Empati
Empati sana yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma, içselleştir, kendini onun yerine koy, duygudaş ol demek. Yazmaya çalışıyoruz ve yazılarımıza bazen çok değerli yorumlar geliyor. Kimisi yazının altına, bazıları da doğrudan yazara gönderiliyor. Okur yorumları ışığında biraz empati yapalım mı?
Kurt İzi İt İzi
Bozkurt Cemaati başlıklı yazıma yorum yapan Celal Kara, “Kurt vardır asildir, cesurdur, atılgandır, boyunduruğu kabul etmez hürriyetine düşkündür. Köpek vardır, tabiri caizse ittir, malumunuzdur. Kurt-köpeği vardır; babası kurt anası ittir, kurdun yanına varır kurt gibi köpeğin yanına varır it gibi davranır, her iki tarafta da malı götürür. Köpek-kurt vardır, babası köpek anası kurttur, aslı köpek olmasına rağmen etrafa kendini kurt gibi satmaya çalışır. Zaman bunların cirit attığı zamandır. Bozkurt'u kabullenmek herkesin harcı değildir. Onlar Bozkurt'a sadece içten içe hesap güder ve nasıl saf dışı bırakırız diye düşünür. Çünkü Bozkurt varsa onlara yer yoktur...” demişti.
Şimdi empati yapın, kendinizden emin bir (boz)kurtsunuz, yalan-dolan-talan bilmediniz, fikriyatınıza gölge düşürecek bir eyleminiz olmadı, atmadınız-satmadınız ama birileri bir şekilde ön almış, makam kapmış, size akıl ve ahlak dersi veriyor, anlamını dahi bilmediği lider-teşkilat-doktrin’den bahsediyor. Ne oldu, kızdınız mı?
Evladının Ölümünü Kim İster
İstanbul’da, özürlüler okulunda görev yapan bir bayan öğretmenimizin (Z.Y.), “Ülkücüler Neden Korkar” başlıklı yazıma “özürlülük” bağlamında yaptığı yorum canımı acıttı.
Öğretmenimiz özürlüler okulundaki fiili/pratik deneyimleriyle yapmış yorumunu. Diyor ki, “hiçbir ana-baba evlat acısı yaşamak istemez, tek istisnası engellilerin ana-babasıdır. Sadece onlar evlatlarının kendilerinden evvel vefatını isterler. Nedeni, ben-biz ölürsek çocuğumuza kim bakar korkusudur.” Ve ilave etmiş, meğer ne çokmuş özürlümüz ancak biz görmüyormuşuz, bizim olmadığı için!!!
Şimdi tekrar bir empati yapalım mı? Örneğin, sokakta otistik birini gördüğünüzde onun sizin evladınız, yeğeniniz, kardeşiniz, komşunuz olduğunu düşünün. Ve ailesinin yerine kendimizi koyup düşünelim… Ne oldu, sizin de mi canınız yandı?
Ülkücü Kim?
Ahmet Uludağ arkadaşımız ise bir yorumunda “…hislerimizi dile getiriyorsunuz. Ama ben bugün gördüklerim ve yaşadıklarımla sadece, Ülkücü kim? Bir yanılsama mıydı? Biz nereden bakıyoruz hayata ve dünyaya sorularından başka bir şey kalmadı. Bu sitem falan değil, sadece fikir ufkumda en çok gezinenler, paylaşayım istedim” demiş.
Evet, bir empati daha yapalım mı? Ne oldu, biz nerede hata yaptık da, bazılarımız bu şekilde düşünmeye başladı sorusuna derinden bir ah çekerek çentik mi attınız?
Es-selam olsun, ves-selam olsun, has-kelam olsun empati yapabilenlere.