Ağustos ayında “Ak Parti Belediyeciliğinin İflası ve Bağlum Örneği” başlıklı bir yazı yayınlamıştım. Ancak konu çok önemli ve Bağlum’la sınırlı tutmak doğru değil. Aslında Ankara Valiliği, Büyükşehir Belediyesi ve Keçiören Belediyesi’nin çeşitli birimlerinin geriye dönük kayıtları sağlamsa iki binli yılların başından beri özellikle Sıhhiye, Ulus, Keçiören, Bağlum güzergâhında çeşitli konularda hangi yazışmaları yaptığım, telefon ya da mail yoluyla hangi müracaatlarda bulunduğum, aldığım ya da alamadığım sonuçlar görülebilir.
Yapılan iyi ve güzel işleri takdir ettiğim de ortadadır. AKP’li belediyelerin güzel hizmetlerinin olduğu bir dönemde, Yahya Kemal Beyatlı’nın “Ankara’nın en güzel tarafı İstanbul’a dönüşüdür” sözünden hareketle yazdığım şiirde kullandığım “Ankara bir başka güzel şimdi” mısraı, bir slogan olarak uzun yıllar belediye tarafından kullanılmıştı. Gelin görün ki Belediyecilikten başka her işe burnunu sokan Melih Gökçek hemen herkes gibi kendi partisini de pişman ettirmişti. Ancak ne var ki cürmü çok olmasına ve alenen ortaya dökülmesine rağmen hakkında hukuki bir işlem yapılmış değil. Ak Parti Genel Merkezi’nin bir türlü görmek istemediği, görse de güç zehirlenmesi baskın geldiği için ciddiye almadığı yıpranma ve gevşemeyi milletimiz çoktan fark etti.
50 yılı aşkın bir süredir Ankara’da ikamet ediyorum. Dolayısıyla başkentin pek çok derdine sıkıntısına vakıfım. 2018 yılında, ağırlıklı olarak şehrin trafik akışı ile ilgili 9 madde halinde yaptığım tespitleri Ankara Valiliği’ne göndermiştim. Valilik Emniyet’e, Emniyet Büyükşehir Belediyesi’ne havale edince ve Gökçek Yönetimi’ndeki Büyükşehir Belediyesi’nden ses seda çıkmayınca iş takibi konusundaki hassasiyetimden kaynaklanan tavrımla Belediye’deki ilgili müdürlere ulaşmayı başarmıştım. Valilikten giden tarih sayıyı vermeme rağmen öyle bir müracaatın olmadığını söyleseler de benden kurtuluş yoktu. Sonunda bir yerlerden bulup çıkardılar. Telefonda verilen cevaplar olumsuzdu. İlettiğim 9 maddeye, madde madde yazıp kitabına uydurarak Mavi Masa kanalı ile de 27 Ağustos 2018 tarihinde mail adresime cevap vermişlerdi.
Salgın dolayısıyla yaklaşık iki yıldan beri pek dışarı çıkmadığım için farkında değildim. Birkaç gün önce Ulus tarafından Keçiören’e gelirken, Keçiören Kaymakamlığı ve Keçiören Belediye Başkanlığı binalarının bulunduğu yerde ve Kalaba Meydanı’nda Mansur Yavaş Başkanlığı’ndaki Büyükşehir Belediyesi tarafından tam da 2018 yılındaki müracaatımın 9. Maddesinde tarif ettiğim biçimde bir düzenleme yapıldığını görünce nasıl sevindiğimi bilemezsiniz. Belediye el değiştirdikten sonra yeni bir müracaatta bulunmadığıma göre demek ki aklın yolu bir imiş ama aklını kullanmayan dediğim dedik çaldığım düdükçü bir zihniyet göz göre göre millete eziyet edip trafik çilesi çektirmişti. Ben mühendis değilim, mimar değilim, trafik düzenlemesi ile ilgili bir eğitim almadım ama o yolları kullanan herkesin gördüğünü görmüş, homurdanıp küfür savuranlardan farklı olarak dilekçe ile müracaat edip olması gerekeni anlatmaya çalışmıştım, o kadar. Onlar anlamadılar, anlayan ve herkesin gördüğünü gören bir yönetim gelince gerekli düzenlemeyi yapıvermiş; tebrik ederim.
Bu arada hakkını yemeyelim; Melih Gökçek görevden uzaklaştırıldıktan sonra yerine atanan Mustafa Tuna da tıpkı Mansur Başkan gibi reklamsız, gösterişsiz çalışarak selefinin pek çok yanlış uygulamasını rötuşlayıp daha kullanışlı hale getirmişti. Sıkça kullandığım bir yol olduğu için İskitler’deki Turgut Özal Bulvarı üzerinde bulunan kavşak düzenlemesini örnek verebilirim.
Gökçek döneminde yazıp sonuç alamadığım 9 maddelik talebimden Ufuktepe son durakta kargaşaya sebep olan düzenleme ile Bağlum Kafkaslar mevkiindeki ışıklı kavşakla sıfır noktada bulunduğu için trafik akışını ve sağa dönüşleri engelleyen otobüs durağının konumu da görmesini bilen gözlerin ilgisini bekliyor.
Peki, ya Ağustos 2021’de yayınlanan “Ak Parti Belediyeciliğinin İflası ve Bağlum Örneği” başlıklı yazımın özünü teşkil eden konu ne durumda acaba?
El cevap: Yerinde sayıyor!
Keçiören Belediyesi nüfus yoğunluğunun olduğu merkezi yerlerde asfalt üstüne asfalt döküp israfa devam ediyor. Bağlum’da ise Kavakderesi ve Ayyıldız Caddelerini kesip geçen, en az 20 – 25 yan sokakla doğrudan bağlantılı olup Ankara’nın belki en uzun ve en perişan sokağı durumundaki Ulugüney Sokağa şaşı bakmaya devam ediyor. 2020 kışından önce rica minnet bir asfalt yaması yapmışlardı. Onu da yel geldi savurdu, sel geldi götürdü. Kışın rezil olduğumuz yetmezmiş gibi yaz aylarında da toza bulandık, kasislerden araçlarımız hasar gördü. Peş peşe müracaat ettik ve her defasında “İlgili birime iletildi”, “Program kapsamında değerlendirilecektir” gibi baştan savma cevaplar aldık. Yapılan sadece ve sadece bazı yerlere asfalt kırığı dökmek oldu. Yani yaraya neşter vurmak yerine pansuman yapılıyor. Dik bir yokuşa dökülen asfalt kırığı zaten yağmurlarla akıp gittiği için bir işe yaramadığı gibi bizlere toprak tozu yerine katmerli asfalt tozu solutarak sağlığımıza daha çok zarar veriliyor. İşte şimdi de 2021 kışı geldi çattı. Bu yazıyı 04 Ekim günü yazıyorum. Kısa bir süre sonra da “Asfalt sezonu bitti” derlerse hiç şaşırmam!
Belediyeler Belediye Başkanlarının kendilerini reklam etme yerleri değildir, olmamalıdır. Keçiören’in bir önceki Ak Partili başkanı Mustafa Ak “bilboard” denen ilan tahtalarını artistik resimleriyle donatarak, belediyenin hemen bütün araçlarına resimlerini giydirterek gelip geçmişti. Keçiören’in içinden geçip giden dere için “Gümüşdere Ihlamur Vadisi Projesi”nin bir parçası olarak “Artık bu dere koku yaymayacak, içinde sandallar yüzecek” diye reklam edip Cumhurbaşkanı’ndan ödül bile almıştı. Derenin bırakın sandalı, “mandal” yüzecek durumu bile yok. O projeye verilen milyonlar nerede bilinmez ama verilen “ödül” herhalde Mustafa Ak’ın evinde ve SW’sinde çerçevelenmiş halde duruyordur!
Ak gitti, bir sürü maceradan sonra Altınok yeniden geldi ama ilan tahtaları değişmedi. Değişen yalnızca resimler. Mustafa Ak’ın yerine Turgut Altınok’un resimleri var şimdi. Tıpkı parklardaki “Gül dalında güzeldir. Mustafa Ak, Belediye Başkanı” tabelalarına Mustafa Ak yerine Turgut Altınok yazılması gibi…
Belediyelerin asıl görevi gösteriş değil, ihtiyaç nerede ise oraya koşmak, zaruri olan ne ise onu yapmaktır. Öyle anlaşılıyor ki Ak Parti yakın bir gelecekte Büyükşehir Belediyelerinden sonra ilçe belediyelerini de kaybedecek ve bir devir sona erecektir.
İktidar partisinden de olsa, muhalefet partilerinden de olsa alınacak bir örnek varsa o da Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş’tır. Kendisini afişe etmiyor, reklamını yapmıyor, yaptırmıyor, siyasete karışmıyor, dedikodu üretmeyip hak hukuk gözeterek doğrudan işine odaklanıyor. Bu haliyle de yalnızca Ankara’da oturanların değil topyekûn milletimizin gönlünde yer etmeye devam ediyor.
Doğrusu Ankara asıl şimdi bir başka güzel. İktidara düşen kendisinden olmayan belediyelerin ellerini kollarını bağlamak yerine önlerini açmaktır. Rahmetli Turgut Özal bırakın belediyelerin ellerini kollarını bağlamayı, bunu ima eden seçim afişleri yüzünden bile kaybetmişti, unutmayın!