Almanya’da yasıyoruz lakin bedenimiz burada beynimiz Türkiye'de, özellikle son 20 yıldır TV kanalları üzerinden ilişkilerimiz daha sıkı olmaya başladı.
Türkiye'de ki gelişmeleri anbean takip ediyoruz.
Türkiye’deki dostlarımız da, akrabalarımız da bizim daha çok politika ile ilgilendiğimiz kanısı oluşmuş.
Bize diyorlar ki ; bırak abi şu siyaseti bakın keyfinize.
Tabii bize göre Anavatanımız ne kadar ekonomik ve siyaseten güçlü olursa bizde gurbette daha rahat ve huzurlu oluruz kanaati var.
Bugünlerde Türkiye'de Anayasa tartışmaları yapılıyor. Öyle merak ve ilgiyle hayretler içerisinde takip ediyor ve gülüyorum. Bildiğim bizim Anayasamızı Cumhuriyet'in kuruluşu ile kurucu irade yapıyor.
Tabii birçok batı ülkesinden kanunlar alınıyor örneğin, Medeni hukuk İsviçre’den, ceza hukuku Fransa, mali hukuk İtalya gibi.
Anayasanın iskeletini oluşturan irade aldığı yasaları, kanunları ülkemizin inanç dünyasına geleneklerine uygun şekle getirerek alıyorlar.
Daha sonraki yıllar malum askeri darbeler, muhtıralar bir kaç defa Anayasa yapılıyor.
En son Anayasa 1980 darbesi sonrası Kenan Evren Anayasası 40. yılına geliyor.
Türkiye'de sivil hür irade ile yapılan Anayasa üzerinden neredeyse 100 yıl geçti.
Buradan Türkiye’ye bakınca 40 yıldır demokrasi altında darbe Anayasası ile yaşamak enteresan.
Daha vahim olan bu 40 yılın 20 yılını % 50 üzerinde oy alan bir partinin iktidar olması, isminin Adalet olması üstelik birde Kalkınması var.
Bugün geldiğiz nokta da ne "Adalet var ortada ne Kalkınma." Hak araması gereken muhalefetin durumu daha acı.
Muhalefet Anayasayı konuşmadığı gibi konuşanı da linç ediyor.
TV'lerde, iktidar medyasında bir vekilin ortaya attığı "Partiler Anayasa için görüştüler" ifadesi oldu.
Bütün partiler atladı, olmadı görüşmedik, kim, kiminle, nerede, ne zaman görüştü, konuştu korkusu ile vay hainler, vay Türk düşmanları, sizi gidi bölücüler.
Hep bir ağızdan iktidar, muhalefet biz yoktuk biz görmedik, duymadık, o biz değildik, nasıl olur feryat figan ettiler.
İnanın Ülkemiz de hırsızlık yapılırken, yağmalanırken, talan edilirken ne iktidar ne muhalefet bu kadar ses çıkarmıyorlar yazıklar olsun.
Biri çıkıp demedi ki ; Ne var bunda biz darbe Anayasasından kurtulalım. Ülkemize kim katma değer sağlıyorsa, Ülkemizin birliği beraberliği için kim canını malını ortaya koyuyorsa, soframızda kimlerle oturuyorsak.
Etnik kimliğine bakmadan, sınıf ayrımı yapmadan, inanç dünyasını ifade etmeden vatandaşlık, yurttaşlık bazında oturup, adam gibi hür, özgür, sivil hukuk adalet, laik, cumhuriyet ilkelerine bağlı, toplumsal barışı huzuru getirecek.
Ülkemizin siyasi, ekonomik, kültürel sorunlarını çözecek milli mutabakatı sağlayacak bir Anayasa yapmamızda.
Bunun içinde Ülkemizde yaşayan her bir vatandaşımız yurttaşımız kıymetli, değerlidir, görüşürüm deme yüreğini göstermiyorsunuz.
Türkiye'de bu tartışmalar olurken Avrupa'daki Ülkelerin Anayasalarının ilk 5 maddesini Türk Anayasası ile karşılaştırdım.
Ben hukukçu değilim, bir vatandaş olarak Türk Anayasası dışında Anayasalarının ilk maddesi " DEVLETİ " koruyan hiç bir Anayasaya görmedim.
Aşağıdaki Alman Anayasasının ilk 5 maddesini tercüme ettim.
Buna göre Devlet değil korunması gereken MİLLET yani İNSAN. Devletin onuru değil korunması gereken birey, birey korunmazsa devlete mensubiyet duymayabilir.
I-Madde İnsan onuru dokunulmazdır. Onlara saygı duymak ve onları korumak tüm devlet yetkililerinin görevidir.
II - Bu nedenle Alman halkı, dünyadaki her insan topluluğunun, barış ve adaletin temeli olarak dokunulmaz ve vazgeçilmez insan haklarına bağlıdır.
III - Aşağıdaki temel haklar, mevzuatı, yürütme gücünü ve içtihadı doğrudan uygulanabilir hukuk olarak bağlar.
Madde 2 I - Herkes, başkalarının haklarını ihlal etmediği ve anayasal düzeni veya ahlaki yasayı ihlal etmediği sürece kişiliğini özgürce geliştirme hakkına sahiptir.
II - Herkes yaşama ve bedensel bütünlüğe sahiptir. Bir kişinin özgürlüğüne dokunulamaz. Bu haklara ancak kanunla müdahale edilebilir.
Madde 3 I - Tüm insanlar kanun önünde eşittir.
II - Erkekler ve kadınlar eşit haklara sahiptir. Devlet, kadın-erkek eşitliğinin fiilen uygulanmasını teşvik etmekte ve mevcut dezavantajları ortadan kaldırmaya yönelik çalışmaktadır.
III - Hiç kimse cinsiyeti, kökeni, ırkı, dili, vatanı ve kökeni, inançları, dini veya siyasi görüşleri nedeniyle dezavantajlı duruma düşürülemez veya tercih edilemez. Engelinden dolayı kimse dezavantajlı olamaz.
Madde 4 I - İnanç, vicdan özgürlüğü, din ve ideolojik inanç özgürlüğü ihlal edilemez.
II - Rahatsız edilmeyen din uygulaması garantilidir.
III - Hiç kimse vicdanına aykırı silahla askerlik yapmaya mecbur edilemez. Ayrıntılar federal bir yasaya tabidir.
Madde 5 I - Herkes, görüşlerini kelimelerle, yazılarla ve görüntülerle özgürce ifade etme ve yayma ve genel olarak erişilebilir kaynaklardan engel olmaksızın bilgi alma hakkına sahiptir. Basın özgürlüğü ve radyo ve film yoluyla haber yapma özgürlüğü garantilidir. Sansür gerçekleşmez.
II - Bu haklar, genel kanun hükümlerinde, gençlerin korunmasına ilişkin kanuni hükümlerde ve kişisel şeref hakkıyla sınırlıdır.
III - Sanat ve bilim, araştırma ve öğretim ücretsizdir. Öğretim özgürlüğü anayasaya sadakatten kurtulmaz.
Türk Anayasası I. Devletin şekli
Madde 1– Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
II. Cumhuriyetin nitelikleri
Madde 2. – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
III. Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti
Madde 3. – Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı " İstiklal Marşı'dır. " Başkenti Ankara'dır.
IV. Değiştirilemeyecek hükümler
Madde 4. – Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
Madde 5. – Devletin temel amaç ve görevleri, Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette.
Evet, sonuçta ben Almanya'da yaşayan Gurbetçilere Alman Anayasasını hatırlatmış, Türkiye'deki vatandaşlara da bir kıyaslama yapabilmeleri için paylaşıyorum.
Arzumuz sivil, özgür, hür Ülkemizin bütün katmanlarının katıldığı, katkı sağladığı, toplumsal mutabıkın sağlandığı bir Anayasa yapmanın zamanı geldi diye düşünüyorum.
Kalın sağlıcakla