Cumhur İttifakı kongreleri bitirdi. İttifakta bulunan partiler, demokratik bir yarışla(!) mevcut genel başkanları ile devam kararı aldılar.
Kongre öncesi ve sonrası neler yaşandı?
Her iki parti, pandemi ile ilgili yasaklar için umursamaz tavırla on binlerce partilisini Ankara'ya topladı. Sosyal mesafe nedeniyle ceza kesilen insanlarımız mağdur olurken, on binlerce partili, genel başkanları için yaptıkları besteleri okudular, otobüslerde göbek attılar. Sonuç ne mi? Günlük vaka sayısında 30 bin rakamını geçtik.
Neden eşitlik ve adaletten bahseden kişiler, bu insani iki kuralı ilk çiğneyen oluyorlar? Partisinin adında "adalet" olan ve 80 dönemi sloganlarında "hak, hukuk, adalet" olan Cumhur İttifakı'nın ortakları, neden biz ne istersek öyle yaparız tarzında davranış gösteriyorlar?
İstanbul Sözleşmesi neden bu kadar dert edildi? Neden ekonomik kriz dönemlerinde, gündem değiştirecek konulara imza atılıyor? Kıyafet değiştirir gibi TCMB Başkanı değiştiren bir zihniyet, 19 yıllık iktidar sürecinde ülkenin geldiği durumu neden görmezden geliyor?
Adalet, ekonomi, eğitim, sağlık ve diğer tüm kurumlar, derebeylik sistemiyle yönetiliyor. Bir dostum Fethiye'den Muğla'ya doğru giderken yeni yapılmış bir yola giriyor. Gişelere geldiğinde, HGS veya OGS olmadığını görüyor. Gişede görevli personele sorduğunda, aynı komedi filmi gibi bir cevap alıyor; "HGS yok, OGS yok, kredi kartı geçmiyor, sonradan ödeme şansı yok. Ya nakit ödeyeceksiniz, ya da geri geri gidin ve çıkın". Bu kadar yol, köprü ve tünel devleti yöneten Ak Parti'nin eseriyse, yollara gişelerini kurmuş bu eşkıyalar nasıl kendi kurallarını koyabiliyorlar? Eğer Ak Parti yapmadıysa ve yap işlet devret olarak birilerine yaptırdıysa -ki öyle-, devletin bu kadar geliri nereye gitti?
Dünya teknoloji çağını konuşurken, yaklaşan Ramazan ayı öncesi "diş fırçalamak ve sakız çiğnemek orucu bozar mı" soruları gibi bilim ve kültürden uzak bir yaşam şeklini benimseyen milletimiz, ilk seçimde nasıl bir cevap verecek diye inanın çok merak ediyorum.
Sonuç olarak; artık devleti yönetenler için yazılacak bir uyarı kalmadı. Tümünü tükettik. Vatandaşlarımızın gerçeği görebilmeleri ve bu gemi battığı zaman, hep beraber boğulacağımızı anlatmak istiyorum. Umarım yüzmeyi biliyorsunuzdur!