İmamoğlu yurdu karış karış geziyor, coşkulu kalabalıklara konuşuyordu. 23 Mart’ta ilan edeceği ön seçim zaferine hazırlanıyordu. Böyle bir önseçim dünya tarihinde görülmemiştir. Tek aday var. Yani kimin kazanacağı belli. Kimin kazanacağı belli olan bir eyleme bırakın önseçim, seçim bile denemez. Peki bu seçimin amacı ne? İlk amaç İmamoğlu’nu dokunulmaz kılmaktı ama bunun beyhude bir gayret olduğu görüldü.
Diploması iptal edilen Ekrem Bey dün sabah göz altına alındı. Kendisine ‘’Suçlu olduğu kesin olarak ispat edilene kadar herkes masumdur’’ ilkesi gereği geçmiş olsun diyorum. Ekrem bey halkın peşine düşeceğini sanıyor ama yanılıyor. Dosyalarda o kadar çok somut delil var ki ilerleyen süreçte partisi bile ona sahip çıkmakta zorlanabilir.
Bu nedenle Ekrem Bey kendi siyasi geleceği için Ak Parti ile Anayasa değişikliği konusunda anlaşmak zorunda. Anayasa değişikliği başka maddeler de içerebilir ama taraflar için üç konu önemli. Lise mezunlarının ve iki dönem başkanlık yapanların aday olması sağlanacak ve değişiklikten önceki suçlara sicil affını da içeren af ya da infaz düzenlemesi getirilecek.
İmamoğlu önseçim sürecini başlatmasının amacı yargının karar vermesini zorlaştırmaktı. Diplomasının iptal edilemeyeceğini düşünüyordu. Bunların olmayacağını gördü. Şu an CHP’lileri aktif hale getirip yek vücut halde kendisini desteklediklerini göstermeye çalışıyor. CHP’liler onunla özdeşleşsin istiyor. Zira önseçime katılım ne kadar yüksek olursa Ak Partiyle masaya oturulduğunda o kadar güçlü olunur. Belirlenen strateji bu.
Tek adaylı bir seçime, gözaltı işlemine rağmen yüksek katılım sağlamak zor. İlaveten Yavaş’ı ve Kılıçdaroğlu’nu destekleyen, İmamoğlu’na karşı olan partililer önseçime katılmayacaklar. CHP, bu sorunu çözmek için hakim gözetimi olmamasını da fırsat bilerek önseçime katılımı olduğundan fazla gösterecek. Yani ön seçimde de hile yapılacak.
İmamoğlu ve A takımı, İmamoğlu’nun aday olamaması yani Ak Parti ile anlaşılamaması halinde aday göstermek için emanetçi arıyorlar. Kesinlikle Yavaş’ın aday gösterilmesine razı değiller. Dilek Hanımla ilgili anketler yaptırıyorlar. Fakat Ekrem Beyin kendisi anketlerde Yavaş’ın ciddi gerisindeyken emanetçisi nasıl daha yüksek çıkabilir? Kaldı ki her yolsuzluk dosyası İmamoğlu’nu biraz daha yıpratacak.
Ekrem Beyin önseçimlere daha seçimlere üç yıla yakın süre varken gitmesinin bir diğer amacı da iki olan santraforu teke düşürmekti. Fakat Mansur Bey akıllı hamlelerle Ekrem Beyin bu hamlesini boşa çıkardı. Ne CHP seçmeniyle ters düştü ne Ekrem Beyin adaylığını kabul etti ne de ön seçime girdi. Mansur Beyin yapması gereken bu çizgiyi aynen korumak. Nitekim Mansur Bey diploma iptali üzerine adaylığını askıya aldığını açıklayarak ve Ekrem Beyin gözaltına alınması üzerine yurtdışı seyahatini yarıda keserek, CHP’li seçmenlerin gönlünü bir kez daha kazandı. Somut bir karşılığı olmayan bu eylemlerin sembolik anlamı büyük.
Bu arada geçen hafta çok ilginç bir gelişme oldu. Önce anlam veremedim. Sonra etraflıca araştırdım ve işi çözdüm. Özgür Özel, Adnan Beker’in CHP’ye katılım töreninde Adnan Beyin Mansur Beyin emaneti olduğunu söyledi. Bunun üzerine soru yöneltilen Mansur Bey, Beker’i tanıdığını ama CHP’ye geçişiyle hiçbir ilgisinin olmadığını hatta partiye katılacağını törenden yarım saat önce öğrendiğini ifade etti. Ve hiç gereği yokken ekledi: ‘’Siyasette kimse kimseye kefil olmaz. İnsan ancak kendine kefil olur.’’
Her tarafı garip bir olay. Mansur Beyin hiçbir dahli yokken Özel neden ‘’Mansur Beyin emaneti’’ dedi? Hadi o öyle dedi Mansur Bey soruları ‘’Arkadaşımdır geçmişte birlikte çalıştık’’ diyerek geçiştirebilirdi. Neden ‘’İlgim yok’’ dedi? Neden bu kadarla yetinmeyip Adnan Beyi sıfırlayan ‘’kefil değilim’’ ifadesini kullandı?
Olan şu: Meral Hanım yerel seçimlerden sonra İstanbul ve Ankara’da başsavcılıklara iki dilekçe ekinde belgeler vererek suç duyurusunda bulunuyor. Sistematik bir çalışmayla İyi Partililerin para, mevki ve makam verilerek CHP’ye geçirildiğini iddia ediyor. Ankara’da dilekçede geçen isimlerden biri söz konusu vekil diğeri de geçmişte İyi Partide il başkanlığı yapan ve şu anda büyük bir ilçenin belediye başkanı olan bir siyasetçi.
Meral Hanım doğal olarak Ankara’daki çalışmayı Mansur Beyin yürüttüğünü düşünüyor ama hem Ankara’yı hem de İstanbul’u yürüten aynı odak. Özgür Bey, Ekrem Bey aday olamazsa aday olmayı planladığından Adnan Beyle Mansur Beyi irtibatlandırıyor. O dosyanın ileride gündeme geleceğinin farkında. Böylece soruşturma davaya dönüşmeden çok önce Mansur Beyi Adnan Beyle irtibatlandırarak zan altında bırakmış olacaktı eğer Mansur Bey bekleneni yaparak ses çıkarmamış olsaydı. Mansur Bey yine çok akıllı bir hamle yaparak, genel başkanı yalanlama pahasına, yukarıda özetlediğim beyanlarda bulundu. Böylece yarın dava açıldığında ve dosya kamuoyuna mal olduğunda zan altında kalma ihtimalini sonlandırdı.
Kılıçlar çekildi. Maalesef Ekrem Beyde, Kemal Beyin düştüğü hatayı tekrar etmekte yani çok daha popüler bir namzet varken aday olmakta ısrarlı. Önünüzdeki on beş gün Ak Parti ile CHP arasındaki gerilim tavan yapacak. Zira daha dava açılmadan aile şirketine el koyulması İmamoğlu’nun tutuklanacağını gösteriyor. Ondan sonra başlatılacak gizli görüşmelerde mutabakat sağlanabilirse anayasa değişikliği ve af yasası sindire sindire kamuoyuna mal edilecek.