Ak Partiye geçeceği iddia edilen Kürşat Beye sosyal medyada inanılmaz saldırılar yapılıyor. Düne kadar onu ülkücü hareketin evladı hatta gelecekte ki lideri olarak görenler bugün bozuk para gibi harcıyor. Kürşat Bey dün neyse bugünde o. İnsanlar parti değiştirince fikirlerini ve inançlarını da değiştirmiyorlar. Aslında bu gerçeği en iyi onu suçlayanların bilmesi lazım. İyi Partili büyüklerim Kürşat Beye hain diyorlar. Hain. Türkeş’in kutsal ocağını terk etmek hainlik değil, İyi Partiyi terk etmek hainlik, öyle mi?

Ülkücü hareket bereketlidir. Ayrılmalarla ve bölünmelerle fakirleşmez bilakis zenginleşir. Dün sadece MHP vardı. BBP, İyi Parti, Zafer, Milli Yol, Kutlu Parti ve A Parti, MHP’den veya MHP’den ayrılan partilerden doğdu. Mansur Bey gibi, ülkücü olmayan partilere gidenler oldu. MHP gram zayıfladı mı? Kadro sıkıntısı çekti mi? Tam tersine bugün milletvekillerinin, il başkanlarının ve ilçe başkanlarının hepsi ocak ve teşkilat kökenli.

İyi Partili okurlarıma soruyorum. Ümit Bey partinizin üç önde gelen kurucusundan biriydi. Ayrıldı. Hiç eksikliğini hissettiniz mi? Oy kaybettiniz mi? Dün sadece MHP’de olan ülkücüler bugün yedi partiye bölünmüş durumdalar. Hepsinin teşkilatları ayakta. Görevdekilerin yanında göreve gelmek isteyen bir sürü grup var.

Kaldı ki iddialar doğruysa Kürşat Bey parti kurmayacak. Bölünmeye vesile olmayacak. Ak Partiye yani Türkiye’yi idare eden partiye geçecek. Yunanistan, Amerika, Rusya ya da Çin’e değil ülkemize hizmet edecek. Ak Partiye ve Ak Partililere düşman gibi yaklaşmak büyük bir gaflettir. Kürşat Bey gibi bir değer, önemli bir mevkide memlekete hizmet etse kötü mü olur? Tayyip Beyin Akşener’e ve Mumcu’ya görev teklif ettiği söyleniyor. Artık yaşları kemale ermiş bu isimlerin bilgisinden, birikiminden istifade edilse güzel olmaz mı? Önceliğimiz partimiz mi ülkemiz mi? Pusulamız Türkiye’yi mi gösteriyor partimizi mi? Hangisi hangisi için var?

Kürşat Bey Türk Dünyasıyla ilişkilerden sorumlu bakan olsa Türkiye ve Türk Dünyası kazanır mı, kayıp mı eder? İyi Partili dostlarım, ağabeylerim kızacaklar biliyorum ve yaptığı konuşmalara bakınca imkan dahilinde görmüyorum ama keşke Buğra Beyde Ak Partiye geçse. Buğra Bey üniversiteyi bitirince Kazakistan’a yerleşmiş. Yapı kimyasalları üreten bir Türk şirketinin distribitörlüğünü almış. Sonra yatırımcı bulmuş yapı kimyasalı üreten bir tesis kurmuş. On beş yılda SSCB coğrafyasının bir numarası olan bu tesisi BASF’a satmış, BASF, Kavuncu’dan o kadar etkilenmiş ki onun şirkette kalmasını anlaşmanın yükümlülüğü haline getirmiş. Daha sonra Buğra Beyi terfi ettirmişler ve Koç Holding’den daha büyük bir yapıyı teslim etmişler.

Kavuncu bu başarılara 20’li 30’lu yaşlarında ve 40’larının başlarında imza atmış. Buğra Beyin iyi bir il başkanı olup olmadığı tartışılabilir ama çok başarılı bir iş adamı ve yönetici olduğu tartışılamaz. Buğra Beyin mevcut görevlerini eksiksiz yerine getirecek onlarca siyasetçi vardır İyi Partide. Ama bir an düşünün, Kavuncu, Ticaret Bakanı olsa Türkiye kazanmaz mı? İnsanlar fark yaratabilecekleri yerlerde değerlendirilmeli.

Ak Parti kendini muhafazakar-demokrat olarak tanımlayan bir merkez sağ parti. Bünyesinde her kanattan siyasetçi olmalı. Aynı Demokrat Parti, Adalet Partisi, ANAP ve DYP gibi. Aynı kurulduğu dönem gibi. Aksi halde sığlaşır. Merkezden uzaklaşır. Türkiye’yi kucaklayamaz. Ak Partinin %50’lerden %30’lara düşmesinin nedenlerinden biri bu sığlaşmadır. Kapsayıcı olmayan merkez partiler geniş kitlelere ulaşamazlar.

Rahmetli Başbuğumuzun dünürleri olan Bilgiç ailesinin fertleri DP, AP ve DYP’de elli yıl üst düzeyde siyaset yaptılar. Başbuğumuzun buna karşı çıktığını duydunuz mu? Mesela Ayvaz Gökdemir ve Celal Adanın DYP’de siyaset yapması Türkiye’nin, DYP’nin ve MHP’nin lehine oldu. Adan il başkanıyken İstanbul’daki kritik görevlere Ömer Balıbey ve Vedat Bayram gibi müktesebatı olan ülkücüleri getirdi. Bugün hala o dönem yapılan hizmetler konuşulur. Balıbey o kadar başarılı oldu ki uzun yıllar görevine devam etti.

Bazı okurlarım Başbuğumuzun partiden ayrılanlarla ilgili kullandığı ifadeleri hatırlatacaklardır. O ifadeler merkez bir partide memleketine hizmet etmek isteyenlere değildir. O ifadeler, ‘’Türkeşsiz bir Türk milliyetçiliği’’ inşa etmeye çalışanlaradır. Başka partilere gidip MHP’nin içini karıştıranlaradır. Yükseliş kolejinde Türkeş’i MHP’den tasfiye etmeye kalkışan hadsizleredir. Onlara olan kinimiz ebediyen bakidir ve varlık sebebimizdir.

Celal Adan, Meral Akşener ve Cihan Paçacı hayatta. Soralım kendilerine. Başka partilerde görev yaptıkları için Başbuğumuz onları dışlamış mı? Yoksa her fırsatta kendilerine tavsiyelerde mi bulunmuş, millete hizmette ufuklarını mı açmış.

‘’ÖNCE ÜLKEM SONRA PARTİM SONRA BEN’’ fikrine gönülden inanan biri olarak ‘’Kürşat Bey’in ve Burak Bey’in Ak Partiye katılacağı iddiaları inşallah doğrudur’’ diyorum. Tayyip Beye, Buğra Bey ve Bilge Bey gibi değerleri de partisine katmak için gayret göstermesini tavsiye ediyorum. Hepsinden önemlisi bu müstesna isimler sadece milletvekili ve sade üye olarak kalmamalılar, fark yaratabilecekleri görevlere getirilmeliler.