Ankara Milletvekili Yüksel Arslan, sosyal medyada yaptığı paylaşımda, İmamoğlu için "Tek derdi kendi kariyeri ve ona çizilen rotada yürümek olana, 'Proje Çocuk' denir, 'Mustafa Kemal'in Askeri' denmez" ifadelerini kullandı. Arslan herhangi bir isim değil. Kırk yıldır Yavaş’la beraber.  Beypazarı Belediye Başkanıyken de ABB Başkanıyken de Yavaş’ın Özel Kalem Müdürüydü. Kaybettiğinde de kazandığında da her daim yanındaydı Yavaş’ın. Kısaca Arslan, Yavaş’ın sır katibi, sağ kolu.

      Arslan, 2023 yılında İyi Parti Genel Merkezinin aleyhinde çalışmasına rağmen Mansur Beyin tam desteğiyle önseçimleri kazandı ve milletvekili seçildi. İyi Partinin yerel seçimlerde Mansur Beye destek vermesi için cansiperane çalıştı. Muaffak olamayınca partisinden ayrılarak binlerce partilinin İyi Partiden ayrılması sürecini yürüttü. İyi Partinin Ankara yöneticilerinin CHP’den adaylaştırılmasını ve Yavaş’ın seçim kampanyasını koordine etti. Yerel seçim zaferinde büyük payı var Arslan’ın.

       Yavaş ve Arslan yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen birbirlerini seven ve güvenen iki dost, iki arkadaş. Arslan milletvekili seçildikten sonrada Yavaş’ın yanından ayrılmadı. Sürekli beraberler. Hal buyken ‘’Arslan, İmamoğlu’nu hedef alan açıklamayı Yavaş’tan habersiz yaptı’’ denebilir mi? Böyle bir iddiaya kim inanır? Peki öyleyse Mansur Yavaş’ın, "Bu metni onaylamadığımın bilinmesini isterim. Kendisine tavsiyem bu twiti silmesidir" paylaşımı neyin nesi?

       Geçen hafta kaleme aldığımız yazıda Mansur Beyin aday olmakta kararlı olduğunu yazmıştık. ‘’Ceketini alıp gitmeyecek, CHP’yi bölebildiği kadar bölecek, İmamoğlu’nu, özellikle vatandaşın son derece hassas olduğu DEM Parti ile ilişkiler konusunda yıpratacak.’’ demiştik.

       Arslan’ın açıklaması Yavaş cephesinin stratejisini gözler önüne seriyor. Yavaş mümkün olduğu kadar uzun süre CHP’de kalacak ve eleştirilerini parti içinde nezih bir şekilde dile getirecek. Yaptığı konuşmalarda ‘’DEM Parti ile ilişkilerimizi keselim, bölücülerle aramıza mesafe koyalım’’ diyecek. Tezkerelere, özellikle Suriye, Irak ve Libya tezkerelerine evet oyu verilmesini isteyecek. CHP’deki ‘’parti içi demokrasiyi’’ veya başka bir ifadeyle kakofoniyi sonuna kadar kullanacak.

       Yavaş böyle hareket ederken Yavaş’ın CHP’ye katılmayan arkadaşları İmamoğlu’na yüklenecekler. İmamoğlu’nun Dem Partiyle ilişkileri, yurtdışıyla irtibatları, savurganlığı ve lüks düşkünlüğü eleştirildiği ana konular olacak. ‘’Özel jet kiralayıp berberiyle maç seyretmeye Almanya’ya giden İmamoğlu, halkla birlikte Atatürk Orman Çiftliğinde plastik sandalyede oturarak maç seyreden Yavaş’’ teması sürekli işlenecek.

       Üsküdar’daki yalı skandalı gibi olaylar sürekli kamuoyunun gündemine getirilecek. İmamoğlu bazen Mehmet Şimşeğe bazen Kemal Dervişe benzetilecek. Otoriterliğe meyilli olduğu iddia edilecek. ‘’Küçük-Yeni Erdoğan istemiyoruz’’ ifadesi sloganlaştırılacak. İmamoğlu’nun müteahhit olduğu, babasının halen hem de İstanbul’da müteahhitliğe devam ettiği vurgulanacak. Kısaca İmamoğlu önümüzdeki dönemde sadece Ak Partiyle değil Yavaş’ın CHP’li olmayan arkadaşlarıyla uğraşacak. Yavaş’a saldıramayacak zira Yavaş hafta sonu olduğu gibi arkadaşlarına İmamoğlu’ dan bile önce yanıt verecek.   

       İmamoğlu-Yavaş mücadelesinde Yavaş’ın önemli avantajları var. Dar ama kendisine ölümüne bağlı bir kadroyla çalışıyor. İmamoğlu’nun ekibi çok kalabalık ve toplama. Yavaşın arkadaşlarının aksine büyük kısmı siyasete uzak. Fikir ve ideal birlikleri yok. Özel sektör kökenliler. İçlerinde hata yapanlar, pot kıranlar, yolsuzluğa meyil edenler muhakkak olacaktır. Ekibi üzerinden İmamoğlu yıpratılacak. Hedef ‘’proje çocuk İmamoğlu, Anadolu delikanlısı Yavaş’’ imajlarının oturtulması.

       Öğrendiğime göre İmamoğlu tüzük kurultayında Yavaş’ı konuşturmamakta daha doğrusu belediye başkanlarından sadece kendisinin konuşmasında kararlı ve ısrarlıymış. Yavaş ‘’Önce kurultayı sonra partiyi terk ederim’’ restini çekince geri adım atmış. Bu olay Yavaş açısından bardağı taşıran son damla olmuş daha doğrusu harekete geçmesini hızlandırmış. Yavaş’ın kurultayda yapacağı 20 dakikalık bir konuşmaya dahi tahammül edemeyen İmamoğlu, kendisi ceza alsa yani aday olamasa bile Yavaş’ın adaylığına yeşil ışık yakar mı? Yavaş, İmamoğlu’na rağmen aday olabilir mi? Her iki sorununda cevabı hayır olunca Yavaş’ın harekete geçmekten ve İmamoğlu’nu hedef almaktan başka çaresi kalmıyor.

       Yavaş’ın öngörüsü şöyle: İmamoğlu ve Erdoğan’la yarıştığında kendisinin ikinci tura kalacağını ve ikinci turda, ilk turda İmamoğlu’na oy veren seçmenlerin büyük çoğunluğu kendisine yöneleceğinden kazanacağını düşünüyor. Eğer İmamoğlu ve Erdoğan aday olamazlarsa işinin daha da kolaylaşacağı kanaatinde. CHP, İmamoğlu’ndan daha iyi aday çıkaramaz. ‘’Erdoğan yasal nedenlerle aday olamazsa ya da kendi aday olmak istemezse Ak Partinin muhtemel adayları Fidan ya da Bayraktar olur’’ görüşünde.

       Fidan aday olursa Erdoğan’ı destekleyen Karadenizli seçmenlerin üçe bölüneceği ama İmamoğlu’na oy verecek Güneydoğulu seçmenlerin Fidan’a yöneleceği dolayısıyla Yavaş’ın işinin kolaylaşacağı düşünülüyor. Yavaş için en riskli rakip Bayraktar. Genç, dinamik ve başarılı. Hem Yavaş’ın hem de İmamoğlu’nun havuzundan oy alabilir. İlk turda İmamoğlu’na oy veren Karadenizli ve Güneydoğulu seçmenler ikinci turda Bayraktara yönelebilir. Zayıf yönleri siyasette ve devlet yönetiminde tecrübesiz oluşu.

       Başkanlık sistemlerinde genelde ikili bir yarış olur ama biz çok heyecanlı bir üçlü yarış izleyeceğiz.