İyi Parti’nin kuruluşundan sonra Meral Akşener’in danışmanı olarak ilan edilen Selda Tandoğan Demirel isminden sonra gündeme gelen İyi Parti’de Soros etkisi iddiaları üzerine hızlıca inkar edilen bu atama tepkiler üzerine örtbas edilmeye çalışılsa da zaman geçtikçe masum bir tesadüf olmadığı zamanla ifşa olmaya devam ediyor!
Etnik bölücülükle karşımıza çıkan Hasan Seymen’nin de Selda Tandoğan Demirel ile aynı kaynaktan beslendiği, yönlendirildiği gizlenemez bir hal alıyor!
Meğer Soros’un çocukları yine bu ülkenin evlatlarını sistematik şekilde istismar etmeye devam etmiş; böyle bir görevi yok denilerek inkar edilen Selda Tandoğan Demirel’in yerine yine DDA’dan (Denge Denetleme Ağı) fikir birlikteliğinde olan Hasan Seymen’in daha üst düzey bir göreve atanmasıyla hem plan devam etmiş, hem de DDA mensuplarına yani ağababaları Amerikalı dostlarına bir af dileme olarak bu ihanete karşı samimiyetlerini ortaya koymuşlardır.
Şimdi aklınıza DDA olarak kısaltılan Denge Denetleme Ağı isimli platformun neden ihaneti çağrıştırması gerektiği sorusu gelebilir; burayı irdelediğimiz zaman ihanetin boyutu açıkça ortaya çıkacak ve ortaya çıkan bu tabloyu gördüğünüzde gözlerinize inanamayacaksınız.
DDA’nın arkasında Turuncu Devrimlerin planlayıcısı ve sahibi NED var, NED hem finans hem de yöntem olarak DDA’nın maddi manevi itici gücü.
DDA neler yapar, nasıl faaliyet gösterir diye bakacak olursak Türk siyasetine uzun süredir müdahil olma gayretiyle önümüze çıkar. Dış güçlerin bu çabası olağandır, ancak şaşılacak olan 2,5 yıllık bir partinin Amerikalı dostlarının güdümünde pervasızca hareket etmesi ve hatta gizleme ihtiyacı duymamasıdır!
Küresel güçler nesline ihanet eden keklik misali buldukları bir kaç Ülkücülük, Türk Milliyetçiliği maskesi takan piyon üzerinden vatanseverlerin arkasından dolanmış milliyetçilik hassasiyetleri olduğunu sandıkları bir parti kurdurmuş ve onları işi bitince “Ülkücülere bedel ödemekten bıktım” söylemleriyle sistemin dışına itmiştir. Tabi her ülkücüyü değil kendi yüzlerini görenleri, görürse itiraz edecek olanları uzaklaştırmış,bunun yanında kendilerine benzeyenleri, asla itiraz edecek kadar omurgası olmayanları ve asıl yüzlerini göremeyecek kadar masum olanları içeride tutarak ülkücülerin uzaklaştırılmadığını söyleyerek bu maskeyle milleti aldatmaya devam ediyorlar!
Düşünebiliyor musunuz? Milliyetçilerin kurduğu,tabanın kahir ekseriyetini milliyetçi seçmenin oluşturduğu partide bir genel başkan yardımcısı etnik ayrımcılık yapabiliyor!
Hoş bu isim bu ayrımcılığı bugün ilk defa dile getirmiyor, daha önce hazırlanan anayasa taslaklarına yaptığı katkılara bakıldığında bunu o makama getirenlerin de en az onun kadar ayrılıkçı olduğu ortaya çıkıyor!
Hasan Seymen inisiyatif alarak böyle bir söylemde bulunmamış görevini yerine getirmiştir. Göz ardı edilen ise bu söylem atasözünde bahsedildiği gibi “Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla “ misali devletin çeşitli kademelerinde Türkiye Cumhuriyetine sadakatle hizmet eden Çerkezler üzerinden sözde Kürt sorununa yol yapılmak, çeşitli çevrelerle ısıtılıp önümüze konulan yeni çözüm sürecini milliyetçi söylemlere sahip bir parti üzerinden gündeme alınmasıdır. Asıl sorgulanması gereken bu görevi verenler ve onların dostluklarıdır. Küresel emperyalist güçlerle dostluk yapanların Türk Milletiyle dostlukları olamayacaktır, bu er ya da geç ortaya çıkacak haklılığımız ispat olacaktır.
Arzu ederim ki bu ortaya çıkışın çok geçe kalmamasıdır. Aldatanların ilk aldattıklarından olarak; sırtımda taşıdığıma inandığım vebali telafi edebilmek için ihaneti anlatmaya devam edeceğim.