Bazı tarihçiler Kürtlerle tanışmamızın 1071 Malazgirt’te olduğunu ve yerel Kürt gurupların sultan Alparslan komutasındaki Türk ordusunun yanında Bizans’a karşı savaştığını yazarlar, tabii savaşın sonucunu Bizans ordusundaki Hıristiyan Türklerin Sultan Alparslan’ın ordusuna katılmalarının etkisi de tüm tarihçilerin üzerinde ittifak ettiği husustur.

Aşağı Mezopotamya’da yaşayan Kürt aşiretlerinin doğu ve güneydoğu Anadolu’ya göç etmeleriyle bölgede bir Kürt kesafeti oluşmuş, 1891 yılında Osmanlı padişahı 2.Abdülhamit çoğunluğu Kürtlerden oluşan “Hamidiye Alayları”nı kurmuş ve bölgede asayişi temin etmeye çalışmıştır.

Zamanla İngiltere eksenli emperyalizm döneminde İngilizlerin Osmanlı devletini zayıflatmak amacıyla önce Ermenileri kullanmaları, Ermenilerden Anadolu’da bir taban yaratamama ile karşılaştıkları görülmüştür.

Akabinde bölgede etkinliğini sürdürdüğü müddetçe tüm dünya İngilizlerin Türk devletine karşı Kürtlerin bir kısmını kullandıkları çeşitli isyan girişimlerini organize ettikleri belgelerle sabittir.

İkinci dünya savaşının bitiminden sonra bölgeden çekilen ve emperyalist davranışlarını ABD’ye devreden İngilizlerden sonra ABD, İngiltere’nin bıraktığı yerden aynen devam etmiştir.

Bin yıl önce Anadolu’da tanışıp bir arada yaşadığımız Kürtlerin bir kısım önderleri halen ABD emperyalizminin kullanımındadır.

Kürtlerin emperyalizmin kullanımındaki önder görünümlü mensupları tüm Kürtleri temsil ediyor mu? Tabiî ki hayır.

Bu konuda bir tutarlı devlet politikamızın olması gerekir.

Emperyalizmle işbirliği yapan klikleri toplam Kürt nüfusundan ayırıcı bir politik üretim yapmalıyız.

Toptancı reddeden davranışlar doğal olarak ülkemizdeki Kürt nüfusunu emperyalizmin kucağına iter ki, Büyük Ortadoğu Projesinin hedeflerinden biri de budur.

Türklerin Kürt düşmanlığı doğal olarak Kürtlerin de Türk düşmanlığını doğuracak kazanan ne Türk ne de Kürt olacak kazanan sadece emperyalizm olacaktır.

Son yıllarda ülkemizde Kürt siyasetini yürüttüğünü iddia eden HDP’nin terörden kendini sıyıramadığı da bir vakıadır.

İşlenen suçlar siyasi mülahazalardan uzak toplumun tamamıyla en kısa sürede ve en açık şekliyle paylaşılmalı gerekirse HDP kapatılmalıdır. Fakat Kürtlere demokratik siyaset yapma engeli kesinlikle getirilmemelidir.

Yüksek rey oranlarıyla kazandıkları belediyelerin başkanlarını görevden alıp yerine, seçime girmemiş bir memur atamak hiç demokratik bir tavır olmadığı gibi, Türklerle beraber yaşama isteğinde olan Kürtlerde de bir umutsuzluk yaratabiliyor.

Mardin belediye başkanının seçimi kazandığını ertesi günü görevden alınma yazısı yerine aday olmasıyla ilgili yazı yazılsaydı belki bir olur tarafı olabilirdi. Ama özellikle seçildiği günün beklenmesi doğru olmamıştır.

Eğer karşınızdaki insanı sizinle aynı görüyorsanız ki, zaten öyledir Bilecik’te nasıl bir uygulama yapıyorsanız Diyarbakır’da da öyle bir uygulama yapmalısınız.

Bir belediye başkanı her türlü suçu işleyebilir, işlediği suça göre yargılanır cezaevinde yatarak sonucuna katlanır, yerine seçilecek belediye başkanlığında demokratik teamüller işletilmeli.

Belediye meclisinden seçim yolu ile bir başkan seçilmelidir. Aslında genel uygulanan sistem de budur.

Kürtlerin emperyalizmin kucağına itilmesi de bir BOP uygulaması mıdır? Diye de sormadan edemiyoruz…