İsmail Türk yazdı: Sinan Ateş’in şehit edilmesi, bir suikast, bir cinayet ve aynı zamanda 21. Yüzyıl Türkiye’sinde bir sosyal hadisedir.
Bir haftadan fazladır elim bir acı ile sarsıldığımız Sinan ateş cinayeti gündemimizde yerini korumaya devam ediyor. Tetikçilerin bulunması yetmez, teşvikçilerin de bulunması gerekir. O zamana kadar gündemimiz değişmeyecektir. Acımızın taze olmasının yanında, içimizde fitillenen intikam ateşi de günbegün artmaktadır.
Bu cinayeti duygusal boyutlardan insani boyutlara, hukuki ve kriminal olgularla farklı açılardan değerlendirmeye devam edeceğiz. Ta ki azmettiricileri bulunup cezalandırılana kadar. Bu cinayet neresinden bakarsak bakalım başlı başına Türk milliyetçileri için, ülkücüler için inanılmaz bir kırılma noktası oldu.
Meselenin henüz sıcak olması sebebiyle konuşulmayan noktalar var. Bu suikast Sinan’ın şahsına, yetim kalan iki evladına ve gözü yaşlı eşine, kederli anne babasına yapılmıştır. Ama genel çerçevede bu, Mhp ve Ülkü Ocakları’nın temeline zarar veren bir suikasttir. Bunu böyle de değerlendirmek gerekir. Zira Sinan Ateş suikasti konusunda sağlıklı değerlendirme yapmamızı engelleyen, MHP, iktidar ya da ülkücülerle hesaplaşma içinde olan dış etkenler, bu cinayeti kendi emelleri doğrultusunda kullanmaya çalıştılar. Unutmadan eklemeliyim ki öbür tarafta Milliyetçi Hareket Partisinde ve Ülkü ocaklarında, dün ülkücüleri şehit eden aydınlık çağı Perinçek artıklarının bugün korunması ve savunulması bizleri son derece düşündüren bir hadisedir. Bu konunun üzerine gidilmeli. Bunun üzerine düşünmek sayısız makaleler yazmak gerekiyor, inanılmaz bir meşveretle belki akılcı bir yorum yapılabilir kanaatindeyim. MHP’ye ve yan kuruluşlarına böyle bir SUİKAST niye yapılır, ne için yapılır? Bu soruların cevabı kişi ve kuruluşlara göre değişse de esas ana hedef bellidir dolayısıyla MHP ve ülkücü kuruluşlara sızmış olan şucu bucu demeden ben bunlara (yasadışı çeteleşmeler diyorum) ortaya mutlaka çıkarılmalıdır. Yoksa gelecek nesillerin bize karşı: “ülkücüleri torbacılara öldürten düzeni neden bozmadınız?” Sorusuna yanıt veremeyiz.
Bizler 20 senedir her seçim öncesinde akıl almaz olaylar yaşamaya alıştık sanıyorduk. Ama bugün yüzbinlerce insan seçim arefesinde bir milliyetçinin öldürülmesindeki mesajı kavrayamıyor. Bu kirli ve kendi evlatlarını öldüren düzene ortak olan liderlere çok kızgınız!
Sinan Ateş’in şehit edilmesi, bir suikast, bir cinayet ve aynı zamanda 21. Yüzyıl Türkiye’sinde bir sosyal hadisedir. Kardeşimiz Sinan Ateş’in yaşarken gelecek nesillere aktarmaya niyet ettiği çalışmaları, onun gidişiyle ölümsüzleşmiştir. Bu cinayet, yalnızca bir ailenin ocağına ateş düşmesi değil, sosyolojik bir evrim sürecine giriyor olduğumuzun da kanıtıdır.
Cenazeye katılan ülkücülerden: “Sinan’la birlikte çok şey gömdük” demesi bundandır. Artık Ülkücüler, bu çeteleşmenin karşısında yer alacağını, intikam yeminleri ederek duyurdu. Sinan’ın katilleri bulunacak. Suikastin azmettiricileri bulunacak. Olay aydınlanana, failler cezalandırılana kadar bu camia bu kalleş suikastin gündemden düşmesine izin vermeyecektir. Mücadelemiz Sinan’ın eşi için, ailesi için, evlatları için, vatan aşkıyla yanıp tutuşan camiamız için!
Sinan, tüm bunları görüyorsa, bu büyük dönüşümün mihenk taşı olduğu için kendisiyle gurur duymalı. Şu anda cinayet sonrası atmosferde bizi milliyetçileri iç karışıklığa itmek isteyenler olsa da biz olabildiğince bir arada ve davamızın arkasında olacağız.
Bir fark var ki artık ülkücüler olarak siyasi bir temsilimizin olup olmadığı konusunda gündemin tartışması olduğunu da unutmayalım. Şunu da tekraren belirtmeden geçemeyeceğim MHP ve ülkücü düşmanlığı devlet millet düşmanlığı yapanların bu elim cinayeti istismar etmelerine de müsaade etmemek lazım burada açıkça taraf olanlar ve eleştirenler bu noktaya dikkat ederek konunun üzerine gitmesi lazım. Esasında bu tartışmalar milliyetçi camiaya kendi içindeki pislikleri temizlemek için iyi bir fırsat veriyor kanaatindeyim. Ayrıca yine biliyoruz ki MHP’den dört tane parti ayrılıp kuruldu sayısız üst düzey yönetici ayrılıp her partiye gitti buna HDP ve CHP de dahildir buna rağmen kimseye suikast öldürme yaralama gibi bir şey yapılmadı, işte bu yüzden Anlamadığımız anlayamayacağımız nasıl bir kin hangi husumet Sinan Ateş öldürttü bu sorunun cevabını aramak kamuoyunun hakkıdır. Önemli bir şey daha belirtmek isterim: Ümit Özdağ’ın talimatıyla kurucusu olduğum Zafer Partisi’nin il ve ilçelerine asılacak olan Sinan Ateş ile ilgili pankartları doğru bulmadığımı ifade etmek isterim Türk milliyetçilerinin arasına sevgi ve saygıyı yok edecek, fitneye sebep olacak eylemlere karşıyım. Buradan Sayın Genel başkanım Ümit Özdağ’a sesleniyorum, bu yanlış kararınızdan dönün lütfen.