Bu yazıyı yayımladıktan sonra bazıları muhtemelen üzerime gelecektir. Gelsinler, alışığız. Toplum yararına olduğunu düşündüğümüz her konuyu dile getirip savunmak kalemlerimizin asli görevidir.

Neden bireysel silahlanma şarttır? Çünkü suç işlemekten çekinmeyen bireylerin ruhsatsız silahlandığı artık aşikârdır. Gün geçmiyor ki silahlı kavgalara dair haberler gündemi işgal etmiyor olsun. Başta trafikte şahit olduğumuz yahut duyduğumuz olaylar olsun hayatın her yerinde silahlı eylemler olağan hale gelmeye başladı. Bunda infaz sistemimizin eksiği yok mu; elbette var ama kabul edilmesi gereken durum infaz sisteminin eksikliklerinden ziyade bireyin günlük yaşantısına silahı içselleştirmesidir.

Silah denilen genel tabirden kastım ateşli silahlardır. Ateşli silahını bir kere arabasına koyan ya da beline takan şahıs o andan itibaren bundan kolayca vazgeçemez. Nedeni ise gayet açıktır; ateşli silahın verdiği güvenlik ve güç hissi.

İnsanoğlu tabiatı gereği öncelikle temel ihtiyaçlarını giderme odaklı yaşar. Aç kalmama güdüsünün de altında hayatta kalma mücadelesi yatar. Medeniyet tarihine baktığımızda silah kavramının medeniyet tarihinin köküne kadar uzandığını görürüz. “Bireysel silahlanmayla başlayan medeniyetlerin kökeni, insanoğlunun günümüze ulaşmasını sağlayan temel araçlardan biri olmuştur” desek yanılmış olmayız.

Günümüz dünyasında ise bir ara sıkılaştırılan politikalardan ötürü bireyin silaha ulaşması zorlaştırılsa da artık her maddeye ulaşmanın oldukça kolaylaşmasıyla birlikte silahlara da ulaşmak çokça basittir. Meseleyi “silahlara hayır” boyutundan “bilinçli kullanıma evet” noktasına çevirirsek silahı sorun olmaktan da çıkarırız. Bu bilincin birincil basamağı; tüm bireyler, karşılarındaki bireyde de ateşli silah olduğunu bilirse nasıl hareket etmesi gerektiğine dair kendiliğinden oluşacak kontrollü davranış özelliğidir. Basit bir trafik tartışmasında birey, karşısındaki bireyde de ateşli silah olduğunu idrak ediyor olsa acaba tartışmalar nasıl sonuçlanırdı?

Bakın, boks başta olmak üzere savunma veya saldırı amaçlı sportif faaliyetleri yapan bireylere ilk olarak bunun ahlaki yönü öğretilir. Bu eğitimi gerçekleştirmek üzere bugün hemen ulaşılabilir yerlerde kursları görmek mümkündür. Bireysel silahlanmanın serbest bırakılması akabinde de yapılacak ilk iş zaten bu kursların açılması olacaktır. Bunda endişe edilecek bir şey olmadığı gibi bilakis mutlu olmak da gerekir. Güvenli yaşama duygusu beraberinde mutluluğu da getirecek ve sokaklar emin olun bugünkünden daha gezilebilir hale gelecektir.

Bireysel silahlanma serbestliğinin kamuya ek gelir getireceği de ortadadır. Kayıt dışılığın ortadan kalkmasıyla beraber satışlardan elde edilecek vergi gelirine ek olarak araç ehliyetlerinde olduğu gibi değerli evrak yenileme süreci de kamuyu milyarlarca liralık kaynak olacaktır. Bireylerin edindikleri silahı sisteme gönül rahatlığıyla kayıt ettireceğinden ötürü de kamunun bu konudaki denetimi tıpkı arabaları denetlercesine rahat olacaktır.

Toplumsal refah düzeyinin artırılması ve huzurlu yaşam alanının tesisi için başta milletvekilleri olmak üzere sivil toplum kuruluşlarına açık çağrım bu kadar önemli bir konunun Türkiye Büyük Millet Meclisinin yeni yasama yılının ilk konularından biri olması için çaba sarf etmeleridir. Her konuda referandum yolunu ortaya atalardan da talebimiz; konu TBMM çatısı altında çözülsün istenmiyorsa Türk milletinin ferasetine havale etmeleridir.