“Kime iyi dediysem haçı koynundan çıktı” sözü Doğu Anadolu’da çok bilindik bir deyiştir. Osmanlı Rus Savaşları döneminden kalan bir söz olsa gerek. Kendisine evini, ocağını açan, Türk komşusuna Osmanlı dara düştüğünde ilk darbeyi sinsice vuranlar için söylenmiştir.
Günümüzde de değişen çok şey yok. Bazıları yeri geldiğinde yüreğinde sakladığı düşü sayıklamaya başlar. Üstelik bunlar daha ziyade, koltuğun en iyisine, mamanın en lezzetlisine, imkânın en alasına, temsilin en yücesine ulaşanlar arasından çıkar.
Öyle şeyler yaşanıyor ki, Diyarbakır ifadesiyle, “gülmağım” geliyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine doğru acaba kim kime çalışıyor diye sorulunca yine “gülmağım” geliyor.” Göz var, izan var.
Malum Gürsel Tekin bir söz söyledi ve ortalık karıştı. Aslında niye karıştığını ben anlamadım. Zira Gürsel Tekin kendi terminolojisine, yani genel kabul gören diyalektiğe aykırı bir şey demedi ki. Kürt solunu geçtik, “yahu ne olur federasyon olsa veya özerk yapılar kurulsa” diyebilen bir kısım Türk solu halen ahkam kesmiyor mu?
Ne demişlerdi?
HDP, seçime girme hakkı verilmiş, şu kadar milyon oy almış, parlamentoda grup kurmuş, hazineden şu kadar milyon TL desteği bilfiil kasasına koymuş bir partidir. Kurulacak hükümette bakanlık verilebilir…
Bunlar doğru ama görmezden gelinenler var. Derinlere gitmeden, sokaktaki vatandaşın anlayacağı dilde, soralım…
HDP, Türkiye Cumhuriyeti devletini gerçekte tanıyor mu? Demagoji yapmadan cevaplayalım.
HDP, bayrağımızı kabul ediyor ve toplantılarında kullanıyor mu? Üç tane örnek gösterelim.
HDP, Türk askerini şehit edenlere terörist diyor mu? Bir tane örnek verelim.
HDP, biz sırtımızı PKK’ya, KCK’ya, YPG’ye dayıyoruz demeyi bıraktı mı? Yetkililerinin tek beyanını gösterelim.
HDP, gerçekte tanımadığı bir devletin yönetiminde yer almak mı ister yoksa ayrılıkçılık mevziisini muhkemleştirmek mi?
HDP, Kürdistan hayalinden vazgeçtiğini açıkladı da biz mi duymadık?
HDP’li bakan, içinde yer alacağı hükümetin terörizme karşı alacağı kararlara imza atabilecek mi?
Bazı hükümetlerin, devlet yetkililerinin bilinçli veya bilinçsiz çapsız aymazlıkları sonucu yapılan yanlışlar çok oldu. Zaafları yüzünden yetkisini iyi kullanmadığı için düşmanlık doğuranlar da oldu elbette.
Ama unutmamalıyız ki Türk-Kürt kardeştir. Dünya üzerindeki ülkelerden bu birlikteliğin en iyi yaşandığı ülke her şeye rağmen açık arayla Türkiye’dir. Türk’e düşman bazı Türkler ve Kürt’e düşman bazı Kürtler bu kardeşliğe ciddi gölge düşürmelerine rağmen bugüne kadar yara-bere alsa da bu bütünlük korunageldi.
Yüzyıl öncesinden kalan kinini kusmaya çalışanlar, Atatürk üzerinden Türkiye Cumhuriyeti’yle hesaplaşmayı düşünenler, meydan rahatladı savıyla koynundaki haçı çıkarmaya çabalayanlar, “helal aşa zehir doğramayı” bırakmalıdır. Türk solu bir şeyi unutuyor, gerçek Türk solu milliydi. Atilla İlhan’ın “Millilik ve Millî Mücadele” kapsamında solcu bakışına ve vizyonuna biraz göz atsınlar…
Es-selam olsun, ves-selam olsun, has-kelam olsun ağzından çıkanı kulağı duyanlara…