Yaklaşık 1-1,5 kiloluk et parçası olan akciğerlerimizin içerisinde kanın oksijenlenmesini sağlayan 300 milyona yakın alveol denilen hava keseciği vardır.
Tüm hava keseciklerini açıp bir yüzey haline getirebilseniz orta büyüklükte bir evin taban alanına eşit bir solunum yüzeyi elde edersiniz.
Muhteşem bir paketlemeyle göğüs kafesimizin içine yerleştirilmiş.
Yaklaşık 8-10 yaşına kadar hava keseciklerinin sayısı ve vücut gelişiminin devam ettiği ergenlik çağının sonuna kadar akciğer kapasitemiz artar.
Akciğerlerin gelişimini ve sonrasında yaşlanmasını basit bir örnekle açıklayayım; Bir uçağın hava alanından kalkıp hızla yükselmesini takiben ilerideki bir hava alanına indiğini düşünün. Genelde uçaklar yükselir ve bir süre sonra hafifçe inişe geçerek havaalanına inerler. Bazı uçaklar yeterince yükselemeden inişe geçerler, bazıları yeterli irtifaya ulaşır ancak inişi çok hızlı olur.
Akciğer kapasitemiz hızlı bir büyümeyi takiben yıllar içinde yaşlanın etkisiyle yavaşça azalır.
Allah’ın bize verdiği akciğerler normal koşullarda bir ömür yeter.
Bazı insanlarda akciğer kapasitesi yeterince gelişemez, hayata zaten geriden başlar ve sonrasında zararlı etkenlerle kapasite kaybı çok hızlı olur.
Akciğer kapasite kaybının en bilinen sebebi sigara içme alışkanlığıdır.
Sigara içen hastaların yaklaşık yüzde 20 si KOAH’a yakalanırken hayat boyunca sigaradan vazgeçemeyen insanların yaklaşık yarısı KOAH olur.
Aslında bazı insanların KOAH olacağı çok önceden bellidir. Az sayıda insan sigara içmediği halde KOAH'a yakalanır.
Ülkemizde yaklaşık 3 milyon KOAH hastası var.
Bu hastalık ülkemizde başlıca ölüm ve sağlık harcaması sebeplerinden biri.
Hava keselerini düzgün sınırlı bal petekleri gibi düşünün.
Sigara bu düzenli boşlukları güve yeniği gibi bozar ve amfizem denen işe yaramaz hava boşlukları oluşur.
Bu boşluklar işe yaramadığı gibi şişkinlik oluşturarak sağlıklı dokuların işe yaramasını ve kolay soluk almamızı engeller.
Bazı hastalar çok gürültülü olup bronşit bulguları (sürekli balgam çıkışı, öksürük, morarma) ön plandadır.
Eskiden bunlara “mavi soluyanlar” derdik. Bazı hastalar ise içten içe alevsiz tüten ateş gibi akciğer hasarı ve amfizemin ağırlıklı bir tabloya sahiptirler.
Akciğer hasarı geri dönüşümsüz bir durumdur.
Giden alveollerimizin yerine yenisi gelmez.
Temiz hava bol güneş spor kayıplarımızı bize vermez.
Temel felsefemiz kaybın neresinden dönülürse kardır olmalı.
Bu nedenle ilk olarak hasar tespitinde bulunmalıyız.
Basit bir solunum fonksiyon testi atı alan Üsküdar’ı geçmeden mevcut kapasitemizi ve kapasite kaybının devamı durumunda bizi gelecekte neyin beklediği hakkında bilgiler verir.
Sigara sadece KOAH demek değildir.
Başta akciğer kanseri olmak üzere tüm kanserle ilişkilidir.
Kanser olur ölürsün, lakin KOAH olduğunda sürünürsün…
İnsanları maalesef sürünmek değil fücceten ölüm daha fazla korkutmaktadır.
Bu nedenle göğüs hastalıkları uzmanlarından ziyade kardiyologların sigarayı bırakma önerisini daha fazla dikkate almaktadırlar.