Kışlaya, mektebe ve camiye siyaset sokmayın. Mustafa Kemal ATATÜRK.

Bugün, yukarıda bahsedilen bu yerler siyasilerin arka bahçeleri konumunda. Yalnız buralar mı? Birçok kurumlar da...

 AND İÇERİM Kİ

Laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, yüce Türk ulusunun namus ve şerefine, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller karşısında bizi bulacak ve kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır.

Bizler; Türk istikbalinin evlatlarıyız. Şerefimizle doğduk, şerefimize yaşayacak ve şerefimizle öleceğiz.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE...

Bu subay yemininin taraf ve karşı tarafları birbirleri için çok ağır ithamlarda bulundular ve bu yemini mevcut düzene bir başkaldırı olarak değerlendiren troller, kastı aşar şekilde parlattılar.

Nihayetinde; başkanlık sisteminin yetkin kişisi, konunun incelenip gereğinin yapılacağı hususunda karar verdi...

Oysa, Jandarma Genel Komutanlığı'nın İçişleri Bakanlığı'na bağlanmasından sonra, yemin törenlerine bazı birliklerde "uğurlama duası" eklendi. İçişleri Bakanlığı bu uygulama ile Anayasa’yı alenen çiğnemiş oldu.

Teğmenlerin mezuniyet töreni sonrası ikinci bir yeminin (Teğmen yemini - 2016 yılında okunması asker yemininden çıkarılan ve neden çıkarıldığı bir türlü izah edilemeyen yemin)  okunması ülkenin gündemine otururken ve karşılıklı suçlama ve savunmaya dönüşen yemin...

Biliyoruz ki bu tartışma ile mevcut ekonomik çöküş konuşulmasın isteniyor. Fakat göz ardı edilen başka şeyler de var. Kışlalarda ve askeri okullarda cami açılışları...

Halk nezdinde "tanrımıza hamdolsun" diye başlayan askerin yemek duası; "Allah'ımıza hamdolsun" diye değiştirilmesiyle, askerlerin dindarlaştırıldığı düşüncesinin hakim olduğu ve cemaat - tarikat oluşumlarının silahlı kuvvetlerde yuvalanmaları o meşum 15 Temmuz kalkışmasına zemin hazırlamış ve suçlu okullarmış gibi askeri liseler, astsubay hazırlama okulları, askeri tıbbiye, harp okulları ve harp yaralanmalarında ihtisaslaşmış askeri hastaneler  kapatılmış, suçlu-suçsuz birçok askeri personel tutuklanmış ya da yargısız infaz edilmiştir.  Yargı varmış gibi yapılarak... Ergenekon, Balyoz ve benzeri davalarla bunu aşikare hale getirdiler. Sonra ne mi oldu? Aynen devam ettiler... Mülakat komisyonları aracılığıyla (SADAT etkin olduğu iddiaları) bizden diye, siyasilerin tavassutuyla kurumlara (askeri, emniyet ve adli) alımlar ve atamalar yaptılar. Yüksek yargıyı kontrol altına alıp, istediği kararları siyasi saikle savundular veya yok saydılar ...

Nihayet; Diyanet İşleri başkanının elinde kılıçla, Ayasofya'da hutbe okuması benzeri kışlada; başında sarık, sırtında cübbesiyle bir din görevlisi tarafından "uğurlama duası" okundu.  Ve okunmaya devam ettiği Yalçın ÇOK'un 01.09.2024 tarihli haber sol org.tr'den öğreniyoruz.  Haberde ifade edildiği şekli ile 2024 yılı bedelli askerlik Temmuz ayı celplerinin yemin törenleri 21 Ağustos Çarşamba günü gerçekleştirildi. Bu törenin akışı; Türk bayrağının yerini alması, İstiklal Marşı'nın okunması, yemin töreninin icra edilmesi, kışlanın en yüksek rütbeli personelinin konuşması ve tören geçişinden oluştu. Ancak, yemin töreninin sonuna bir madde daha eklendi. UĞURLAMA DUASI...

Haber Sol'un edindiği bilgilere göre dua, geçtiğimiz günlerde Bilecik Jandarma Eğitim Alay Komutanlığı'nda gerçekleştirilen yemin töreninde uygulamaya geçirildi. Törenin sunumunu yapan Jandarma personeli Şimdi de din görevlisi tarafından "uğurlama duasının" okunması konusunda her biri 90'lar askerden oluşan 12 bölüğe "dua pozisyonu al !" komutu verildi tören komutanı Albay  tarafından.

Sarık ve cübbesiyle kürsüye çıkan din görevlisi; kahraman Türk jandarmasını yetiştiren bu güzel peygamber ocağında, vatan, millet ve bayrak uğrunda ömrümüzü feda etmeye yemin etmiş olan bizlere yapacağımız bu onurlu görevde, kadir ve kudret cisminle sen yardım eyle Allah'ım. Adalet ve devletimize, şefkatle aziz milletimize hizmet etmeyi, şanlı bayrağımızın gölgesinde şerefle görev yapmayı nasip eyle Allah'ım.  

Bu kutsal görevde başımızı dik, alnımızı açık eyle, yeminimizi mübarek kıl, yüreğimizi görev aşkıyla doldur, milletimize mahcup eyleme yarabbim. Varlık sebebimiz ana babamızdan, bizi yetiştiren komutanlarımızdan, üzerimizde emeği olanlardan sen razı ol ya Rabbim.

Bu vatan için seve seve can veren şehitlerimize aldıkları yaraları vücutlarında bir istiklal madalyası gibi taşıyan Gazilerimize de rahmetinle muamele ile ya Rabbim. Hayatta olanlara da acil şifalar ver ya Rabbim. Dualarımızın kabulü için başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere tüm şehitlerimizin ruhu için, bilhassa Allah rızası için El Fatiha.

Bu dua ve Fatiha "Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.

 Hamd, Alemlerin Rabbi, Rahmân, Rahim, hesap ve ceza gününün (ahiret gününün) maliki Allah'a mahsustur. (Allah'ım) yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; Gazaba uğrayanlarınkine ve sapkınlarınkine değil!"

Uğurlama duası bizleri rahatsız etmez, fakat yemin töreni devamı olarak okunması, farklı bir oluşumun tezahürünü akla getirir.

Oysa her Harbiyeli harp okulundaki ilk 40 günlük eğitimden sonra askerlik andını yapar ve mezuniyet sonrası anda ilave olarak devre birincisi Teğmen, subay yeminini okurdu.

Harbiye’de geçen 4 yıllık eğitim süresince okunan ve her okunduğunda tüyleri diken diken eden

Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadayız,

Tufanları gösteren, tarihlerin yadıyız,

Kanla, irfanla kurduk biz bu cumhuriyeti,

Cehennemler kudursa, ölmez nigahbanıyız.

Yaşa var ol Harbiye, yıkılmaz satvetinle,

Göklerden gelen bir ses sana ne diyor, dinle,

Türk vatanı üstünde sönmez güneşsin sen, Kartal yuvalarında, hürdür millet seninle.

Yüz senedir Harbiye bu orduya şan verir, Çıkardığı dehalar semalara yükselir,

Baştan başa tarihtir mektebin her zerresi,

Sarsılmayan azminle çelik kalalar erir.

Şahikalar üstünde meydan okur erler,

Yaklaşacak düşmana mezar olur bu yerler,

Bağlayamaz bir kuvvet bu kasırga milleti.

Tarihlere sorun ki bize "Ölmez Türk" derler

Bu Marşı düstur edinen Harbiyeliler yazıktır ki son zamanlarda siyaset denen iki yüzlü oluşuma İkbal ve istikballerini bağlayan komutanların liyakatsizlikleri ve komuta kademesindeki kişilerin İkbal ve istikballeri uğruna, siyasi bir partiye aidiyet duyarcasına paylaşımları, cami ve kışlaya siyasetin girmemesi konusunda hemfikir olan bizleri derinden yaralamaktadır.

Sayın Cumhurbaşkanımıza Konya Üçüncü Ana Jet Üs Komutanlığı’ndan saygılarımızı sunuyoruz. Zat-ı Alilerinizin ve milletimizin 30 Ağustos Zafer ve TSK gününü kutluyoruz arz ederim.

Bugünleri de gördük elhamdülillah (Şükür Allah’adır, Allah’a şükürler olsun). Hv. Plt. Tuğg. Mete KUŞ.

YORUMSUZ…