Ceteris paribus “diğer tüm durumlar sabitken” bir değişkenin analizinde sonuca varmaktır. İmdi bu yöntem bugünün Türkiye siyasetine Sinan Oğan’ın aldığı oy üzerinden yordamlanırsa ne düşünmemiz gerekir? İlk soru şudur: Sinan Oğan’a verilen 2,8 milyon küsur oy, yine onun işareti ile şu ya da bu adaya yönelecek midir?
Girizgâha aldığımız can alıcı sorunun cevabını irdelemeden evvel, Sinan Oğan’a kimlerin oy verdiğini tartışarak açığa kavuşturmak gerekir. Tartışmadan kasıt, Sinan Oğan’ın seçmen görümünün hangi ağırlıkta dağıldığıdır. Önce kendimizden ve çevremizden temayül eden şu ki Sinan Oğan’ın seçmeni; kahır ekseriyette Türk Milliyetçileri ve milliyetçi hassasiyeti olan toplumsal öbeğin tevarüsünden meydana gelir. Bu toplumsal kesitin öncelikli politik dinamiği de başta Zafer Partisi seçmeni, MHP’ye oy veren Ülkücüler ve İYİ Parti mensuplarıdır. Keza Muharrem İnce tercihinin boşa düşmesinden ötürü adres arayan Atatürkçü-Ulusalcı kitlenin varlığı da malumdur… Ki bu kitlenin temel görüşleri ile Sinan Oğan’a oy verenler ideolojik esasta mutlak bütünlüğe içrektir.
Sanılanın aksine;
Sinan Oğan’a oy verenler parçalı, ayrı gayrı; sosyolojik bir parçalanmışlığın görünümü değil; bilakis en tutarlı; açık ve berrak kafaların bir arada olma halidir. Sinan Oğan’a oy verenler: ülkenin ciddi bir savrulma ve belirsizliğe gittiğini görenler; Atatürk Cumhuriyetinin istikbal ve istiklal tehlikesini endişeyle karşılayan olgun ve sorumluluk sahibi idealist gençlerdir. Okumuş, eğitimli, kamuda çalışan; üniversiteye giden, asker, polis vatansever Türk evlatlarıdır! O sebep Sinan Oğan’a oy verenler hep bir arada olan, yaşayan ve ülkesi için dertlenen milyonlardır.
Ve
Sinan Oğan ve Ata ittifakı az zamanda pek çok maddi yoksunluk içinde Cumhurbaşkanlığı seçimini başarı hanesine yazmıştır. Iğdır, Kayseri, Karaman, Karabük, Kastamonu, Isparta, Çankırı, Denizli, Bursa ve Eskişehir gibi illerde oy ortalaması %7’nin üzerine çıkarken bu illerin seçmen eğiliminde ve politik dokusunda milliyetçi düşüncenin asli ve sosyolojik gerçeklik olduğuna kimse itiraz getiremeyecektir. Yine başta Ankara olmak üzere tüm anakentlerde oy ortalaması da %5’in altına düşmemiştir. Dolayısıyla Sinan Oğan’ın Türk Milliyetçilerince tercihi olduğu herkesçe ayandır.
İmdi bu politik vasat vazıh halde ise mesele, 2. tur seçimlerinde Sinan Oğan’ı tercih edenlerin ne yapacağı sorusudur.
Şu kesindir;
Türk Milliyetçilerini evvelen kimse payanda görmesin ve politik basit hesapların değirmenine su taşıyacak hiçbir milliyetçi, Atatürkçü de aramasın! Aslolan ülkenin huzuru, mutluluğu ve bekası ise (ki öyledir) bu oyların vekâletini almış olan Sinan Oğan ve Ümit Özdağ; söz konusu değerler üzerinden düşünerek hareket edecektir. Anlaşılıyor ki Ak Parti 2. tur seçimlerini kazanacağından emin haldedir ve MHP cenahından Sinan Oğan’a karşı yöneltilen dil de üzücüdür.
Diğer tarafta;
Kemal Kılıçdaroğlu’nun ipi göğüsleme şansı bir hayli netameli görüntü arz etmektedir. Sanırız ki Kılıçdaroğlu siyasi hesapta ne kadar yanıltıldığını ve neleri eksik bıraktığını bu seçim sonuçları ile gördü. Bu halde Sinan Oğan ve ona oy verenlerin desteğine ihtiyaç duyan Kemal Kılıçdaroğlu’nun ne yapacağı ve Sn. Oğan ile Sn. Özdağ’ın Türk Milletine ve bize (oy verenlere) ne anlatacağı, meselenin esasına gelip, dayanmıştır…
Şimdi;
Sözüm ona medyada dolaşan “Göçmen Bakanlığı” gibi “horoz şekeri” hediyelerle avutulacak veletler muamelesine reva görülmeyi aklımızdan bile geçirmeyiz! Davutoğlu, Babacan gibi CHP’den simbiyotik beslenme ile ayakta duran komalık halde maksimum siyasi rant sağlayan siyasetçiler Cumhurbaşkanı yardımcısı olacakken bu lakırdılar; ancak özrü kabahatinden büyük işlere numune örnek olur.
Dolayısıyla CHP’nin doğal sınırı ve etrafındaki Davutoğlu gibi vd. isimlerin balon hali sabitken… AKP’si, MHP’si kazanacağımız garanti derken bu oyunu değiştirecek tek güç Türk Milliyetçilerdir!
Bu sebeple;
Bizim mutmain olmamız ve sandığa giderek tercihimizin yansıtılması isteniyorsa: 1) Sinan Oğan’ı tercih sebebimizdeki fikri, ilkesel ve politik gerekliliklerin açıkça kabul edilmesi temel önceliktir. 2) Türk Milliyetçilerinin ve Atatürkçülerin iradelerinin vekâletini almış iki isim; Sn. Oğan ve Sn. Özdağ, yürütmenin içinde mutlak ve faal sorumluluk taşıyarak, ilkelerimizin tatbiki için Cumhurbaşkanı yardımcılığı sorumluluğunda “Milli göreve” açıkça davet edilmelidir. Türk Milliyetçileri; Milli savunma, Milli eğitim, Türk dünyası ve Bölgesel dış meselelerde muhakkak söz söyleme, faal olma yetkisine haiz olmalıdır ki olası müzakereler anlamlı ve hayırlı olsun!
Eğer ki bu vasat oluşuyor ve Sinan Oğan, Ümit Özdağ tarafından bizlerin kanaati dikkate alınıyorsa bu şartlarda 2.tur seçimi anlamlı olur ve istenen sonuç; ancak böyle alınır. Harici durumda bizlerin sandığa gitmemesi en hayırlı iştir.