Sn. Bahçeli bir zamanlar çelebi kişiliğiyle tanınmıştı. Şimdi ise döneklik ve AKP’ye yanaşmakla itham edilmekte!..
Ne zaman ki AKP’nin ampulü sönmeye başlasa ve Sn. Erdoğan siyaseten daralsa; Bahçeli jeneratör gibi imdadına yetişmekte, hemen devreye girerek yükü paylaşmakta ve karşı salvolara başlamakta.
Mc. Kisney işinde de yine devreye girdi: AKP ve Sn. Erdoğan’ı hemen savunmaya başladı.
Neymiş efendim, “Mc. Kisney’i eleştiren CHP, Kemal Derviş olayını hatırlamalı” imiş.
Ben o tarihte Konya MHP il yönetiminde idim.
Sn. Bahçeli Başbakan yardımcısı idi. Kemal Derviş’e hayır dese, diyebilseydi; Kemal Derviş göreve başlayabilir miydi? Kararnamenin altında Bahçeli’nin imzası yok muydu?
Sn. Bahçeli, sadece Kemal Derviş’e onay vermekle kalmamış şimdi CHP milletvekili olan Faik Öztrak’ın Hazine Müsteşarlığına atanmasına da onay vermişti.
İş bununla da kalmamış, MHP Mersin milletvekili rahmetli. Ali Güngör’ü harcamıştır; Güngör Meclis kürsüsünden bu atamaları, rahmetli Ecevit’i ve K. Derviş’in icraatlarını eleştirdiği için.
Sn. Bahçeli’ye sorarım, “Ulaştırma Bakanı Sn. Enis Öksüz’ü neden ve kim için harcadın acaba?”
Sn Erdoğan’ın bu zor duruma düşmesinde AKP’li seçmenler kadar, Sn. Erdoğan’ı pohpohlayarak her alanda önünü açan ve iktidarda kalması için her türlü desteği kayıtsız ve şartsız (MHP’yi bölme ve küçültme adına) veren Bahçeli’nin ta kendisidir.
Eğer bu gün ülke ekonomik sıkıntı yaşıyorsa bunun da yine baş sorumlusu Bahçeli değil midir?
Oysa Sn Erdoğan her seçimde ima yoluyla da olsa ülkeyi yönetemediğini anlatmaya çalışmıştır. “Dış güçler” söylemi bir ima idi. “Tulumbanın suyu bitti” itirafı bir ima idi. “Kriz bizi teğet geçecek” açıklaması bir ima idi.
Bütün bunları anlayamayan AKP’li seçmen, “Ülke seninle gurur duyuyor” diyerek, “Dik dur Reiz yanındayız” diyerek, “Allah’ın (haşa) bütün sıfatlarında üzerinde toplamış” gazı ve bunun gibi gurur okşayıcı sözlerle her seçimde iktidara taşıyarak Sn. Erdoğan’ın uykusuz kalmasına ve huzursuz olmasına, karizmasının zedelenmesine neden olmadılar mı?
Sn. Erdoğan’ın içinde bulunduğu ruh halinden de, ülkenin içine düşürüldüğü durumdan da memnun musunuz?
Bütün bunların ikinci sorumlusu da, “Madem sen Anayasa’ya uymuyorsun; öyleyse Anayasa’yı sana uyduralım” diyerek Anayasanın değişmesine, MHP’nin programında, “Çok partili demokratik Parlamenter sistemi benimser” demesine rağmen; tek adamlı sisteme geçişi sağlayan Bahçeli değil de kimdir acaba?
İyi Parti’ye oy veren % 10 seçmeni bile insafsızca FETÖCÜ olmakla itham eden kimdi?
Bütün bunları unutup, muhalefetin: II. Abdülhamit’in kabul ettiği “Duyun-u Umumiye” benzeri olduğu suçlamasını yaptığı; Mc. Kinsey meselesini savunma adına; muhalefeti suçlaması, inşallah başka bir şey değil de; unutkanlığın göstergesidir.
Esen Kalınız.