Almanya'da Baden Württemberg Eyaleti'ne bağlı Karlsruhe şehrine yakın küçük şirin bir kasaba Philippsburg.
Almanya sanayisini küçük kasaba ve köylere kadar kurulduğu için, Ren nehri üzerinde olan bu kasaba da.
Önemli yerli, milli olduğu kadar uluslararası şirketlerde yatırım yapmışlar.
Örneğin Good/Year her türlü araba ve uçak tekeri üreten bir şirket.
SEW dev bir elektrik motoru fabrikası ve 1970 yılında kurulan faaliyete geçen Nükleer Enerji Santrali [ KKW ] Kernkraftwerk gibi.
Bu küçük kasaba da on binlerce emekçi çalışmak da, işçi olarak gelen Sivas – Şarkışla’lılar.
İç Anadolu'dan ilk gelenler eş dost, akraba, köylü, hemşerilerini, Philippsburg ve çevresinde ki İşyerlerine yerleştiriyorlar.
Nükleer Enerji Santrali KKW
Almanya'da ilk nükleer enerji santrali 1957'de Münih'de devreye sokulur.
Almanya genelinde 17 tane santral var.
Almanya uzun zamandır büyük koalisyon dediğimiz CDU - SPD Hıristiyan Demokrat Birliği ve Almanya Sosyal Demokrat Partisi şansölyesi Angela Merkel tarafından yönetilmektedir.
Bu büyük koalisyonun aldığı kararlar doğrultusunda Almanya çevreye verdiği zarar ve tehlikeli bulduğundan dolayı.
Her iki partide özelikle muhafazakâr Hıristiyan Demokratlar Birliği CDU ciddi üye, oy kaybına rağmen Nükleer Enerji Santrallerini kapama kararı aldı.
Son santral 2022 yılında kapatılıp yerine yenilenebilir enerji gelecek.
Alman solcuların ve Çevrecilerin yıllarca mücadele ettikleri, İnsan sağlığına ve doğaya ciddi zararları olan bu Nükleer Enerji Santralin kapatılması Türkler tarafından hüzünle karşılandı.
Bölgede yaşayan Türklerin Nükleer Enerji Santrallerin Phillipsburg kasabası ve çevresinde görüntü kirliliği oluşturan.
O soğutucu devasa kulelerin beton yığının yıkılması patlatılması Türkler tarafından sosyal medyada ciddi ciddi paylaşım rekorları kırdı.
Bu beton ve çimento sevgisi bizde millet olarak nereden geliyor.
O kadar çok sevmişiz ki bununla alakalı deyimler oluşmuş.
Biz de biri fedakârlık yaptığında birlik beraberlikten bahsedince o arkadaş veyahut toplumun bir gurubu için çimento görevi yapıyor deriz.
Avrupa'da gelişmişlik, kadın erkek eşitliği, adalet, hukuk, sosyal devlet, toplumun örgütlenme durumu, yatay binalar, kaldırımların sıfır seviyesinde, yeşilin korunması gibi.
Türklerin atom sevdası normal değil.
Üzülenler ağlayanlar, şiirler yazanlar, atomsuz ne yapacağız diyenler.
Ne zaman diyorlar bunları tamda Coronavirus salgınında.
Biz insanlar ders çıkaracak bu hastalıktan hayat dün ki gibi olmayacak derken.
Almanya'nın göbeğinde ki Türk gençleri nükleer santral için ağıt yakıyorlar. Sosyolojik olarak bunu anlamak biraz zor.
Kalın sağlıcakla