Putin’in Bakü ziyaretinde iki ülke çok stratejik bir anlaşmayı imzaladı: KUZEY-GÜNEY KORİDORU. Bu anlaşma sadece iki ülke için değil başta Türk ülkeleri ve Türkiye olmak üzere dünya için önemli. Kremlin bu koridorla ABD kuşatmasını işlevsiz kılmayı planlıyor. Rusya son otuz yıldır Kafkasya’da varlığını Ermenistan’la iş birliği yaparak sürdürüyordu. Erivan Batıya yöneldiğinden Rusya’nın Azerbaycan’la ilişkilerini geliştirmekten başka alternatifi kalmadı. Zira Gürcistan’da da Batı yanlıları çok güçlü.

Ziyaretin hemen ardından, Zangezur koridoru, Azerbaycan-Ermenistan arasında imzalanması planlanan anlaşmanın taslağından çıkarıldı. Her ne kadar koridorun iki ülke tarafından ayrıca değerlendirilip ayrı bir anlaşmayla neticelendirileceği açıklansa da Türk dünyasının coğrafi olarak bütünleşmesi başka bahara kaldı. Zira, İran; Nahcivan ve Azerbaycan arasındaki yolun genişletme çalışmalarını tamamladı ve Azerbaycan’a bu yolu kullanmaya devam ederse her türlü kolaylığı sağlayacağını garanti etti.

       Kuzey-Güney Koridoru ağabeyim Mustafa Güler tarafından gündeme getirilen ve zaman zaman benimde ele aldığım DON-VOLGA projesinin bir başka varyantı. (https://www.habererk.com/don-volga-projesi) Rusya, Don ve Volga nehirleri üzerindeki limanlardan nehir gemileri vasıtasıyla Azerbaycan’a başta petrol, doğalgaz ve tahıl olmak üzere ürettiği mamulleri sevk edecek. Nehir gemileri taşıdıkları yükleri, Don ve Volga nehirlerini kullanarak Hazar’daki Azerbaycan limanlarına getirecekler. Yükler buradan demir ve karayoluyla İran’ın Bandar Abbas limanına, Bandar Abbas limanından da müşterilere sevk edilecek.

       Koridor doğal olarak ters istikamette de çalışacak. Yani Bandar Abbas limanına gelen muhtemelen büyük kısmı Çin ve Hindistan menşeili olacak olan ürünler, kara ve demiryoluyla başta Bakü olmak üzere Azerbaycan limanlarına taşınacak. Limanlardan da Rusya’ya. Azerbaycan’da doğal olarak petrol ve gazını bu koridordan da piyasalara ulaştırabilecek.

       Projeye Orta Asya ülkeleri de kolaylıkla dahil olacaktır. Zira Kazakistan ve Türkmenistan’ın Hazar’da, Türkistan’ın her tarafına kara ve demir yollarıyla ulaşan dokuz tane son derece modern limanı var. Yani bu koridor devreye girerse Hazar geçişli nakil hatlarının yapılmasına gerek kalmayacak. Hatta BTC, TAP ve TANAP’ın kapasitesini yükseltmeye de ihtiyaç kalmayacak. 

       Koridorun doğal sonucu Kafkasya ve Orta Asya’da Türkiye’nin ağırlığının azalması, Rusya ve İran’ın daha etkili hale gelmesidir. Azerbaycan’ın Rusya ve İran’la olan ticaret hacmi katlanarak artacaktır. Projenin en zayıf noktası, gemilerin Hürmüz Boğazından geçecek olmasıdır. ABD, İran’a ambargo uygulamak istediğinde gemilerinin Hürmüz’den geçişini engelleyebilir.

       Bu olduğunda dahi koridor tam manasıyla işlevsiz kalmayacak. Zira Moskova, Ankara ile uyguladığı doğalgaz formülünü Bakü ile de uygulayacak. Yani Azerbaycan iç tüketimini Rusya’dan gelen doğalgazdan karşılarken kendi üretimini ihraç edecek. ABD, sebepsiz yere Azerbaycan gazına ambargo uygulayamaz. (Türkiye, iç tüketiminin büyük kısmını Rusya’dan aldığı gazla karşılıyor, Azerbaycan ve İran’dan aldığı gazı yurtdışına sevk ediyor.) Böylece Rusya ekstra ihracat yaparak, Azerbaycan’da ucuza aldığı gazı piyasa fiyatından satarak para kazanacak.

       Ziyaret sırasında yapılan açıklamada, Rusya’nın tam destek vereceği Azerbaycan’ın BRİCS’e üyelik başvurusu yapacağı ve ŞİÖ’ deki statüsünün yükseltileceği açıklandı ki bu gelişmeler Azerbaycan’ın Avrasya Blokunda yer alacağını ve Avrasya Blokunun Kafkasya’ya yerleşeceğini gösteriyor.  

       Bazı analistler, anlaşmanın imzalanmasının ilişkilerin gerildiği döneme denk gelmesinden hareketle, Azerbaycan’ın Türkiye’ye tepki gösterdiğini iddia ediyorlar. Buna katılmıyorum zira projenin müellifi Azerbaycan değil, Rusya. Azerbaycan sadece gaz naklinden senede 3-4 milyar dolar kazanacağı toplam karlılığı belki 10 milyar doları bulabilecek bir projeye neden hayır desin ki?

       Aslında Rusya bu projeyi Türkiye ile yaparak Akdeniz’e ulaşmayı planlıyordu. Fakat Karadeniz’in hali hazırda güvensiz olması ve Türkiye’nin Batı ile ilişkilerini iyileştirme mecburiyeti bunu olanaksız kıldı. Halbuki Rusya’nın Türkiye üzerinden Akdeniz’e ulaşmasının maliyeti çok daha düşüktü. Ankara, Kuzey-Güney Koridoru anlaşmasının imzalanmasını kullanarak ABD ve AB’ye Hazar geçişli hatların hızla hayata geçilmesi konusunda baskı yapabilir. Zira bir anlaşmanın imzalanmış olması her şeyin bittiği anlamına gelmiyor.

       Projenin dikkat çekmeyen bir yönü, Türkiye dışındaki Türk dünyasını entegre ediyor olması. Zira Koridor, Güney Azerbaycan’ı ve Kaşkay Türklerinin yaşadığı bölgeleri boydan boya geçerek Bandar Abbas’a ulaşacak. Rusya’nın sevkiyatları yapacağı Don ve Volga nehirleri üstündeki limanların neredeyse tamamı Türk şehirlerinde. Petrol ve gazın çıkarıldığı Tataristan, Başkurdistan ve Dağıstan Türk ülkeleri. Bu proje hayata geçirilirse Türkistan, İdil-Ural, Kafkasya ve İran Türklüğünün bütünleşmesi mukadder. Türkiye, koridorun demiryolu ve karayolu kısmına eklemlenirse Türk dünyasının bütünleşmesi adına ciddi bir hamle yapar.

       Rusya, Sovyetler Birliği coğrafyasında ağırlığını korumak isteyecek. İran daha etkili olmayı hedefleyecek. Her ne yaparlarsa yapsınlar bu amaçlarına ulaşmaları mümkün değil. Her iki devlette kağıttan kaplan. Her iki rejimde halktan kopmuş durumda. Her ne yaparlarsa yapsınlar Türkiye’nin güçlenmesine ve Türk dünyasının bütünleşmesine mani olmazlar.