Yazımıza rahmetli Süleyman Demirel’in meşhur söylemi ile başlayalım. “Dün dündür, Bugün Başka Bir Gün.” Evet Türkiye siyaseti canlı ve dinamiktir. Bir günü diğer gününe benzemiyor. Her gün ayrı bir gündemle uyanıyoruz. Zaten iktidar ve yandaş basın da bunu istiyor. Kamuoyu her gün başka bir konu ile meşgul olsun. Asıl gündem konuları olan, ekonomi, hayat pahalılığı, enflasyon, mülteciler konuları gündemde olmasın diye özel suni gündemler yaratılıyor. Yandaş basın da bu suni gündemleri köpürttükçe köpürtüyor.

Mesela Sayın Cumhurbaşkanı ile CeHaPe Genel Başkanı Özügür Özel’le görüşmesi günlerce konuşuldu tartışıldı. Şimdi iadei ziyaret konusu köpürtülüyor. Bir de Sayın Cumhurbaşkanı ile Sayın Meral Akşener’in sürpriz görüşmesi gündeme girince yandaş basının eline büyük bir koz verilmiş oldu. Görüşmenin içeriği henüz açıklanmadı. Her iki tarafta sessizliğini koruyor. Sayın Cumhurbaşkanı nice görüşmeler yapıyor ama medyaya servis edilmiyor. Ama bu görüşme Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından basına özellikle servis edilmiştir. Eminim Sayın Meral Akşener de böyle bir ortamda bu görüşmenin basına servis edilmesini istemezdi.

Bu görüşmenin içeriği, sebebi neydi bilemiyoruz. İllaki bir gün bu görüşmenin içeriği ortaya çıkacaktır. Asıl olan Sayın Meral Akşener’in bu görüşe içeriğini bir basın açıklaması ile kamuoyuna açıklamasıdır. Belki de basında köpürtüldüğü kadar anlamı olmayan bir görüşme olarak kalabilir. Bilemeyiz. Ama yandaş basına bakınca; kıyametler kopuyor. Neymiş efendim; Meral Akşener oğluna yurtdışı bir görev istiyormuş. Yok kendisi Cumhurbaşkanı yardımcısı olacakmış. Bizim yandaş basın niyet okumayı pek ala bilir. Bu görüşmenin içeriği yarın öbür gün açıklandığı zaman hiçte köpürtüldüğü gibi olmadığı ortay çıkarsa, yapılan bu spekülasyonlar, atılan manşetler ne olacak. Doğru ya; yapılan bu manşetlerin bir müeyyidesi yok nasıl olsa. Nasıl olsa bir hesap soran çıkmayacaktır. Yazılanlar veya alelyhte söylenenler olduğu gibi kalacaktır.

Meral Akşener’in Cumhurbaşkanı ile buluşma talebi hangi taraftan geldiği de henüz belli değil. Bu arada İyi Parti Genel Merkezi bu buluşma ile ilgili sessizliğini koruyor. İyi Parti Genel Başkanı Sayın Musavat Dervişoğlu bir açıklama yaptı ama bu açıklama daha çok temennilerden ileri bir açıklama içermiyordu. Görüşmenin içeriği açıklanırsa, belki daha net bir değerlendirme yapılacaktır diye düşünüyorum. Bekleyip hep birlikte göreceğiz.

Konu İyi Parti’den açılmışken aynı konuda devam edelim. 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılan Türkiye Genel Seçimlerinde aday tespiti yapılırken omurgalı adaylardan çok paralı adayların seçilmesi İyi Parti camiasında hayal kırıklığı yaratmıştı. Nitekim parti bir bunalımlı döneme girince bu paralı askerler kışladan bir bir firar etmeye başladılar. İnsan omurgasız olunca ne yaparsan yap avucunda tutamazsın. Rahmetli Osman Bölükbaşı, 60’lı yıllarda meydanlarda en büyük kalabalıkları toplar ve onlara hitap ederdi. Seçimlerde kazanan Milletvekilleri başka partiye kaçmasın diye onlardan noter senedi alırdı. Ama buna rağmen insan omurgasız olunca elinde tutamazdı. Ayrılmak isteyen yine ayrılırdı. Günümüze baktığımız zaman siyasette durum aynen devam ediyor.

Biz geçmişte ne siyasi ihanetlere şahit olduk. Güneş Motel olayı, Ana gövdeden koparılan ve bir gecede 35 ilde örgütlenen partilere de şahit olduk. Sinan Oğan olayı taptaze ortada duruyor. Tam bir rezaletti. Bir iki gün önce yaptığı basın açıklamasında; Hüda Par ile aynı ortamda bulunmam. Onlarla aynı masada oturmak en büyük ihanettir diyordu. İki gün sonra Cumhur İttifakı’nı desteklemek üzere kulvar değiştiriyordu. Ve Hüda Par Genel Başkanı ile kol kola poz veriyordu.

Siyaset mühendisleri yine devrede. İyi Parti zaten bir çalkantılı dönemden geçiyor. Fırsat bu fırsat partinin içini daha fazla nasıl karıştırabiliriz diye bir kısım siyaset mühendisleri devrede. Yandaş basın zaten dünden göreve amade bekliyor. Eski Genel Başkan Meral Akşener üzerinden yine karanlık birtakım komplo teorileri üretiliyor. “Mevlâm Neyler? Neylerse Güzel Eyler”

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE VE DİYEBİLENE