Devlet Bahçeli’yi anlamak

Abone Ol

Siyasette oy bezirgânlığı yapmak başka iş, millet ve devlet umurunu düşünerek cesurca davranmak başka iştir. Biz, bu ikincisine “devlet adamlığı” deriz. O devlet adamlığını deruhte eden kimse, ülke ve bölge şartlarını görür, analiz eder ve yapması gerekene vaziyet eder. Açıkça ifade ediyorum; şahsi düşüncemde o devlet adamı Devlet Bahçeli’dir.

Devlet Beğ, 12 gün önce Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) grup toplantısında ne dedi, cümle ile vurguluyorum ki önemlidir: “Türkiye’nin yeni bir çözüm sürecine değil, ortak aklı çalıştırmaya, dürüst ve samimi adımlara, dış dayatmalara kapalı durmaya, bin yıllık kardeşliği daha da kuvvetlendirmeye ihtiyacı vardır ve olmalıdır”. Evet, bu cümleyi önü sonu anlayan kişi, Devlet Beğ’in herhangi bir çözüm sürecinden bahsetmediğini pek tabii fark eder. Yine Devlet Beğ, siyasal hayatı boyunca “Kürt sorunu” denilen küresel-emperyalist dikteyi kabul etmeyerek meselenin “terör sorunu” olduğunu defaatle söylemiştir.

İnsafa ve izana sığmaz saldırılar sebebiyle Sn. Bahçeli’nin açıklamasındaki iki temel noktayı hatırlatmak gerekiyor: Evvel emir Devlet Beğ, Türkiye Cumhuriyeti’nde Türk kimliği harici kolektif kimlik arayışlarını kesin kez reddeder! Sânîyen bu bağlamda Kürtçü etnik kimlik kavgasını vahim bir hata olarak görür ki haklıdır. Devlet, her ferde “Türk-Kürt demeden” hizmet götürmekle mükelleftir, diyen isimdir Bahçeli. Yine ülkenin ve bölgenin sosyal ekonomik sıkıntıların başlıca sebebinin terör olduğunu söyleyen Bahçeli’ye göre çözülmesi gereken tek ve şart meselenin terördür ki Sn. Bahçeli’nin yanıldığını söyleyecek bir Allah’ın kulu çıkmaz.

“Bahçeli neden anlaşılmıyor” demeyeceğim ki art niyetliler bir bir ortaya dökülürken bu sualin ahmakça olacağını bilirim. Yine “efendim, siz MHP liderinin konuşma metnini okumadınız mı?” desek de beyhude! Yoğ, mesel bu değil… Okusalar ne kâr; maksat başka, MHP’nin kaosa düşüp, oylarının dağılacağı hesabını dert etmekten dolayı testiyi yarım doldurur akılları da uçmuş gitmiş. Odaklanalım ve konuya dönerek kalın bir çizgi ile Devlet Beğ’in konuşma metnindeki şu cümlenin altını çizelim o vakit: “terör başka, siyaset başkadır”.

Yukarıda iktibas edilen cümlede verilen mesajın muhatabı belli değil mi? O kadar açık ki… Grup konuşmasında Lider Bahçeli’nin özet; fakat fevkalade olarak terörün ve teröristin sebep/oluşum, süreç ve amaç tanımını yaptığı o fasılayı tekrar dinlemenizi isterim. Bu hakta yapılan konuşma ve metnin analiz içeren kritik safhası, meclisin şahit olduğu sıradışı ve tarihi bir dönemdir. Bu izahat mükemmellik kesbeder; tek şart, anlayacak bir tarihi aklın, feraset ve bilginin hissenizde pay olmasıdır. Ki böyle zorlu bir meselenin kamu efkârında salim, selim bir iklimle muhakeme edilme vasatının pek kolay olmayacağını da derkenar ederim.

Lider Bahçeli, terörü sonu dek mahkûm ederken demokratik reformlardan bahsetmesi, bizim mahalle adına düşünce sistematiğimizde adeta devrim gibi algılanabilir. İtiraf edeyim ki biraz miyop olduğumuz bu demokratik toplum meselesinin önemine vakıf olan milliyetçi bir lidere sahip olmaklığın ne derece şans olduğunu belirtmek kolay olmuyor. Bu konuyu ilerde irdelemek niyetiyle esasa bağlı kalarak ve ısrarla konuşulmayana temas etmeye devam edeyim.

Grup konuşmasında “terörün belini kırmak her şartta ve durumda görevimizdir. Terör eylemlerine ön şartsız derhal son verilmesi, bütün teröristlerin silahlarıyla dağdan inip Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne teslim olması, Türk adaletinin vereceği hükme razı olarak cezalarını çekmeleri, terör örgütü için tek çıkıştır” diyen Devlet Beğ, çözümü farklı ülkelerin başkentlerinde aramanın yanlışlığını dikkate alarak, tek adres olarak meclisi işaret ediyor. Şimdi terör örgütüne ve teröriste açık, kesin teslim şartını ilan eden MHP liderinin tüm siyasî muhataplara (eğer samimilerse) çağrı yaptığını görüyoruz. Bu çağrının birinci adresinin “Öcalan irademizdir” diyen Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) olduğu da bellidir.

Kimilerince sahneye konan işte aciz, derinliksiz oyunlar da burada başlamıştır. “O meşhur Öcalan çağrısı” diyerek Devlet Beğ’in hakikaten hem kritik hem tarihi önemi haiz ve terör belasını farklı bir zemine taşıyan konuşmasının önü sonu yokmuş gibi ortada konuşanlar, pervasızca bir fırsat kollama eşiğindeler. Devlet Beğ ileri bir adım attı ki doğrudur; örgütün tasfiye edildiğini terörist başının (tek taraflı) ilan etmesini istemektedir. Gereken her türlü bedeli ödemeye hazır olduğunu söyleyen Devlet Bahçeli’nin bu kararlılığı (ve evet; fedakârlığını) ben şüphesiz Türk millet adına okurum. Fedakârlığın anlamı, bir şehit dahi gelmeyecekse siyasî hiçbir hesaba imtina etmemek; kararlılık ise aziz vatan evlatlarının ülke geleceğine eminle bakması; yaşayan ve yaşayacak nesillerin terörsüz bir Türkiye’yi Mustafa Kemal’in istediği muasır medeniyetin fevkine taşıması demektir.

Ülkücü hareketin lideri, çağrısının muhtevasını anlamayan veya anladığı halde işine gelmeyenlerin simgesel değerleri istismar edeceğini, yaşanmış acıları ucuz hesaplara tevil edeceklerinin farkındadır. Alın size İYİ Parti örneği… Keza Devlet Beğ, bir devlet aklından bahsederken hem oluşmuş tecrübeleri hem sürece dair oluşacak gidişatın ortak paydada, ülke hayrına düşünülmesini ifade eder; ama bunu bile anlamamak iyi niyete yorulur bir hesap olamaz. “Açılım Süreci”ni kırmızı kitaba yazan bir devlet aklı vardır; fakat Devlet Beğ’in söylediklerini yorumlayacak; stratejik, hukuki, sosyal, askeri ve çok boyutlu bir akıl yürütmenin ve hayata geçirmenin de geniş/uzak görüşlülük içeren kurumsal akla ihtiyaç duyduğu açıktır; Bahçeli’nin kastı da budur.

MHP Lideri tarihi çıkışıyla terör meselesini yeni bir boyuta taşıdı. Burada ülke ve bölge şartlarının hesaba katıldığı şüphe götürmez. MHP lideri sonraki konuşmasında iki yolu açıkça işaret etti. Bu saatten sonra terör ile malum siyasal yapı tamamen bağını koparacak, bölücü örgüt kendini tasfiye edecek ve Öcalan söylemi boşa çıkacak ya da işte o devlet aklı, tüm gücü ile terörün içine konuşlanmış her yapının nefesini kesecek.

Biliyorum; bu asimetrik, beklenmedik hamlenin umuma anlatılması kolay olmasa da tarihi bir adımdır. Yine bir kez daha ifade ederim ki Devlet Bahçeli, Türk milleti için vaz geçilemez bir değer ve Türk siyasetinin fark yaratan bilge ismi olarak tarihe geçmiştir.