Her şey Erdoğan’ın istediği gibi gidiyor.
Sayın Akşener, genel seçimlerden sonra ittifakı bozarak, müstakil ve bağımsız seçime gireceklerini söyledi.
Bir parti elbette –tek başına- seçime girebilir.
Ülke şartları başka türlü davranmaya zorluyorsa o zaman –koşullara göre- hareket edilir.
Cumhur İttifakı genel seçimleri kazandı. Kazanır kazanmaz yeni anayasa ihtiyacından söz etmeye başladı. Aslında öyle bir ihtiyaç yok. Ama AKP kendine göre bir anayasa yapmak istiyor. Hedef şimdiye kadar değiştirilmeyen maddeler, özellikle ilk üç madde. Bu, ülke ve milletin bölünmez bütünlüğünden, dil birliğinden vazgeçmek demek. Milletin birliğini esas alan, hele hele –milliyetçilik- iddiası taşıyan partilerin sonu ayrışmaya, özerkliğe varacak, böyle bir teşebbüse asla müsamaha göstermemeleri gerekir.
Sayın Akşener, partisini muhalefet ittifakından çekerek bilerek veya bilmeyerek bu yolu açtı!
Bir liderin önce kendi seçmenini iyi tanıması gerekir.
Genel seçimler öncesi Akşener’in masadan kalkması İYİ Partiye en az yüzde 6-7 oy kaybettirmişti. Akşener masaya dönmeseydi bugünkü siyasetin bir anlamı olurdu.
Dönmese erime sürecekti.
Masadan kalkış da kabaca idi, sonra geri dönüşte çok açıklayıcı olamadı.
O kalkışın bir şeyler öğretmesi lazımdı. İYİ parti seçmeni ben Erdoğan’a da, Bahçeli’ye de muhalifim diyor. Siyasetini buna göre ayarla mesajı veriyor. Bu uyarıyı gördükten sonra
Akşener’in şimdi girdiği yola girmemesi daha uygun olurdu.
Ya da seçim sonrasına erteleyebilirdi.
Ama kimsenin anlamadığı bir şekilde bir günde her şey değişti!
Türkiye’yi yolsuzluk ülkesi haline getirenler unutuldu, muhalefete muhalefet edilmeye başlandı!
İYİ partinin genel seçimlerden sonra çizdiği kompozisyon CHP kazanmasın da kim kazanırsa kazansın siyasetidir.
CHP’nin bir sürü yanlışı var ama CHP, ülkenin bugün geldiği durumun sorumlusu değil. 22 yıldır bu ülkeyi Sayın Erdoğan yönetiyor; iyinin, kötünün sorumlusu da Sayın Erdoğan ve partisidir.
Bu muhalefete/muhalefet siyaseti, yanlış olduğu için de, İYİ Parti belediyeler için aday bulamıyor. Milletvekillerini aday yaparak bu sıkıntıyı aşmaya çalışıyor.
Diğer partiler toplu gösterilerle adaylarını açıklarken, Sayın Akşener tek tek illeri dolaşarak veya grup toplantısında adaylarını açıklıyor.
Bir heyecan oluşturamıyor.
Toplantılar küçük kalabalıkların önünde yapılıyor.
Bir tane umutlu, heyecanlı İYİ partili görmedim. Gören varsa köşem açıktır.
Genel seçimlerden önce İYİ parti ikinci büyük parti olmak üzereydi. O politika halktan destek görmese İYİ parti o ivmeyi yakalayamazdı.
Bugünkü siyaset aynı ilgiyi görmemesine rağmen ısrarla sürdürülmesi İYİ parti ve Sayın Akşener için intiharı demek
Hiç birimiz CHP’nin DEM’e gösterdiği hoşgörüden hoşlanmıyoruz.
Ancak zarar ziyan hesabı yapıldığında, bugünkü yıkımın daha büyük olduğunu görüyoruz.
Önceki gün CB kararnamesi ile 11 ilde binlerce dekar arazi Orman vasfından çıkarıldı. Ülke çöle dönüyor.
Rant hesabı vatan-millet hassasiyetinin önünde geliyor.
Sayın Akşener buna dur diyebilirdi, demedi.
O’na benim gibi umut bağlayan milyonların hayal kırıklığı oldu.
Yine de onca emeğin, alın terinin boşa gitmesini istemem.
Keşke farklı olsaydı da, bizde farklı şeyler yazabilseydik!
Bir parti lideri adayını tanıtırken “yaşasın gıcıklık” demez, diyemez.
Diyorsa orada bir dava, bir ideal, hatta bir politika bile yoktur…
Sayın Akşener savrulmakta, savrulurken ülke gerçeklerinden kopmakta ve büyük emekler ile kurulan İYİ Partiyi seçmeninden koparmaktadır…
İYİ Parti kuruluşunda ciddi emeklerimiz olmasına rağmen, bu sorumluluğa katkı sağlamamak adına; sadece üyesi olduğum İYİ Partiden istifa ediyorum.
Keşke farklı olsaydı da, bizde farklı şeyler yazabilseydik!
Bir parti lideri adayını tanıtırken “yaşasın gıcıklık” demez, diyemez.
Diyorsa orada bir dava, bir ideal, hatta bir politika bile yoktur…
Sayın Akşener savrulmakta, savrulurken ülke gerçeklerinden kopmakta ve büyük emekler ile kurulan İYİ Partiyi seçmeninden koparmaktadır…
İYİ Parti kuruluşunda ciddi emeklerimiz olmasına rağmen, bu sorumluluğa katkı sağlamamak adına; sadece üyesi olduğum İYİ Partiden istifa ediyorum.