Tarih boyunca önemli toplumsal davranışların sebebi büyük çoğunlukla ekonomi olmuştur.

Gene tarih boyunca toplumsal davranışlarda en çok istismar edilen olgu da insanların inançları olmuştur.

Dünya ölçeğinde ekonomik hareketleri yoğun biçimde etkileyen faktörler dünya ticaret yolları ve doğal zenginlikler olmuştur.

Son yüzyıllarda ülkelerin yönetim biçimlerinden gelen üretimleri de faktörlerden biri sayılabilir.

Haçlı seferlerinin başlaması bir ticaret ve inanç yeri olan Kudüs’ün Türkler veya Müslümanlarca ele geçirilmesi ve Türklerin Hıristiyan Bizans’ı yenerek bir ticaret yolu olan Anadolu ya girişi yerleşişi olarak kabul edilmelidir.

İstanbul un Türkler tarafından ele geçirilmesinin çağ değişimi olarak nitelenmesinin sebebi 1450’de İstanbul zaten yaklaşık 7500 yıldır bir ticaret yolunun en göbeğindeki bir merkezdi ve kuzey yarımkürenin en ideal ulaşım noktasıydı bir nevi İstanbul Türklerin fethettiği zamanlarda kuzey yarımkürenin başkenti sayılabilirdi.

Dünya yeraltı kaynaklarının yaklaşık yüzde 60’ı orta doğuda ve dünya ticaret yollarının kesiştiği yer Ortadoğu…

Tüm semavi dinlerin ortaya çıktığı yer orta doğudur dolayısı ile para orada, varlık orada, din orada, tabii olarak ilgi de oraya olacaktır.

Dünyada kurulup çok büyük sahalara yayılan ama sonra tasfiye edilen devletlerin tasfiye sürecini incelediğimiz zaman Roma’nın yerine kurulan İtalya, Osmanlı, Avusturya Macaristan ve Sovyetler Birliği’nin tasfiye süreci dünya ticaretinin dışında kalmalarındandır.

1453 de İstanbul fethedildi.

1492’de ise Amerika fethedildi.

İki fethin arasında 49 sene var.

Amerika kıtasının fethi ile İstanbul’un fethi uzun bir zaman içinde auta çıktı ve İstanbul’un fethi önemini yitirdi, çünkü artık İstanbul insan neslinin yaşadığı coğrafyanın tam ortası değildi.

Zamanla Süveyş, Panama kanalları ile ticaret yollarının daha da değişmesi, Ortadoğu ve orta Avrupa devletlerini tasfiye edecek yerine sömürgeci devletler geçecekti, İngiltere Fransa Hollanda gibi…

Yaşadığımız son 50 yılda dünya ticaretinde bir Çin yükselişi ve ağırlığı görülüyor ve bu ağırlık gitgide artıyor artacak gibide görünüyor.

Çin in büyük ölçekli projesi olarak da İpek Yolu’nun yeniden inşası öngören ticaret yolu çizmek istemesi ülkemizi ve orta doğuyu yeniden önemli olarak dünya gündemine taşıyor.

Çin’in hedefi var, dünya ticaretine hakim olmak istiyor, ABD’nin ve ortaklarının da hedefi kendi sömürü düzeninin devam etmesini istiyor.

Peki ne yapalım?

Bekleyelim emperyalizm ne yapacak diye seyredelim mi?

Bizi ve komşularımızı nasıl soyacak hırsızlıkta, kölecilikte, yeni yöntemler deneyecekler mi?

Acaba diye bakınalım mı?

Tabiî ki hayır!

Kendimizi ve komşularımızı korumalıyız.

Kendimiz derken bizim sınırlarımızın dünyanın neresinde bir Türk varsa bizim sınırlarımızın oradan başladığını şiar eden kendimiz tanımıdır dünya üzerinde yaşayan tüm soydaşlarımızı kapsayan bir kendimiz.

Komşularımız tarih boyunca bizimle yol yürümüş dostluk yapmış birlikte kader yaşadığımız komşularımızı da kendimiz olarak kabul etmemiz ve tüm coğrafya olarak emperyalizme karşı tüm gücümüzle birlikte kendimizi evimizi mahallemizi korumalıyız

Tabii önce asgaride birlik olmamız.

Emperyalizm işbirlikçilerini ayrık otlarını ayıklamamız gerekir.

Bir Atatürk arıyoruz galiba!