Trump çok maliyetli olduğundan savaş sevmiyor. Sorunları zorunlu olmadıkça savaşmadan çözmekten yana. Henüz bıyıkları yeni terleyen bir gençken kendine üç hedef belirlemiş. Çok zengin olmak, başkan seçilmek ve Nobel Barış ödülünü almak. Bu nedenle savaşın daha doğru ifadeyle katliamın, Trump’ın yemin törenine yani 20 Ocağa kadar süreceğini düşünüyorum. Trump, yemin eder etmez hem Ukrayna-Rusya hem de İsrail-HAMAS arasında ateşkes ilan edilmesini sağlayacak.

Trump’ın savaşa karşı olması İsrail’e destek vermeyeceği anlamına gelmiyor. Bilakis, Trump, İsrail’i seleflerinden fazla destekleyecek. Tel Aviv’in isteklerine savaşmadan ulaşmasını sağlayacak. Aynı büyükelçiliği İsrail’in başkenti olarak tanıdığı Kudüs’e taşıması ve Golon tepelerinin ilhakını onaylaması gibi.

Aslında İsrail’i yöneten aşırı sağcılar uzun zamandır harekete geçmek istiyorlar ama gerekçe bulamıyorlardı. Irak ve Suriye bölünerek zayıflatıldıktan sonra İsrail’in hedefi İran ve müttefikleri oldu. Fakat 2006 yılında, ABD’nin güçlü desteği olmadan Hizbullah’a yapılan saldırı hezimetle sonuçlanınca, aşırı sağcıların hareket alanı daraldı. ABD; İbrahim anlaşmaları, İran’la yapılan nükleer anlaşmadan çekilme ve Hindistan Yolu gibi hamlelerle tabiri caizse İsrail’in uslu durmasını sağladı. HAMAS’ın akılsız ve hesapsız saldırısı, aşırı sağcılara yolunu gözledikleri fırsatı verdi. Beyaz Saray’a söyleyecek söz kalmadı.

Aşırı sağcıların amacı, iddia edildiği gibi etraflarını fetih etmek değil. İsrail’in geleceğini demografik olarak güvenceye almak ilk hedefleri. İsrail’i kuşatan Şii hilalini kırmak ikinci hedefleri. Orta Doğu’da İsrail’i tehdit edebilecek güçte bir devletin kalmaması üçüncü hedefleri. Bu hedeflerle birlikte Gazze’ye ait doğalgaz rezervlerini de ele geçirebilirlerse keyiflerine diyecek olmayacak.

İsrail’in nüfusu 9,5 milyon. 7 milyonu Yahudi, 2 milyonu Arap. Filistin Özerk Yönetiminin nüfusu, yarısı Gazze’de yarısı Batı Şeria’da olmak üzere 5 milyon. Yani Arap ve Yahudilerin nüfusları birbirine yakın. Ama Araplar yüksek doğum oranları nedeniyle hızla çoğalırken Yahudilerin nüfus artış hızı çok düşük. Yahudiler nüfusu göç alarak dengeleyebiliyorlardı ama artık yurtdışında İsrail’e gelmek isteyen Yahudi’de kalmadı.

İsrail Gazze’yi insanlığın gözü önünde yıktı. Filistinlilere soykırım uyguladı. Hayatta kalanları Mısır sınırına sürdü. İsrail, Gazze’yi uzun süre yerleşime açmayacak. Mazlum Filistinlilerden hayatta kalanlar başta Mısır’a olmak üzere Arap ülkelerine yerleştirilecek. Son çare olarak Mısır’a Gazze’nin verilmesi dahi söz konusu olabilir. Trump bu planın uygulanmasında Natenyahu’ya destek verecek. Arap ülkelerine baskı yapacak.  

Gazzelilerden kurtulduktan sonra Yahudilerin nüfusu 7, Arapların nüfusu 4,5 milyon olacak. İsrail vatandaşı olan Arapların nüfusunun artış hızı Yahudiler kadar. Batı Şeria’dakilerin ise Yahudilerden fazla ama Gazzelilerden çok daha düşük. Demografik problem çözüldüğü için bağımsız Filistin projesi rafa kaldırılacak. Filistin Yönetimi, İsrail’e bağlı özerk bölge olarak kalacak. FKÖ, askeri güçlerini dağıttığı ve HAMAS ezildiği için bu karara direnecek bir yapı yok. Hafif silahlı Filistin polisi ABD destekli İsrail ordusu karşısında ne yapabilir?

HAMAS gelecekte aynı Müslüman Kardeşler gibi yurtdışında faaliyet gösteren bir harekete dönüşecek. Zaten çok zayıflamış olan askeri kanat zamanla ortadan kalkacak. İsrail, Hizbullah’ı Trump başkan olana kadar ezecek. Trump başkan olduktan sonra ateşkes yapılacak. İsrailîn saldırıları durdurması arşılığında Hizbullah sınır bölgesinden çekilecek. Aslında İsrail’in hedefi Güney Lübnan’ı işgal etmekti ama başarısız oldu.  Ateşkesten sonra ABD ve müttefikleri, Hizbullah’ı gerekçe göstererek Lübnan’a ambargo uygulayacaklar.

İsrail, Suriye’nin toparlanmasını istemiyor. Param parça ve güçsüz kalsın istiyor. Tel Aviv’in PYD-YPG’ yi desteklemesi, sadece Türkiye karşıtlığından, Türkiye’ye zarar vermek için değil. YPG oldukça Suriye asla bütünleşemeyecek ve İsrail için tehdit olamayacak. İlaveten Suriye’deki İran askerlerinden ve Şii yerleşimcilerden rahatsız. O nedenle her fırsatta Suriye’deki İran hedeflerini bombalıyor.

Ama İsrail’i yönetenler İran’da rejim değişmedikçe tehlikenin bitmeyeceğinin farkındalar. O nedenle amaçları, Amerika’yla birlikte İran’a çok yoğun hava saldırıları düzenleyerek halkı ayaklandırmak ve rejimi değiştirmek. Bu planı Biden’ a kabul ettiremediler, Trump’ a hiç ettiremezler. Trump, savaşanları ateşkese zorlayacağı gibi savaş çıkmasına müsaade etmeyecek hele Amerika’yı asla savaşa sokmayacak. Trump’ın ilk yapacağı işlerden biri İran’a olan ambargoyu ağırlaştırmak olacak. Ambargo uygulamayan ya da tam manasıyla uygulamayan ülkelere ki bu ülkelerin arasında Türkiye ve Türkistan cumhuriyetleri de var, baskı uygulayacak. Zaten ekonomik açıdan zor durumda olan İran’da kriz giderek büyüyecek. Nihayetinde ya rejim değişecek ya da çok zayıflayan İran artık Orta Doğu’da etkili bir oyuncu olmayacak.

Rusya-Ukrayna savaşının bitirilmesi, Trump’ın İran’la ilgili planını hayata geçirebilmesi için şart. Zira aksi halde petrol ve doğalgaz fiyatları inanılmaz rakamlara ulaşır ve global ekonomi çöker.