Geçenlerde bir dostumun son gelişmeler sonrasındaki siyasi fikrini öğrendim ve şok oldum. Hasta bir Ak Partili idi. Recep Tayyip Erdoğan dendi mi, akan sular dururdu. Şimdi ise azılı bir düşmanı olmuş Zat-ı Alilerinin!
Tam 9 yıl önceydi. Kendisine "hükümet pkk ile görüşüyor. Pazarlık yapıyor" dediğimde, neredeyse birbirimizi boğacak konuma gelmiştik. "Eğer bu ortaya çıkarsa ne yapacaksın" diye sorduğumda, "bir daha kesin oy vermem" demişti. Çok değil, bir iki sene sonrasında Oslo görüşmeleri ortaya çıktı ve kendisine tekrar sorunca "ne yani analar mı ağlasın" demişti. O adam bugün Ak Parti ve Recep Tayyip Erdoğan düşmanı işte.
Kimi 19 saat, kimi 19 gün, kimi 19 ay, kimi de 19 yılda anladı ama artık oyunun sonu yaklaştı. Ak Parti anketlerde hala %30`un üstünde ama her geçen gün eriyor. İçerilerinde de çok çatlak ses var. Muhalefet partilerinin içlerine sarkarak algı yaratmaya ve karşıdaki ittifakı parçalamaya çalışıyorlar. Millet İttifakı da parçalanmaya o kadar müsaitmiş ki; her gün yeni bir istifa ve parti haberi duyar olduk.
Ne yapmak lazım? Nasıl bir yol izlemeli?
Her nasıl olursa olsun, bu Ak Parti gitsin mi demeli, ya da bu Ak Parti gitsin ama yerine gelecek partinin milli olması gerekir mi demeli? Yerine gelecek olanların, dış güçlerin emrinde olmadığına ve ülkenin üniter yapısını bozma eğiliminde olan terörist yapılanmalar veya bu yapılanmalara siyasi hüviyet kazandıran siyasi partilerle bir ittifak çatısı altında olmadığına inanmamız gerekmektedir. En azından ben bu minvalde yol alan bir bireyim. Hayatımın hiç bir döneminde Makyavelist olmadım ve o şekil insanları da hayatımda tutmadım.
Ülke ekonomik anlamda bir dar boğazda. Geçmiş iktidarlara olduğu gibi, Ak Parti'yi yok edecek olan da bu ekonomik dar boğaz olacaktır. İşte o 9 yıl önce birbirimizi boğacak konuma geldiğimiz dostumu da kendilerine düşman yapan konu bu! "Bu milletin her şeyine müdahale edebilirsiniz, çabuk unutur bu millet ama sofrasındaki bir somun ekmeğine dokunmayın" diye yazdım yıllarca. Zehirlenmişler ve umursamıyorlar. Aynı 2013 yılının Aralık ayına kadar, bu ülkenin yeni sahibi biziz, bize hiç bir şey olmaz diye düşünen cemaat yapılanması gibi zevk-ü sefa içerisindeler.
Her şey değişecek. Tekelleşmiş yapılar son bulacak. Haksız yere özgürlükleri elinden alınan insanların cellatları, kazdıkları kuyuya düşecekler. Ülkenin dört bir yanında okul yapılması gerekirken yapılan hapishaneler, kendileri ve yandaşlarıyla dolacak. Tüm ihaleler iptal edilecek ve geçmişe dönük haksız kazanç elde edenlerden o paralar kuruşuna kadar geri alınacak. Belki hepsi İngiltere'ye kaçacaklar ve yıllarca mahkemeleri sürecek ama bu güzel ülke, çok pis bir güruhtan kurtulacak.
Sonuç olarak; bu yazdıklarımın gerçekleşebilmesi için, mevcut iktidarın karşısında bulunan en güçlü kale konumunda olan Millet İttifakı'nın kendisini toparlaması gerekir. Hdp ile tüm ilişkisini kesmesi ve bunu açık bir şekilde dillendirmeleri gerekir. İnanın o güruhtan gelecek tek bir oya ihtiyacınız kalmadı. Yapmanız gereken "Milli Duruştur" ve muhtaç olduğunuz kudret, damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur.