Türkçülük, binlerce yıllık Türk kimliğinin, tarihten aldığı güçle bir fikir hareketi olarak şekillenmiş; son yüzyıllarda Türk yurtlarının en sağlam savunucusu, milletimizin köklü kültürünün ve sarsılmaz birlik ruhunun en güçlü temsilcisi olmuştur. Ancak günümüzde, Türkçülüğün bu sağlam köklerini zayıflatmak isteyen bazı çevreler, yeni bir stratejiyle harekete geçmeye hazırlanmaktadır: Türkçülüğü “marjinal” bir hareket olarak lanse etme ve toplumsal zeminden uzaklaştırma çabasına girişecekler.
Bu hedeflerine ulaşmak için Türkçülüğü, Kürtçülüğün karşısına konumlandırarak toplumda çatışma senaryolarını körüklemeyi ve sözde “Kürdistan” hayallerini gerçekleştirmeyi amaçlıyorlar. Bu planın ardında yatan tehlikeli düşünce, Kürtçülüğü, son günlerde siyaset üzerinden yapmaya çalıştıkları şekliyle PKK gibi terör unsurlarından “arınmış” bir yapıya büründürüp, çok daha büyük ve güçlü bir hareket olarak öne çıkarmak. Böylece, toplumda kutuplaşma yaratılacak ve Türkçülük bir “sokak hareketi” gibi gösterilerek radikal bir çizgide izole edilmeye çalışılacak. Bu durum, aslında emperyalist güçlerin kendi çıkarlarına hizmet eden sinsi bir oyun.
Özellikle son 4-5 yılda artan “Türkçü” görünümlü sosyal medya hesaplarına da dikkat edilmesi gereken bir dönemdeyiz. Bugün geniş takipçi kitlelerine ulaşsalar da gelecekte kime ve neye hizmet ettiği belli olmayan, tek noktadan yönetilen birer algı aracı haline dönüşme riskleri var. Böyle bir sürece girdiğimizde, doğruluğu kontrol edilmemiş paylaşımlara itibar etmeyin. Sizleri sokağa ve şiddete yönelten, nefret dili kullanan ve arkasında kimlerin ne amaçla olduğu belirsiz hesaplara dikkat edin. Bu gibi güç odaklarına alet olmamaya özen gösterin.
Son 10 yılda Türkiye’ye 10 milyona yakın sığınmacı, kaçkın ve mülteci ile dolduran emperyalist zihniyetin uzantıları, reaksiyonel olarak Türkçülüğün nasıl bir siyasi ve sokak gücü olduğunu görmüş durumda. Bu güçten korkan çevreler, Türkçülüğü marjinalleştirerek bu potansiyeli kendi çıkarlarına tehdit olmaktan çıkarmaya çalışıyorlar. Bu noktada, sosyal medya üzerinden organize edilen hareketlere karşı daha dikkatli olunması gerektiğini unutmamalıyız.
Gerçek Türkçülük, birliği, aklı ve sağduyuyu esas alır.
Unutulmamalıdır ki; Türkçülük, bu milletin sinesinden çıkan, köklü bir kültürel akımdır. Bu ideali sokağa çekme çabasına karşı, Türkçülüğü akıl ve irade ile korumak hepimizin sorumluluğudur.