Siyasette nükte ve fıkralar

Abone Ol

Sevgili okuyucularım. Siyasette nükte deyince ilk akla gelen rahmetli Süleyman Demirel gelir. Demirel çok hoşgürülü ve nüktedan bir kişilikti. Demirel, bazen sorudan kaçmak için, bazen mevzuu açmak için, bazen muhatabını bozmak için fıkralara yaslanırdı. Bu, onu hem sempatik kılar, hem netameli konularda açıktan diyemediğini dolaylı yoldan demesini sağlardı.

Demirel’le Ecevit küskündürler. Birbirlerine selam sabah vermezler. Tesadüf buya Anıtkabir’de bir tören esnasında karşılaşırlar ve Demirel Ecevit’in elini sıkar. Gazeteciler durur mu? Demirel’e hemen bir soru sorarlar. Efendim siz Ecevit’le küskündünüz. Ama az önce Ecevit’in elini sıktınız der. Demirel cevabı yapıştırır “Ya neresini sıkacaktım” der.

Rahmetli Turgut Özal’ın da nüktedan yönü vardı. Demirel kadar nüktedan olmasa da bazı durumlarda nükteye başvurduğu görülmüştü. Turgut Özal’la Yıldırım Akbulut arasında geçen bir fıkra anlatılır.

Yıldırım Akbulut Başbakan olduktan sonra Turgut Özal makamına ziyaretine gelir.. Yıldırım Akbulut’un İngilizce bilmediğini bilen Turgut Özal, Yıldırım Akbulut’a “Yıldırım şu İngilizceyi öğren artik bir dahaki ziyaretime kontrol edeceğim" der ve gider... Aradan bir süre geçer ve Turgut Özal yine bir ziyaretinde Yıldırım Akbulut’a “Naptın Yıldırım İngilizce isleri nasıl gidiyor" der.. Yıldırım Akbulut "gayet iyi" diye cevap verir. Turgut Özal "o zaman yaverini çağır bakalım içeriye" der. Yıldırım Akbulut yavere dönerek "Mehmet kam hiyir" der. yaver içeriye gelir.. Turgut Özal içinden "harbiden çözmüş galiba" der ve akabinde "tamam yaveri simdi de geri gönder" der..  Yıldırım Akbulut odadan dışarıya çıkar ve dışarıdan seslenir "Mehmet kam hiyir!!!"

İşte böyle dostlar. Siyaset demek hep ciddiyet demek değildir. Bazen de nükte ve fıkralarla süslemesini bilmek lazım.  

Hoşça kalın dostlar.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE VE DİYEBİLENE