Türkiye’nin ekonomik, sosyal, iç ve dış politika da bu kadar sıkışmasında AKP’li seçmenin hiç mi suçu yok?

 Elbette onlarda bizi yönetenler kadar suçlular.

AKP’li seçmen, başta Sn. Erdoğan olmak üzere AKP’lilerin bütün icraatlarını, program ve söylemlerini düşünmeden, irdelemeden alkışladılar, “Türkiye seninle gurur duyuyor!.” Diye gaz verdiler.

Son örnek; Sn. Erdoğan ve AKP kurmayları; “Erken seçim bizimle birlikte bitmiş ve Türkiye’nin gündeminden çıkmıştır” dediler alkışladılar. “Erken seçim vatana ihanettir” dediler alkışladılar. “Erken seçim kararı aldık” dediler yine alkışladılar. Neden ve niçin diye sormadılar.

Seçmen böylesine alkışlamayıp da ara sırada, “Yahu yanlış yapmaktasınız” diyebilseydi. Her yanlış ve doğrusunu: “Türkiye seninle gurur duyuyor, dik dur eğilme” diye alkışlamasa idiniz; Sn. Erdoğan ve kurmayları belki bu kadar yanlış yapmayacaklardı. El birliğiyle, alkışlarla yazık etmediniz mi Sn. Erdoğan’a? Seçim manifestosunu iyi okuyun, orada Türkiye’nin açmazlarını tek tek saydı: enflasyonu düşürecekmiş, faizleri indirecekmiş, vergi yükünü azaltacakmış, cari açığı dizginleyecekmiş, daha çok özgürlük sağlayacakmış. Vs. vs. Bunu da alkışladınız değil mi? Neden sormadınız; 16 yıldır ülkeyi kim yönetiyor, neden ülke bu hale geldi?” diye

6 KEZ VERGİ AFFI NE DEMEK

AKP hükümeti durdu durdu turnayı gözünden vurdu mu? Ne yazık ki “EVET” diyebilseydik. 16 yılda altı kez vergi affı, ülkede ekonominin iyi gitmediğinin esnaf, bakkal ve işletmelerin kazanamadığının en büyük kanıtıdır.

Esnaf, tüccar, işveren kazansa; vergisini yatırmaz mı, devletle yüz-göz olmayı hangi Türk insanı ister? Eğer vergiler ödenmiyorsa:

1-Vergiler çok yüksek ve merhametsizdir.

2- Ekonomik ortam kötüdür, iş yapılmıyor ve para kazanılmıyor demektir.

Sn. Başbakan’ın bu reform paketi, esnafa soruldu cevap: “Vergi affından ziyade ekonominin iyileşmesi gerek. Kazanamayan insan nasıl vergisini ödesin?” demekteydi. Bu paket, çözüm değil ancak, pansuman olur.

EMEKLİYE İKİ DİNİ BAYRAMDA BİNER LİRAYI NASIL ANLAMALIYIZ?

AKP hükümetleri memur ve emekliye % 3- 5 zamdan başkasını reva görmemiştir. Fazlasını isteyenlere de, “Daha fazla verelim de ülkeyi mi batıralım?” gerekçesine sığınırlardı. CHP’nin, önceki seçim vaatlerinde memur ve emeklilere her iki bayramda da birer maaş ikramiye sözüne; AKP’li ekonomiden sorumlu bakan Sn. Mehmet Şimşek, “Kaynak nerede? CHP kaynağı bulsun ben CHP’ye oy veririm, istifa ederim” demişti. Basit bir soru:” Emekliye iki bayramda 1000 e TL, seçimler olmasaydı verilecek miydi?

Demek ki kaynak varmış. Ama memur ve emekliye her nedense verilmemiş. Seçim öncesi bu ikramiyenin verilmesi:

  1. Seçim rüşveti olarak, (50+1 bulamıyorlar kesenin ağzını açtılar)
  2. Eğer biz gelirsek seçimden sonra vergilerle geri alırız,
  3. Biz gelmezsek de gelene bir enkaz devrederiz, belini düzeltmesin, Olarak algılandı. Bir fıkra söylenmeye başlandı: Fare,  başını delikten çıkarmış, karşısında koca bir dilim salam, bir kapta fındık-fıstık, bir başka kapta süt, koca bir dilim kaşar. Hemen deliğine çekilmiş ve bu işte bir puştluk var demiş.

Esen kalınız