AKP-MHP İttifakı salt siyasi değil, sosyolojik temellidir…

İmdi; başta ifade etmemiz gereken MHP’nin tekrar tarihi ve yazınsal kodlarına dönmesidir. MHP sağa meyyal 70’li yılları hatırlatan Türk İslamcı praksisle yatay izdüşümünde… O halde MHP yeniden kendine rücu ediyorsa; politik ve dönem arızalı çıkışların bu partide ne kadar eğreti durduğunu ifade etmemize gerek dahi yok… Parti politizasyonu, kodlarda yer edinmiş iktidarda bulunmadan iktidar olma paradigmasını kotarmaya çalışıyor.

Ülke ve sistem tabanlı arızalara yönelik bakış açısı mı, yoksa bir seçim muvacehesinde ifade edilen sathi diskur mu daha önemliydi?!. Ülkücü hareket genelde sistem sorunsalına dönük ideolojik diskurun kuramsal sıfatlamasıdır. Kurum MHP, iş bu vazda siyaset edebildiği sürece çekirdek dokusunu muhafaza edebiliyor ve aksiyoner kimliğini yitirmeden Türk sosyolojisinde siyasi kompartımanına sahip çıkıyor.

İmdi MHP’nin aldığı yolun ve özgül ağırlığının değeri 15 yıldır devleti yöneten RTE tarafından da idrak edilmiş durumda… Cumhurbaşkanlığı çeperinde yeniden kurgulanan idari maslahatın ülkenin yüz yılını değiştireceği muhakkak. Türkeş’in başkanlık muradı biraz yalpalamayla yine MHP’ce dillendirildi; güçlü yasama ve yürütme erkine sahip organize bir devletin inşası için yapılan uğraşlara yine MHP çabasıyla şahit olmaktayız. MHP sağa meyyal hafıza kodlarına yeniden döndü… Pek tabi düşündüklerimiz ve yazdıklarımız el-an bu duruma göre okunmalıdır.

Türkiye’nin siyasal ve sosyolojik yığınla meselesi var. Bunların hiç biri bir çırpıda halledilecek neviden değildir. Demokrasi, sivilleşme, şeffaflık, politik toplum olma sıkıntısı, sağ nedir, sol nedir, milli kimlik ve tesanüt anomalisi vd… Eh yığınla sorun sarmalında fikri içtimadan da söz edemeyiz. Hiçbir dönem olmadığı kadar muhafazakâr ve milliyetçi kimliğin ortak paydaya itelendiğini görüyoruz. Sosyolojik okuma, esasta seküler ve devletçi Bahçeli’nin dahi mecburi koridora yönelişinin nedenselliğini göstermektedir. MHP’nin devlet-millet menşeili ideolojik okumasında siyasi bir rant ve teveccühün ihyası için yaslanılan bu muhafazakar-milliyetçi söylem nedir?

Yeni muhafazakarlık AKP’nin temsil ettiği bir popülasyon. Milli görüş ve benzeşen sair çizgiden kendini çeper dışına iten ve yeni bir merkez söylem oluşumunda tezahür eden sosyoloji. Bu yeni muhafazakarlığın içinde tutucu islami damardan başlayıp, tüketici ve pragmatist kitleden tutun anomim ve post kültürel tarzlara kadar geniş bir halita var. MHP esasta bu halita ile bir düşünce ve taban sosyolojisi iletişi kurmaya çalışarak 3. Hamlesini başlatmıştır.

Ülkücüler bu sosyolojiye yürümek durumundaydı. Tarih ve konjonktür bu gerekliliği vacip kılmakta. Toplum değer yargıları ciddi bir farklılaşma ve kendi içinde tenakuzu barındıran durumuyla esasta bizi bir çöküş girdabının ucuna itmiştir. Ergenekon, 15 Temmuz girişimi her yönüyle bu marazlığın karinesidir. Devlet Bahçeli’nin mecburiyet halli bu gerçekliği görerek adımlarını ona göre attığını görmek durumundayız.

MHP yeni muhafazakâr söylemin dilini ve paradigmasını meçhul ve paradoksal fasitten çıkararak kendini bulması için devlet sistematiği ve ülke sosyolojisi odağında ciddi bir hamlenin içine sokmuştur. Esasta MHP misyonu konuşulanlardan çok daha ötede anlamlı ve değerlidir. Kendi ikbalini düşünmeyen veya sıfat kaygısı taşımayan Türk Milliyetçileri işi idrak ile mükellef.  

Sağ ve muhafazakar kesim, en az sol kadar kendini yeniden ifadelendirmek zorunda. MHP malum kod ve jargonu ile sola nüfuz edemeyeceğine göre, popülasyon içinde sağ kitleye karşı hamlesini başlatmıştır. Sağ içinde muhafazakar ve milliyetçi paradigma, MHP dahli olmadan izahtan vareste kalacağına göre; ittifak meselesini böyle okumak tek doğru yoldur.

Ülkücüler Devrim yahut darbe yapmayacaklarına göre; gereken muvacehe sağla olan yeni diyaloğun temelleşmesidir. 2017 Türkiye’sinde yanılmayalım; vatandaşlık, devlet, kimlik, sağ ve sol yeniden tanımlanmak, konumlanmak ve ifadelenmek mecburiyetindedir. Siyaseten ve politik olarak MHP bu işe ne kadar dahil olursa memleketin o kadar hayrına olacaktır. İmdi zaman içinde müşahede edeceğimiz durum MHP ve Bahçeli’nin bu hakta neler söylediğinin ve nasıl bir fiil ile kurum ila kuramına katkı sağlayacağının gözlemi olacaktır. Farkında mısınız? Ülkücülük ve Türk Milliyetçiliği zaman ve toplum indeksli yeni tanımlama ve kültürel kodlara dönüşün arayış mecburiyetini yaşamaktadır. İttifaka bu zaviyeden bakınız!

TANRI TÜRK’Ü KORUSUN!