. Sahi Mubarek nerededir?
Şimdi de, Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed, Medine’yi koruyan bozkurt yürekli Fahrettin Paşa’ya dil uzatarak, mukaddes emanetleri İngilizlere peşkeş çekmediği için hırsızlıkla suçladı. Sahi, nedir bu Arapların Türk düşmanlığı?
2011 yılında yazdığım, “Araplar Türkleri Neden Sevmez” başlıklı yazıma Arap aşığı bazı kesimlerden tepkiler gelmişti. Aklını siyasi partisinin liderine, şeyhine veya cemaatine kiralayanlar bile artık bu yazıma birşey diyemezler. Çünkü daha fazlasını Sayın Cumhurbaşkanı yüksek perdeden söyledi.
Şimdi gelelim Arapların akıl kodlarına ilişkin önceki yazımda verdiğim örneğe…
1990 yılında, Ürdün’de uluslararası bir bir programa katılmıştım. Katılımcıların çoğu Arap ülkelerindendi. Araplardan iki kişinin sürekli bana ters ters bakmasından rahatsız oldum. Dayanamadım, bu kişilere; “Bir sorun mu var?” diye sordum.
Açıkca, “evet var dedi” birisi.
“Nedir?” soruma, “ben Türkleri sevmem siz benim ülkemi işgal ettiniz” dedi.
“Nerelisin?” dedim.
“Cezayir” dedi.
“Peki Fransızlarla bir sorunun var mı?” “Hayır“ dedi.
“Türkçe biliyor musun?” soruma da “hayır” dedi.
Dayanamadım, “peki ama bak Arap arkadaşlarınla bile Arapça değil de Fransızca konuşuyorsun, sana dilini yasaklayan, eğitim dilini Fransızca olarak dayatan Fransayla sorunun yok ama sana hiç bir zorlamada bulunmayan, Türkçeyi dahi öğretmeyi dayatmayan, ayni camide ibadet ettiğin, aynı kitaba inandığın Türklerden nefret ediyorsun öyle mi?” dedim, özellikle etrafımızdaki insanların da duyması için yüksekle sesle…
Cezayirli kızardı bozardı ve orada bulunanların tebessümleri eşliğinde ayrıldı.
Ey “Türk Milletinin” evladı, ekmeğini yediği, suyunu içtiği, namusunu koruduğu, havasını teneffüs ettiği, hep el üstünde tutulduğu halde bu vatana dil uzatanları iyi tanı ve geçmişini unutma. Unutma ki, yarın bir şekilde gaza getirilip Arap seviciliği adına Türk’e, ecdadına düşman olma.
Es-selam olsun, ves-selam olsun, has-kelam olsun Türk dünyasının bekasına, İslam aleminin mukaddesatına sahip çıkanlara…