Tarih boyunca insanların hep bir Emanet etme ihtiyacı olmuş, bunun için güvenilir kişi ya da kuruluşlar aranmıştır. Onun için mesela bir “Yed-i Emin”/Güvenilir El, Güvenilir Kişi/Kurum anlayışı oluşmuştur. Günümüzde büyük ihtiyaç haline geldiği için oldukça yaygınlaşan Kargo Şirketleri de insanların para ödeyerek emanet ettikleri gönderilerini sağ salim yerine ulaştırmakla yükümlüdürler. Ancak son zamanlarda kargo şirketleri hakkında o kadar çok şikâyet duyuyoruz ki, akıl alacak gibi değil. Daha önce bana Aydın’dan gönderilen bir gıda maddesi hem gönderen arkadaş hem de ben takip etmeme rağmen zamanında gelmemiş, önce “Afyon’da aktarımda” bilgisi verilen kargo her ne hikmetse yolunu şaşırıp Erzurum’a gitmiş, Erzurum’dan da bir hafta sonra bozulmak üzere iken bize ulaşmıştı. Yine Bilecik’ten gönderilen başka bir gıda maddesi oradan oraya süründürüldüğü için kabul etmemiştim. Buna benzer pek çok örnek var. Bu yazıda Türkiye’nin en büyük iki kargo şirketi olarak bilinen Yurtiçi ve Aras kargolardan iki örnek vereceğim.
Keçiören, Ankara’nın en büyük, en kalabalık ilçesi. Ben de Keçiören’in bir mahallesinde oturuyorum. Yurtiçi Kargo, önceden normal dağıtım yaparken her ne hikmetse bizim bulunduğumuz sokağa haftada bir dağıtım yapmaya başladı. İlgili şubeyi, Ankara Bölge Müdürlüğü’nü, Genel Müdürlüklerini defalarca aradım, mail attım, “En kısa zamanda dönüş yapılacaktır” diye bilgi vermelerine rağmen bir türlü gereğini yapmadılar. Ben de çareyi göndericilerime, “Aman ha Yurtiçi Kargoya vermeyin” demekte buldum yalnız bazı kişi ve kuruluşların anlaşmaları olduğu için kaçış olmuyor.
Gelelim Aras Kargo’nun saçmalıklarına!
Bu kargo ile hiçbir sıkıntı yaşamıyor, gönderilen koli, kitap vs. adresimize ulaştırılıyordu. Derken öyle bir saçmalık, öyle bir akıl almaz iş yaptılar ki. Bulunduğum adres Aras Keçiören Şubesi’ne tam 10 km olmasına rağmen bizim bölgenin dağıtım işlerini hangi akla hizmet ise sonradan bize 50 km uzaklıktaki Kazan ilçesinde bulunan Dağyaka Şubesi’ne vermişler. Hadi vermişler diyelim; meğer bizim adres dağıtım ağlarının dışında kalıyormuş! Bizden 1.5 km mesafeye kadar gelen dağıtıcı oradan telefon ediyor ve bana "Bugün adresinize getirmek üzere yola çıktık" diye mesaj da göndermiş olmalarına rağmen “Buraya gelip alın ya da buralarda istediğiniz yere bırakalım” diyor! Gönderiyi “Eve Teslim” olarak kabul edip parasını alıyor ama teslim etmiyor. Sonra da 50 km geriye götürüp Şubeye bırakarak “Oradan alabilirsin” deniyor. Bu emanete hıyanet değil de nedir Allah aşkına? Aras Kargo’nun etkili ve yetkilileri, duyuyor musunuz?
Bu konuda Aras Kargo’nun 4442552 nolu Müşteri Hizmetleri telefonunu defalarca arayıp derdimi anlatmama, en son 7820754 nolu kaydı alan görevli durumu kontrol edip “Evet, kargonuz eve teslim olarak gönderilmiş” diye hak vermesine rağmen hakkımızı alamadık ve artık Aras Kargo’ya, Ceolarına mail yoluyla şikâyette bulundum. Bakalım ne olacak?
“Sayın Yetkili:
Adrese Teslim olarak Denizli Şubesinden teslim aldığınız gönderimle ilgili olarak sizden 7 Ocak tarihinde, "Bugün adresinize teslim etmek üzere yola çıktık" mesajı geldi. 8 ve 9 Ocak tarihlerinde yine sizden, "Bugün adresinize getirmek üzere yola çıktık" mesajları ulaştı. Bu arada, 7 Ocak günü, dağıtıcı arkadaş, "Adresiniz dağıtım ağımızda olmadığı için getiremeyiz, istediğiniz bir yere bırakalım, oradan alırsınız" diye telefon etti. Yıllardan beri kargo ile çalışan biriyim. Keçiören Şubenize ismim girilince zaten çıkacaktır. Bunun üzerine 444 25 52 nolu telefonunuza defalarca aradım, kayıt bıraktım. En son bıraktığım kayıt numarası 782 07 54.
8 Ocak ve 9 Ocak sabahı 444'lü numaranızdan aradınız ve kargomun 9 Ocak günü teslim edileceği söylendi. Hiçbir yere ayrılmadan akşama KADAR BEKLEDİM, GELEN GİDEN, ARAYAN SORAN olmadı. Bizimle dalga mı geçiliyor? Müşteri velinimet değil midir?
Bu arada şunu da belirteyim, kargomun geldiği şube Kazan'da ve buraya 50 km mesafede bulunan Dağyaka Şubesi imiş. Halbuki burası KEÇİÖREN. Keçiören’in Karşıyaka Mahallesi. Kazan’la, Dağyaka Şubesi ile alakası yok. Keçiören'deki şubeniz evime yalnızca 10 km, Dağyaka Şubesi ise 50 km. Böyle bir SAÇMALIK olabilir mi? Bu dağıtım ağını nasıl, neye göre düzenliyorsunuz? Kaç gündür 444'lü telefonunuzu, Dağyaka Şubesi'ni araya araya belki 1000 Tl telefon masrafım oldu. Sinirlenip öfkelenmem ise ayrı. Bu konuda şirketinizi affetmiyor, hakkımı da helal etmiyorum. Bir – bir buçuk kilometre yakınıma kadar gelen dağıtıcınız lütfederek bütün kargo şirketlerinin her gün dağıtım yaptığı adresime gelmeyip 50 km ötedeki şubenize geri götürüyor ve bana "Şubeye gidip alabilirsiniz" diyorlar. Emredersiniz, siz 1.5 km gelmeyin, ben 50 gidiş 50 geliş 100 km yaparak kargomu teslim alayım, öyle mi? Gerçekten bizimle dalga geçiyorsunuz. Böyle bir sisteme ve anlayışa lanet olsun.
Pazartesi güne kadar çözüm bulup kargomu adresime teslim etmezseniz, haklı olduğuma dair “Adrese teslim”, “Teslim için geliyoruz” mesajları, İlgili şubeniz ve 444’lü telefonunuzla yaptığım “görüşme kayıtları”, 444’lü telefonunuzdan 8 ve 9 Ocak tarihlerinde bana gelen “Kargomun 9 Ocak günü teslim edileceğine dair” tele mesajları belge olarak elimde bulunduğu için hukuki haklarım saklı kalmak üzere bu konuyu yazıp yayınlayacak ve şirketinizin bu uygulamasını aleme duyuracağım.”
Bir işe yarar mı diyorsunuz?
Bekleyip göreceğiz.