Vaktinde yapılacak bir seçimde Erdoğan aday olamıyor. Bu sorunu çözmeye kararlı olan Ak Parti ve MHP için anayasayı değiştirmek en makul alternatif. Zira anayasa değişikliği olursa Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adayı olmasının önündeki bütün engeller kalkacak. Anayasa değişikliği olmazsa seçimi erkene almak CHP’nin insafında olacak. 2027 yılında olduğumuzu varsayalım. Ak Parti ‘’Seçimi erkene alalım, kasım ayında yapalım’’ dediğinde CHP yok derse Erdoğan bir daha aday olamaz. Siyasi hayatı biter. Sizce Tayyip Bey bu riski alır mı?
Bu haftaya kadar CHP’nin anayasa değişikliğine ihtiyacı yoktu. Bu haftadan sonra olacak. Zira İmamoğlu’nun diploması iptal edilecek. Lise mezunları anayasaya göre cumhurbaşkanı olamıyor. İmamoğlu’nun aday olmasının tek yolu anayasanın bu maddesinin değiştirilmesi. Dikkatli okurlarım hemen ‘’Diploma sorunu çözülse bile İmamoğlu çok sayıda davadan yargılanıyor. Bunların birinden bile mahkum olsa aday olamıyor’’ diyeceklerdir. Anayasa düzenlemesiyle birlikte bu sorunda çözülebilir. Ya belli tarihten önceki suçlara sicil affı getirilir ki bu İmamoğlu’nun aday olmasının önündeki engelleri kaldırır. Ya da İmamoğlu’nun yargılandığı suçlar siyasi yasak kapsamından çıkarılır. Tabii ilk alternatif CHP açısından daha uygun. Zira ikinci alternatifte Ekrem Beyin hapis yatması ihtimali var.
Üç parti bir araya gelip seçilmeyi iki dönemle ve üniversite mezunu olmakla sınırlayan maddeleri kaldırırlarsa ve sicil affı çıkarırlarsa herkes muradına erer. Tayyip Bey zamanında yapılacak bir seçimde bile aday olabilir. Ekrem Beyin aday olmasının önündeki bütün engeller kalkar. Üç partinin parlamentodaki koltuk sayısı 400’ün üzerinde olduğundan bu formül, referanduma ihtiyaç kalmadan rahatlıkla uygulanabilir.
‘’Tayyip Bey, İmamoğlu’nun aday olmasını istemiyor, Ondan çekiniyor.’’ denilebilir. Sizce Tayyip karşısında sadece Yavaş’ımı ister yoksa hem Yavaş’ın hem de İmamoğlu’nun aday olduğu üçlü bir yarışımı tercih eder? Kesinlikle üçlü bir yarışı tercih eder. Yavaş’ın ve İmamoğlu’nun taraftarlarının birbirlerine girmelerini, kapışmalarını ve bölünmelerini ister. İster ki ikinci tura kalan rakibi, elenenin bütün oylarını alamasın, fire versin. Elenen adaydan kendisine çok oy gelmese bile seçime katılım oranı düşsün.
Ekrem Beyle ilgili yargı sürecinin Beştepe’den yönetildiği tespiti doğru değil. Öyle olsa yargılama neden Ekrem Beyle sınırlı olsun ki? Mansur Beyde yargılanır ve cezalandırılırdı. Zira Erdoğan için Mansur Bey Ekrem Beyden daha tehlikeli bir rakip. Cumhur ittifakı seçmeninden rahatlıkla oy alabilen Yavaş, MHP seçmeninin sevdiği bir isim. Ülkücü. Aynı tespitleri Ekrem Bey için yapamayız. Zaten anketlerde bu tespitimizi doğruluyor. Yapılan bütün anketlerde Yavaş İmamoğlu’nun ciddi önünde ve fark azalmıyor, artıyor.
İstanbul’da açılan bütün yolsuzluk davaları biri hariç CHP’lilerin başvuruları, ihbarları ve sundukları belgeler üzerine açılıyor. Hariç tuttuğum dava da ise şikayetçi Meral Hanım. Bu şikayetlerden ve açılan davalardan Tayyip Bey’de her Ak Partili ve MHP’li gibi memnun oluyordur ama özel gayret göstermesine gerek yok. Ekrem Bey Başsavcıya o kadar ağır sözler sarf etti ki yargı erkini neredeyse bir bütün olarak karşısına aldı.
Anayasa Değişikliği için Dem Partinin oylarına ihtiyaç yok. Böyle bir ihtiyaç yokken sürece katılmasını üç partide istemeyecektir. Zira özellikle Ak Parti ve MHP, ‘’Terörsüz Türkiye sürecinin amacının Dem Partinin Erdoğan’ın seçilme engelinin kaldırılmasına destek vermesini sağlamak’’ olduğu iddiasından rahatsızlar. Bununla beraber anayasa değişikliğine, toplumun rahatsız olmayacağı kayyum atamalarının zorlaştırılması gibi eklemeler yapılabilir. Dem Parti taleplerinin çok azını karşılasa da anayasa değişikliğine destek olabilir.
Bu yazı bir duyuma ve kulis bilgisine dayanmıyor. Şu an tamamen zıt uçlarda olan cumhur ittifakıyla CHP’nin uzlaşması uzak ihtimal olarak görülebilir. Hatta böyle bir uzlaşmaya ihtimal bile verilmeye bilir. Fakat siyasetin bir doğası var. Ekrem Beyde Tayyip Beyde aday olmak istiyorlar. Bunun iki taraf içinde en garantili yolu anlaşarak anayasayı değiştirmeleri. Bayramdan sonra görüşmelerin başlayacağını ve yıl bitmeden anayasanın değiştirildiğini göreceğiz.