“Türk Devleti, milletine ve devletine gelecek her türlü düşmanlığa karşı en esaslı tedbiri alır” (Gazi Mustafa Kemal Atatürk).
Uyan!
Ayağa kalk!
Geleceğini kur!
Türk Devleti ayağa kalktı ve yarınlarını kurmak adına Cumhuriyet Halk Partisi’ni korumaya aldı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurucu ayarlarına dönerken kurucu parti olan Cumhuriyet Halk Partisi’ni kuruluş ayarları çerçevesinde değişim ve dönüşüme zorlama kararı aldığına yönelik duyumlar gelmektedir. Dolayısıyla değişimin Cumhuriyet Halk Partisi’nin liderinden başlayacağı da öngörülmektedir.
Türkiye Cumhuriyet Devleti bulunduğu coğrafyada “var olmak, etkili kalmak ve geleceği kurmak” zorundadır. Küreselleşmenin ulus-devletlere olumsuz etkileri var olma, etkili kalma ve geleceği kurma yönünde geliştirdiği siyasetin paradigmalarını yeniden düzenlenmesini zorunlu kılmaktadır.
Mevcut siyasi yapılardaki tükenmişlik sendromu ülkemizi sosyal, siyasi, ekonomik bir çıkmaza sürüklemektedir. Devletimizin bu durum karşısında zorunlu olarak kendi kozasını örmek, varlığını devam ettirmek ve yarınları kurma hamlesine giriştiğini gözlemlemekteyiz.
Devletimizin hareketliliğini siyasal yapıların üzerindeki etkilerini ve gelişmeleri uzun zamandır izlemekteyiz. Siyasal alanda var olan ancak etkili olmayan siyasi partiler arasında cumhuriyetin kurucusu olan Cumhuriyet Halk Partisi’ni koruma ve kollama, kurucu değerler üzerinden yeniden yapılanmasını sağlamak mı istiyor? Kulislerden edindiğimiz bilgi ve duyumlar bizi Cumhuriyet Halk Partisi üzerinden yeni bir gelecek kurmak istediği noktasına getirmektedir.
Cumhuriyet Halk Partisi kurucu değerlerine dönecektir!
Atatürk ilke ve ülkülerini güncelleyecektir!
Misyonu ve vizyonu olan, kirlenmiş siyasal alanın dışından yeni bir lider belirleyecektir!
Devletin var olma, etkin kalma ve geleceği kurma görevini üstleneceği artık yüksekselse seslendirilmektedir.