Türkiye zor günleri yaşamakta! Ekonomistlere göre daha zor günler de geride.
Ülkeyi bu hale getiren kadrolardan, ülkeyi kurtarmayı beklemek, olası değil, beklenmesi de zaman kaybı.
Mevcut yönetim becerebilseydi, başarsaydı ülke bu günleri yaşar, bu günlere gelir miydi?
Ülkenin geleneğinde patatesi, soğanı çuvalla, yağı tenekeyle almak vardı kışlık diye. Taneyle, gramla peynir, zeytin, taneyle domates biber alır oldu.
Şu an asgari ücretli, emekli, memur, işçi, çiftçi, doktor, esnaf hep birden feryatlarda: geçinemiyoruz, her şey ateş pahası, zamları geri alın diye. Eskiden biri kötü olur diğerleri iyi olurdu.
Türk lirası cumhuriyet tarihinin en değersiz günlerini yaşamakta!. Döviz, altın, faiz, enflasyon, zamlar tavan yapmış zirvelerde.
Uzmanlara ve siyasilere göre tek çıkış yolu erken seçim. Hükümet de biliyor ki, ülke ekonomisi ve sosyal hayatı iç açıcı değil. Anketler ve kamuoyu yoklamaları hükümetin ve destekçisi MHP’nin aşırı derecede yıprandığını, halka verecekleri yeni senaryo, umut ve modellerinin olmadığını göstermekte.
Tek umut, tek çıkar yolun yapılacak bir seçimle yönetimi değiştirmek gibi gözüküyor. Şu an AKP+MHP’den oluşan Cumhur ittifakına tek alternatif Millet İttifakı.
Millet ittifakını çok ama çok büyük sorunlar bekliyor. Bozulan ekonomiden, hukuka, eğitime, sağlığa, iç ve dış siyasete kadar onlarca yığın yığın problem.
Millet İttifakının asıl iskeletini oluşturan CHP ile İyi Parti acilen çözüm önerilerini kabaca bu millete umut ve güven olarak vermelidirler.
Bana göre bunları şöyle sıralayabiliriz:
1-Kesinlikle güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüleceğini,
2-Vekil sayısının mutlaka azaltılacağını, Maaşlarının da makul bir seviyeye indirileceğini,
3-Cumhurbaşkanlığına hakaret yasasının demokrasi ve gelişmiş çağdaş ülke yasalarıyla uyum haline getirileceğini, Parlamenter emekliliğinin kesinlikle kaldırılacağını,
4-Asgari ücreti, alım gücü yüksek bir seviyeye çıkaracaklarını,
5- Hazineden partilere yardımın kesinlikle kaldırılacağını, vekil seçimlerinde daha titiz olunacağını,
6- Devlet teşviklerinin girişimciye, ihracatçıya, Tarım- hayvancılığa ve üretime verileceğini,
7- Adaletin dünya standartlarına uygun hale getirileceğini, delillerden suçluya gidileceğini, tutuklamaların yasaya uygun yapılacağını,
8- Öğretmen, sağlıkçı, hâkim- savcı sayısının ülke şartlarına göre artırılacağını, randevu sisteminin en geç 24 saatle olacağını,
9-Köy okullarının tekrar açılacağını, eğitimin hurafeci, biatçı, tarikatçı değil modern dünya şartlarına uygun çağdaş olacağını,
10- Davaların en geç iki yılda sonuçlandırılacak yapının oluşturulması sözünü,
11- EYT, KYK gibi yaraların makul şekilde çözüleceğini, KPSS’de mülakat adaletsizliğinin giderileceğini.
Bunlar bu asil millete namus sözü olarak vermeliler.
Kesinlikle Cumhur İttifakının, özellikle de Bahçeli’nin beyan ve açıklamalarını ciddiye almadan, halkın ve ülkenin problemleriyle ilgili konulara odaklanıp çözüm ve nasıl bir yol haritasını izleyeceklerinde yoğunlaşmalıdırlar.
Aksi halde bu millet, “Kime oy vereyim?” sarmalında dolanacaktır.
Millet ittifakının seçilme ve seçildikten sonra ki şansı da bu sözlere bağlıdır. Ya değilse diğerlerinden ne farkları olacak diye seçmen düşünmektedir.
NOT: “Millet İttifakı” sözü, bir marka olmuş ve hafızalara yerleşmiştir. Bu markayı değiştirmek, Sn. Erdoğan’a propaganda şansı vermektir.