Savaşın çocukları, mazlumlar,
Yetimler, öksüzler,
Kimsesizler,
Karnı Ramazan'dan Ramazan’a doyanlar yine aç kalacaklar…
GİTME…
Sorularımız tükenmedi, alınacak cevaplarımız henüz bitmedi.
"Kurşun yemek orucu bozar mı?" bilmiyoruz.
Hala günleri hep oruçlu gibi geçenlerimiz hep oruçlu sayılır mı?
Sahur, iftar yapamayanlar oruçlu sayılır mı?
Oruçları kabul olur mu öğrenemedik... GİTME...
Gösterişli sofralarımızda, zenginlerimizden, fakirlerimize yer kalmadı.
Oturma sırası toklarımızdan açlarımıza gelmedi henüz.
Ve biz gerçek yoksulların halinden anlayamadık.
GİTME…
AYNI EZANI BEKLEYEREK,
Sabırlarını, dualarını, iftarlarını birleştirenler gerçekte birleşmedi.
Bir olamadılar henüz.
Bizi birleştirmeden, kardeşçe yaşamayı öğretmeden, GİTME.
Paylaşma ve dayanışmayı,
Dostluğu öğretmeden,
Mümin gönülleri ateşlemeden,
Günahlarımızı bağışlamadan,
GİTME.
Ramazanda süren kıyımları yapanların kıyamı olmadı.
Zulümler
Acılar son bulmadı.
Kanayan yanlarımızın kanı durmadı.
GİTME.
Midemizde, gözümüzde, kulağımızda hatta kalbimizde oruç tutacaktı.
Hayat biçimimiz olacaktı, bu iyilik, doğruluk, güzellik…
Biçimlenmedi hayatlarımız.
Düzenlenmedi sabahlarımız, akşamlarımız, GİTME.
Elimize, dilimize, belimize sahip çıkma ahlâkını, sabrı ve direnme gücünü öğretmeden,
GİTME.
Aylık Müslümanlıklarımız, ömürlük Müslümanlığa dönemedi.
Gelişin bizi kendimize getiremedi,
Paylaşmayı öğretemedi henüz.
GİTME.
Terbiye etmeden nefislerimizi,
Diriltmeden kalplerimizi,
Islah etmeden bizi,
Eğitmeden hepimizi,
Kayıtsız şartsız sevmeden birbirimizi,
Bir etmeden bizi,
Dargınları barıştırmadan,
Gönülleri onarmadan,
Kimsesizlerin kimsesizi olmadan,
Işığı yanan huzurlu evleri çoğaltmadan,
GİTME, RAMAZAN GİTME...