İktidar hayırcıları HDP/PKK üzerinden zayıflatmaya çalışıyor. Hayır diyenleri terör örgütleri ile beraber hareket etmekle suçluyor. Şehitler,gaziler üzerinden oy toplamaya çalışıyor.
Bu propaganda referandumun içeriği ile ilgilenmeyenler üzerinde etkili de oluyor. Evet diyerek teröre karşı devletin,milletin yanında yer aldığını sanan geniş bir kitle var.
Oysa, evet cephesinde HDP/PKK'yi aratmayan gruplar var. Leya Zana eski HDP, şimdinin bağımsız milletvekili. 1 Kasım seçimlerinden sonra mecliste yirmi yıl aradan sonra yemin krizine neden olmuş biri. Hala geçerli bir yemin yapmış değil. Yeminsiz milletvekili olarak aylığını tıkır tıkır alıyor. Çözüm sürecinde İmralı'ya gidip gelenlerden. Bu leyla Zana, Obama'ya,Nato genel sekreteri Rasmussen'e, BM genel sekreteri Ban ki Moon'a ve AP başkanı Buzek'e gönderdiği mektupta, TC'nin Kürtlere kaşı yaptığı saldırılara karşı sessiz kalmakla suçlamış,müdahale talebinde bulunmuştu. Kürtlerden kastının PKK militanları olduğunu söylemeye gerek yok. BU Zana, şimdi EVET'Çİ.
Barzani'yi biliyorsunuz,15 gün önce iktidar tarafından Kürdistan bayrağı ile karşılandı. Bu,aslında Kuzey Irak yönetiminin Türkiye tarafından tanınmasıydı. Daha önce bir çok defa Türkiye'ye meydan okumuş,hedeflerinin üç ülkeden(Türkiye,Suriye ve İran) toprak kopararak Birleşik Kürdistan'ı kurmak olduğunu söylemişti. PKK'lı teröristlerin teslim edilmesini isteyen Türkiye'ye Talabani ile birlikte Kürtlerin kedisini bile size vermeyiz diyen ve Türkiye aklını başına alsın diye tehdit eden BARZANİ şimdi EVET'Çİ.
Altan Tan'ı anlatmaya gerek yok. Kürtçü İslamcı,daha önce, azdan az çoktan çok gider,Kurşun adres sormaz diyerek Türkiye Cumhuriyetini tehdit edenlerden. İslamcılığı Kürtçlüğünün emrinde olan biri. PKK ile farkı, sıkıştığı zaman barışçı, rahatladığı zaman savaşçı bir portre çizmesi. Referandumla ilgili görüşleri sosyal medyada dolaşıp duruyor. Biz başkanlık sisteminden yanayız,bu sistemin baştan beri değişmesi gerektiğini söylüyoruz,Başkanlık sistemi gelsin bende aday olurum,Erdoğan'da aday olur, başkaları da aday olur diyor. Çözüm sürecinde Apo'nun yanına giderek irşat olanlardan. Hala HDP milletvekili ve EVET'Çİ.
HÜDAPAR 90'lı yıllarda domuz bağı ile vahşi cinayetlere imza atan Hizbullah'ın siyasete soyunan takımı. Hizbullah, tarihimizde görülmeyen canavarlıklara imza attı. Yaşlı,genç,kadın,çocuk demeden yüzlerce insanı öldürdü. Farklı düşünen herkesi tekfir ederek canını,malını,namusunu helal saydı. Öldürdüklerini kameraya çekip bunları zevkle seyredecek kadar insanlıktan,İslamlıktan uzaklaşmış bir örgüttü. 2000'li yıllarda yapılan operasyonlarla beli kırıldı, içlerinden bazıları sonradan siyasi mücadeleye karar verdi. Güneydoğu için PKK'dan farklı hiç bir projeleri yok. PKK Özerklik istiyor onlar da istiyor,PKK Kürtçe'nin resmi ikinci dil olmasını istiyor onlar da istiyor. PKK bölgeye Kürdistan diyor onlar da diyor. Farklı yol ve yöntemlerle aynı menzile yürüyorlar. PKK Marksist,Sosyalist bir Kürdistan istiyor, HÜDAPAR İslamcı bir Kürdistan istiyor. İslamcılıklarının farklı düşünen İslamların tamamını Küfür kefesine koyduğunu söylemeye gerek yok. Son tahlilde yolları Kürdistan'da buluşuyor. Son yıllarda PKK'nın saldırı ve baskılarıyla biraz PKK'dan uzaklaştılarsa da her çatışma sonrası bir araya gelerek ortak bir uzlaşma noktası bulabiliyorlar. Bu HÜDAPAR'da EVET'Çİ.
Görüldüğü gibi pkk'yı göstererek evet'e oy taşımanın hiç bir inandırıcılığı yok. Söz konusu olan bölücü,ayrılıkçıların tavrına göre pozisyon almaksa Evet cephesinde daha geniş bir ayrılıkçı,bölücü koalisyon var. Üstelik Evetçi Barzani daha iki gün önce Türk yurdu Kerkük'e Peşmerge bayrağı çekti. Hayır cephesinde PKK ve HDP nin bir kısmı varsa, diğer kısmı(Tan,Zana) evet cephesinde. Barzani ve Kürtcü-İslamcı Hüdapar da evet cephesinde. Dolayısıyla PKK'yı göstererek bölücüler hayır cephesinde demenin bir anlamı yok. karşıtlıklar üzerinden gidilirse evet cephesi daha zararlı çıkar. Doğru olan başkalarının pozisyonuna bakarak konum belirlemek değil, içeriğe bakarak tavır belirlemektir. Bu anayasa değişikliği tek adam düzeni getiriyor. Artık tarafsız CB olmayacak. CB isterse eyalet istemi getirebilecek,meclisi fesh edebilecek. Yargı ve yasama CB'ya bağlanacak. Kararnameler yoluyla meclis devre dışı kalacak. Bunlara evet diyecek miyiz demeyecek miyiz. Bütün mesele bu.Gerisi laf-ı güzaf...