SEN SANA AİT DEĞİLSİN…
SEN; Yağmurun damlalarını yere kavuşturduğu bir anda gözyaşı karıştırdın mı onla?
Bir çocuğun parlayan ve mahsun gözlerinde o uçsuz bucaksız mutluluğu hissettin mi hiç?
Bir çiçeğin rengi sana sana O YARADAN IN efsunlu sırrını hatırlattı mı?
Denizin sularına bakarken çektiğin besmelede O gül kokuluya selam gönderdin mi?
Hani hiç olmayacak bir anda, sokağa fırlayıp ,yıldızlara bakıp, O’nu düşündün mü?
Yaşlı bir geçmişin, tarih kokan yıpranmış ve emek okunası elini öpüp sarıldın mı?
Sırf nefsine zulüm olsun diye, en sevdiğin bilmem ne varsa ,atıp fırlattın mı çöpün dehlizlerine?
Anlatırken bir dertli dertlerini, uykunu böldü mü onun sıkıntısı uykunun en tatlı yerinde..
Ve semaya açtın mı ellerini O’nun için ?
Güçlüsün diyen herkese ‘sen öyle san’ dercesine bakıp güldün mü?
Güçlü kim ,aciz olan ben miyim yoksa?
Dedin mi.. Günahların vicdanını azaptan yakarken, kendini iğrençlerden en iğrenci hissettin mi?
O ‘na nasıl yalvarayım, yüzüm mü var?
dedin mi?
Görünmeyenin en gerçek yüzünü, ötelerin ötesinde ki ‘O’nu düşünüp, ’BEN’ nasıl ‘O’ na dönüşecek diye çatlattın mı beyninin damarlarını..
Başını yastığa koyduğunda bugün üzerime bir hak geçtin mi diye sorguladın mı?
Yapılan bir sahtekarlığa, haksızlığa, fütursuzluğa, her şeye rağmen ‘dur ‘diyebildin mi?
Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır ’Hadis-i Şerifini düstur edindin mi hayatında?
Geçtin mi bu dünyanın mevkisinden, koltuğundan ,şanından, övgüsünden…Kimseye boyun eğmeden, muhtaç olmadan dimdik ayakta kaldın mı?
Yapmadıysan bunları ,sorgulama beni….
Ben yok artık O ndan gayri..
Senden gelen de Onun dili..
Anlatır bana hayır ve şeri..
Zulmün de hoş lütfunda ..
Ondan geldi bana, senden gelen..
Ben ve sen neyiz ki..
Bir HİÇ iz sonsuz gayb boşluğunda…..
gökçe kız…