“Türklüğü romantizm, tarih ve edebiyat şuuru ile harmanlayan bir isim söyleyin” desem; Nihal Atsız’dan gayrı kim akla gelir?!. 70 yıllık ömrü, ancak Türklüğe meftunlukla özetlenen Bilge Atsız Ata’yı minnetle anıyorum. Atsız Ata şiirleri, roman ve makaleleri ile Türklüğün bilinç abidesidir. Atsız Ata için menkıbevi yazılar, yâd ve anma seremonileri arasında vurgulayacağım yegâne husus; onun ölümsüz bir Türk olduğunun yadsınamaz gerçekliği olabilir. Ezcümle, onu ifade ve hakkını teslim etme had ila kabiliyetini kendimde görmem!
Türkçülüğün kurumaz pınarı Atsız Ata’yı politik ve polemik hususlardan azade bir yere koymak icap ediyor. Elbette yaşadığı dönemle ilgili tespitleri, tarih şuurundan akan asri hakikatler, kahırlı bir ömür sürmesinin nedenlerini teşkil eder. Nurculuk dahi yobazlık hakkında gösterdiği kavi duruş umarım bugün daha iyi anlaşılır. O, Türk Devlet’inin kavi ve zinde halde kalmasının mutlak yolunu Türk kanının ve Türk idrakinin ahlak ile harmanlanmış mevcudiyetinde ararken; imdi kim Atsız Ata’yı kınayacaktır?
Türk Milliyetçileri halen Nihal Atsız’a sahip çıkacak, saygı duyacak noktada görünmüyor. Siyasal düzlemde ilgi alanımıza giren MHP mensuplarının tarih ve ırk meselinde kelam kabızlıkları, Atsız Ata’yı sağlam kaynak indinde görememeleri ile ilintilidir. İyi Parti’nin Türkçülük ve özelde Atsız hususunda ortaya ne koyacağını bilmiyorum!
Sözüm ona, birkaç kendini bilmez “Atsızcı” diye tanımlayan abuk-sabuk taifenin elinden Nihal Atsız’ı kurtarmak icap ediyor. Bir üniversitenin Türkiyat enstitüsünde Nihal Atsız kürsüsü kurulsa çok mu istemiş oluruz?!.
Umarım bu koca Türk büyüğünün kadri kıymeti iş bu vesilede ifade bulur.
KUDÜS
Mahmud Abbas’ın ifadesi: “Kudüs Arap şehri”… O zaman bu işi Araplar halletsin! Biz tarih bilincimizden Arap ihanetini asla söküp atamayız! Hoş.. istedikleri kadar bağrış çağrış etsinler, Siyonist İsrail bir adım dahi geri atmamaktadır. Suudlar ve Mısır gibi idarecileri ALÇAK mertebesinde bulunan Arap ahali ve Filistinlilerin, İsrail hakkında yapacakları da fazla bir şey olmaz!
Türkiye Devleti Hükümeti, Kudüs hususunda dikkatli olmalıdır. İsrail ile diplomatik, siyasi, ekonomik ilişkileri kesmenin sağlayacağı bir fayda yok. Bilakis dede çare olmak isteniyorsa İsrail ile teması hiç kesmemek icap ediyor. Biz gerektiğinde İran, Rusya ve hatta İsrail ile ilişki kurmak mecburiyetindeyiz; çünkü coğrafyamız bunu vaz eder. Sayıları 400 milyon tahmin edilen Arap denizinde 8,5 milyonluk ülkenin Kudüs’ü ilhak etmesi, orayı başkent tanıması en başta Arapların utancıdır. Türkiye, tarihi ve insani görevini yerine getirmeli; ancak en başta kendi çıkarını gözetmeli...
İddiamız o ki; yaşadığımız coğrafya yeniden tasarımlanırken mezhep budalalığının ve din tutuculuğunun peşine takılmak bize zarar verir. Türkiye’nin gücü belli.. askeri, siyasi ve ekonomik kabiliyetlere göre konumumuzu belirlemek tek çıkar yol.
Ahmet Davutoğlu ile vahim dış politika hatalarına amir olan Ak Parti hükümeti umarız yakın tecrübelerden ders çıkarır.
TANRI TÜRK’Ü KORUSUN!