Türk dünyasında iki kritik gelişme arka arkaya yaşandı. Temmuz ayında Kazak, Özbek, Kırgız, Tacik ve Azerbaycan orduları Kazakistan’ın topraklarında ve karasularında tatbikat yaptılar. Bu Türk dünyasında bir ilk. 9 Ağustos’ta Astana’da düzenlenen Orta Asya Devlet Başkanları Zirvesine İlham Aliyev’de katıldı. Bu da bir ilkti. Türk devletleri her fırsatta ve her alanda ilişkilerini güçlendiriyorlar.
SSCB’nin bir tane ordusu vardı: Kızıl Ordu. SSCB dağıldığında Kızıl Ordu Rusya’da kaldı. Türk devletlerinin ne orduları vardı ne silahları ne de komutanları. Askeri uzmanların en güçlü ordularla ilgili yaptıkları 2023 yılı sıralamalarında, Azerbaycan ordusu yirmili, Özbek ve Kazak orduları otuzlu , Tacik, Kırgız ve Türkmen orduları altmışlı sıralarda. Türk ordusu ilk onda. Türk orduları her sene daha üst sıralara yükseliyorlar.
Türk ordularının birlikte askeri tatbikat yapması birçok açıdan önemli. Öncelikle bu yaklaşım Türk devletlerinin artık bırakın birbirlerini rakip olarak görmeyi, birbirlerine tam güvendiklerini gösteriyor. Türk ordusu, özellikle Azerbaycan ve Kazak ordularına uzun yıllardır eğitim veriyor. Azerbaycan ordusu her yönden NATO standartlarını yakalamış durumda. Bu tatbikatlar Türk ordularının birbirleriyle uyumlu hareket etmesine ve her ordunun eksiklerini ve zaaflarını görüp bunları gidermesine imkan sağlar.
Bu tatbikatın her yıl tekrarlanacak olması bir başka güzel gelişme. Hele tatbikata Tacikistan’ın davet edilmesi ve katılması çok çok iyi oldu. Türkiye’nin Türk dünyası politikasında ki en vahim yanlışı, Tacikistan’ı dışlamasıdır. Rahmetli Özal’ın ‘’Onlar Fars’’ ifadesiyle başlayan dışlama ısrarla sürdürüldü. Tacikistan, Türk Devletleri Liderler Zirvelerine, Türk Keneşine ve Türk Devletleri Teşkilatına gözlemci olarak dahi davet edilmedi. Oysa Tacikistan’ı dışlamak Orta Asya’yı bölmektir.
Türkistan’ın tam göbeğinde olan Tacikistan’ı Türk ailesinden kabul etmemek emperyalist ülkelere ve İran’a kaşıyacakları bir çıban takdim etmektir. Taciklerin tamamına yakını Özbekçe bilir. Maturidi ve Hanefi’dirler. Aynı Türkiye gibi Nakşilik ve Kadirilik en yaygın tarikatlardır. Bin yıldan uzun süredir Orta Asya ve Horasan’da birlikte yaşıyoruz. Taciklerin Çerkezlerden, Boşnaklardan ya da Kürtlerden ne farkı var?
Türk toplulukları ve devletleri arasında onlarca savaş yaşanmış ama bir tane Türk-Tacik çatışması yok. Tacikistan nüfusunun dörtte biri Özbek, Özbekistan nüfusunun %15 kadarı Tacik. Orta Asya’daki cumhuriyetlerin hepsinde Tacik azınlıklar var. Asıl önemlisi Afganistan nüfusunun %25’ten fazlası Tacik. Yani Tacikistan’ı kazanmak Afganistan’da da güçlenmektir.
Tatbikata Azerbaycan ordusunun katılması, hem son derece güçlü ve modern bir ordu olduğundan hem de Azerbaycan Orta Asya’da olmadığından çok önemli. Bu hamle hem Orta Asya ülkelerinin hem de Azerbaycan’ın imajını güçlendirecek ve caydırıcılığını arttıracak. Tatbikata neden Türkiye’nin davet edilmediği sorgulanabilir. Türkiye davet edilseydi Çin ve Rusya’nın da davet edilmesi gerekirdi ki böyle bir davet tatbikatı amacından saptırırdı. Türkiye’nin davet edip diğer iki ülkenin davet edilmemesi bu ülkeleri rahatsız ederdi ki şu aşamada bu lüzumsuzdu.
Orta Asya Birliği Nazarbayev’in fikriydi ve onun önayak olmasıyla 2007 yılında hayata geçirildi. Beş Orta Asya Devletinin de üye olduğu birliğin, liderlerin bir araya geldiği zirveler dışında hiçbir faaliyeti olmadı. Tokayev, Birliği aktif hale getirmeye ve Birlik vasıtasıyla Orta Asya ülkelerinin birlikte hareket etmesini sağlamaya çalışıyor. Toplantılara Azerbaycan’ın da katılmaya başlaması Türk dünyasının bütünleşmesi adına atılmış önemli bir adım.
Zira Türk dünyasının merkezi: batısında Türkiye, kuzeyinde Kafkasya ve İdil-Ural, doğusunda Türkistan, güneyinde İran ve Horasan Türklüğü olan Azerbaycan’dır. Türkiye ile bütünleşme sürecinde olan Azerbaycan’ın Orta Asya’yla da ilişkilerini geliştirmesi şarttır.
Bu toplantıda alınan en önemli karar, Bakü-Tiflis-Kars demiryolunun kapasitesinin bir milyon tondan beş milyon tona çıkarılmasının Türkiye’ye önerilmesi. Bu demiryolunun Bakü limanı vasıtasıyla Orta Asya’ya bağlanması düşünülüyor. Bu proje hayata geçirilirse Türk ülkeleri arasındaki ticaret hacmi hızla artar. Ama bu proje tek başına Türk dünyasının entegrasyonunu sağlamaz.
Türk dünyasının entegrasyonu Hazar geçişli enerji nakil hatlarından, Zangezur Koridorundan ve açık denizlere ulaşımı olmayan Türk ülkelerinin, Don-Volga Kanalı vasıtasıyla dünyanın her yerine ulaşır hale getirilmesinden geçiyor. (https://www.habererk.com/don-volga-projesi ve https://www.habererk.com/zangezur-koridoru-yeterli-mi) Koridorun Ermenistan kısmına henüz başlanmadı, Hazar geçişli hatlar sürekli gündemde ama hiçbir somut gelişme yok. TDT toplantılarından sonra yayınlanan bildirilerde, Hazar geçişli hatların kuvvetle desteklendiği vurgulanıyor. Don-Volga Kanalı henüz gündeme alınmış dahi değil. Biraz hızlanmamız gerektiğini düşünüyorum.
NOT: Türk dünyasıyla ilgilenen okurlarıma Mustafa Güler tarafından kaleme alınan ve Kitapyurdu tarafından yayınlanan Türk Dünyası ve Türk Dünyasının Enerji Politiği kitaplarını hararetle tavsiye ederim.