“Clean Break” ve Ortadoğu’da Siyaset Mühendisliği Projesi

Ortadoğu’da yaşanan siyasi depremler, savaşlar ve iç karışıklıklar, çoğu zaman tesadüfi gelişmeler olarak algılansa da, bu olayların arkasında derin stratejik planlar ve uzun vadeli politikalar yatıyor.

Bu planlardan biri de 1996 yılında hazırlanan ve İsrail’in güvenliği adına bölgeyi yeniden şekillendirmeyi amaçlayan “Clean Break” raporuydu.

Bu strateji raporu, dönemin İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu için Richard Perle, Douglas Feith ve David Wurmser gibi ABD’li Neocon isimler tarafından kaleme alınmıştı. Rapor, İsrail’in güvenliğini sağlamak adına Suriye’nin istikrarsızlaştırılmasını, Irak’ın parçalanmasını ve Filistin meselesinin çözüm sürecinin durdurulmasını öngörüyordu. Bu plan, yalnızca İsrail’in çıkarlarına hizmet etmekle kalmadı, bölgeyi kaosa sürükleyen bir yıkım zincirini de başlattı.

ABD’nin Irak’ı işgali, bu planın ilk adımlarından biriydi. Irak’ta yaşanan mezhepsel çatışmalar, işgalin getirdiği yıkım ve devlet otoritesinin çökmesi, bu stratejinin doğrudan bir sonucuydu. Dünyaca ünlü Prof. Jeffrey Sachs’ın belirttiği gibi:

“ABD, Irak’ta batağa saplandı ve bu yüzden bir sonraki savaş olan Suriye’ye ilerleyemedi. Aslında Suriye’deki müdahale 20 yıl önce planlanmıştı, ancak 2011’de gerçekleşti. Esad’ı devirmeye yönelik süreç, Obama döneminde başladı. CIA, 2011’de Esad’ı devirmek için emir aldı. Peki neden Obama böyle bir şey yaptı? Çünkü son 30 yıldır Amerikan dış politikasını İsrail yönetti.”

İsrail lobisinin etkisiyle şekillenen bu politika, Ortadoğu’yu parçalara ayırmayı, İsrail’e tehdit olarak görülen rejimleri devirmeyi hedefliyordu. “Clean Break” raporunda öngörülen yedi savaşın altısı adım adım uygulandı. Jeffrey Sachs bu süreci şöyle özetliyor:

“Bu çılgınlığı adım adım hayata geçiriyorlar. Amerikan halkına hiçbir açıklama yapılmıyor. Ancak dikkatlice izlerseniz, bu yedi savaş planının altısının gerçekleştiğini görebilirsiniz.”

Suriye İç Savaşı’nın patlak vermesi, bu stratejinin en belirgin uygulamalarından biri oldu. Esad rejiminin zayıflatılması ve ülkede iç savaşın körüklenmesi, İsrail’in bölgesel güvenliğini sağlama hedefinin bir yansımasıydı. Bu planın sonucunda Suriye’de milyonlarca insan yerinden oldu, ülke harabeye döndü ve terör örgütleri sahneye çıktı, bölgede bir PYD/YPG bölgesi oluştu.

ABD’nin ve İsrail’in desteklediği bu politikalar, bölge halklarına derin acılar yaşattı. Irak’ın işgali ve Suriye’deki iç savaş, yalnızca Ortadoğu’nun sınırlarını değil, toplumsal yapısını da paramparça etti. Filistinlilerin barış umutları suya düşerken, bölgedeki istikrarsızlık kalıcı hale geldi.

Jeffrey Sachs’ın sözleri, bu derin devlet politikalarının başkanlardan bağımsız olarak sürdüğünü gösteriyor:

“Kimin başkan olduğunun pek bir önemi yok. Bu, uzun vadeli bir derin devlet politikası. İsrail, Amerikan dış politikasını 30 yıldır yönetiyor. Bu stratejiyi uyguluyorlar, ancak kimseye anlatmıyorlar.”

“Clean Break” raporu, İsrail’in güvenliği adına bölgenin kaosa sürüklenmesini meşrulaştırmaya çalışsa da, sonuçları tüm dünya için bir felaket oldu. Ortadoğu’nun barışı ve huzuru, emperyal projelerin gölgesinde yok edildi. Bugün Suriye, Irak ve Filistin’de yaşananlar, bu stratejinin birer yansıması olarak karşımızda duruyor.


*******

“Clean Break” Nedir?

“Clean Break, tam adıyla “A Clean Break: A New Strategy for Securing the Realm”, 1996 yılında İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu için hazırlanan bir strateji raporudur. Rapor, Neocon (Yeni Muhafazakâr) düşünürler olan Richard Perle, Douglas Feith, David Wurmser ve Meyrav Wurmser gibi isimler tarafından kaleme alınmıştır. Bu çalışma, İsrail’in güvenliğini artırmak ve bölgesel etkinliğini pekiştirmek için yeni politik ve askeri stratejiler öneren bir yol haritası niteliğindedir.

Raporda, İsrail’in güvenliğini sağlamak için bölgedeki mevcut statükonun değiştirilmesi gerektiği vurgulanır. Suriye, Irak ve Lübnan gibi ülkelerin etkisinin kırılması, Filistin meselesinde daha sert ve tavizsiz bir tutum benimsenmesi önerilir. Ayrıca, İsrail’in bölgesel ittifaklar kurarak ABD’nin desteğiyle hareket etmesi gerektiği ifade edilir.

Clean Break stratejisi, İsrail’in komşularını zayıflatmayı, özellikle Suriye ve Irak gibi ülkelerde rejim değişikliklerini desteklemeyi amaçlar. Raporda, İsrail’in ekonomik bağımsızlığını artırarak ABD yardımlarına olan bağımlılığını azaltması gerektiği belirtilir. Bu bağlamda, Oslo Anlaşmalarının iptali ve Filistinlilerle sürdürülen barış sürecinin sona erdirilmesi önerilir.

Clean Break, aynı zamanda İsrail’in stratejik güvenliğini sağlamak için Ürdün ve Türkiye gibi ülkelerle işbirliğini geliştirmesi gerektiğini savunur. Bu rapor, İsrail’in bölgedeki güvenlik politikalarının temel taşlarından biri olarak değerlendirilmiş ve ABD’nin Ortadoğu politikalarını etkilemiştir. Raporun uygulama aşamalarının, 2000’li yıllarda Irak’ın işgali ve Suriye’de iç savaş gibi gelişmelerle örtüştüğü sıkça dile getirilmektedir.

Bu strateji, İsrail’in güvenliğini artırmaya yönelik bir plan olarak hazırlanmış olsa da, bölgedeki istikrarı bozduğu ve uzun süreli çatışmalara yol açtığı eleştirilerine maruz kalmıştır.”