Ön yargı!
Bazen de peşin hükümlü olarak tanımlıyoruz.
İnsanlığın, uygarlıkların, milletlerin gelişiminin önündeki en büyük engel belki de!
Abartılmış bir güvensizlik ortamında savunma mekanizması olarak kullanılan aşırılaştırışmış haliyle ortaya çıkan sosyal bir hastalık!..
Sonuçları ise yanılgı ve buna bağlı pişmanlığa gebe durumlar yaratan birçok çıkmaz ve açmazlar birikimi.
Bazen düşündüğümüzü sandığımızda bile ön yargılarımızı yeniden düzenleyip yeni bir kararmış gibi önümüze çıkan bir durumdur ön yargı.
Beyne ve kalbe giden yolları tıkayan bir kaya parçası belki de!
Düşüncenin en büyük düşmanı.
Varoluştan beri gelen bir savunma mekanizması belki!
“Ben” kibrini merkeze alıp, genelleme ve bilgisizlikle çerçevelediğimiz duvarların ardından yeni bir şeylere bakmak ama görememek misali.
Kuru inadın en büyük dostu ön yargı!
Gerçek yargıyı görememek belki de!
Yargısız infazla iç içe belki de!
Ön yargı, insanın düşünce yetisini tek yöne kanalize eder.
Saplandığı kendince doğrunun dışında bir şey düşünemez.
“Atomu parçaladık ama ön yargıyı parçalayamadık” dedirten bir durum!..
Kurtulun ön yargılarınızdan.
Ön yargısız bir dünyada herkesi, her durumu, her olayı yeniden değerlendirin.
Ne güzel sözler söylemiş Ademoğlu;
“Peşin hükümlü, ön yargılı olmak; daima zayıf olmak demektir.” demiş Samuel Johnson.
“Hüküm, ekseriyete göre verilir.” demiş İmam Gazali.
“Hayatı boyunca okuduğu tek kitabı dünyada yazılmış tek kitap zannedenlerden korktuğum kadar hiçbir şeyden korkmadım.” demiş Rufus Choate.
Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz Doğan Cüceloğlu ne diyordu ön yargı için; “Önyargı; arı soktu diye bal yememektir.”
Kurtulun şu ön yargılarınızdan!
Kurtulun şu anlamsız köşeli ve keskin fikirlerinizden.
Kurtulun doğruları bildiğiniz halde yanlışa yanlış diyememekten.
Kurtulun ve bakın!
Bakın ki dünya çok daha güzel ve yaşanası bir yer olacak görün.
Evet zor!
Cahil kişilerin katı ruhlarından ön yargıları silmek çok zor.
Zoru başaralım!
Ön yargılarınızı bırakın ki toplumdaki gerçek kötüler ve kötülükler gün yüzüne çıksın!