Bizim sözüm ona okuma özürlü pek çok ilim adamı(!) kılıklılar ile zır cahiller: “Osmanlıyı Türkler ve Türkçülük davası taşıyanlar yıktı” gibi akıl ve mantığa uymayan abuk-sabuk laflar etmekteler.
Bazı aklı evveller de, “Osmanlıyı Atatürk ve onun gibi düşünenler yıktı.” Demekteler ki, akıllara ziyan.
Gerçekten de öyle mi diye sormak gerek. Osmanlıyı Atatürk ve Türkçüler mi yıktı?!
Bu tez ve söylemler ne kadar doğru?
Her iki söylem ve görüşte zırva!.
İngiliz uşağı işbirlikçilerin, yalan ve iftiralarından öte bir şey değildir.
Osmanlı, bilim ve ilimden uzaklaşmıştı. Her şeyi dine bağlayan bir taassup hâkimdi. Keşke Kur’an’ın dediklerini uygulasalardı baş göz üstüne.
Emevi ve Arap kültürünü din sayan bir dinci görüş, her şeye dinci gözle bakmakta idi.
Onun için de buluş ve bilimden uzak kaldı. Çağı ve çağın yeniliklerini bir türlü kabul edemedi ve çağdaşlaşmaktan koptu.
Batı’nın Orta çağ din anlayışından uzaklaşan: bilim ve akil sistemine geçemedi. Her konu ve eylem, “Dine uygun mudur?” dayatmasıyla karşılaştı.
Cahil dincilerin “Hayır” fetvaları, Osmanlı’nın çağdan ve bilimden kopmasına, sarayın lüks ve şatafatı da eklenince Osmanlı beklenen sona gelmişti. Yıkılmak kader olmaktan çıkıp bir gerçek olmuştu.
Gelelim Atatürk konusuna. Bunu da sahte tarihçilere mutlaka öğreteceğiz.
Osmanlı'nın Ege ve Akdeniz donanmasını Ruslar, 1770 de Çeşme'de yaktıklarında Atatürk'ün doğmasına tam 111 yıl vardı.
Osmanlı devleti, Karadeniz'in kuzeyini kaybettiğinde ise Atatürk'ün doğmasına 100 yıl vardı
Sırbistan'ı kaybettiğinde 70 yıl,
Yunanistan'ı kaybettiğinde 60 yıl,
OSMANLI'YI sarsan büyük Mısır isyanı çıktığında da 65 yıl vardı.
Şimdi söyleyin bakalım OSMANLI'YI Atatürk mü yıktı?
Türkçülük mü yıkmış?
Yoksa matbaaya, bilime, kitaba yasak koyan, kara zihniyet mi?
Beyler Osmanlıyı ne Atatürk ne Türkçülük yıkmadı ve yıkılmasına da neden olmadı.
Türk'üm, Türkmen'im diyenin kafasını ırkçılık , günah diye kestiren fetvalar veren mollalar mı yıktı?!..
Bu gün de aynı cehalet süregelmekte: “Abdülhamit döneminde bir gram toprak kaybedilmedi” diyen tarih bilmezler var. Oysa O’nun döneminde bir milyon kilometre kareden fazla toprak kaybedilmişti. Neredeyse Türkiye’nin iki katı.
Elimizde kalan bu güzel coğrafya, Atatürk ve Türkçülük sayesinde kurtarılmış ve bizlere vatan yapılmıştır. Ne mutlu Türküm diyene! Bir Türk dünyaya bedeldir! Gibi Türklüğü şahlandıran sözler bu ülkeyi kazanmıştır.
Günümüzde kendine din kisvesi giydirmiş kimi yobazlar, Türk ve Türkçülük düşmanları, “Ne mutlu Türküm diyene! “demek büyük günahtır diye ortalıkta dolaşmaktalar. Bu asil millet Türk ise ne diyecekti?
Bu kafa ile Selçukluyu yıktınız, Osmanlıyı yıktınız. Sıra Türkiye Cumhuriyeti’ne mi geldi.
Bu asil millet size izin vermeyecektir. Ve en kötü yıkım olan cehaleti yenecektir.
Esen kalınız.