Çözemediğimiz bir konu: Şiddet.. ve özelde KADINA ŞİDDET! Dün KCDP açıklama yaptı; durum çok vahim! 2017 yılında 409 kadın öldürülmüş. Bilinen sayıyla 387 çocuk istismarı yaşanmış ve 332 kadına da cinsel şiddet uygulanmış!.. Tablo pek vahim; izahta ve anlamlandırmakta güçlük çekiyorum.
Milliyetçi-Ülkücü efkârın parti-pırtı işleri arasında ıskaladığı konulardan birisidir ŞİDDET! Esef ki şiddet sarmalının göbeğinde kadınlar bulunuyor; en ciddi mağdur onlar… Cinsel taciz, çocuk istismarı ve aile içi şiddet oranını kesin bir oranla bilebilmek güç; çünkü çoğu vak’anın adli boyuta.. soruşturma-kovuşturma aşamasına gelmeden sönümlendiği bellidir.
Kamu ve STK’lar bu melanete karşı gerekli ikazı alamıyorlar ve şuur oluşturulmuyor. Kadının toplum indindeki yeri, rolü ve değeri bizde Araplardan pek farklı değil. Her türlü şiddetin aritmetik ivme yakaladığı bu memlekette, çözüm adeta bilinmezlik kuyusunda durmaktadır. Aile ve Sos Pol. Bak’lığı ne işe yarıyor? Hükümet, kadınların toplum hayatında daha aktif olması yönünde dirayet sergileyecek bir kafa yapısına zati sahip değil! İslam formunda giren arabizm ve kültürel yozlaşma öyle boyutlara gelmiş ki bizim memlekette KADININ ADI YOK, kimliği hükümsüz, birey olma iradesi tasallut altında.
Kadın şiddetini, kadın ve çocuk istismarını bitiremediğimiz sürece sağlıklı toplum olamayacağımız kesin. Gereklidir ki eğitim müfredatımıza şiddet ile mücadele eklensin, belediyeler, vakıflar, dernekler, üniversite ile siyasi partiler bu noktada bir görev belirlesin. Topyekûn mücadele şuuru ortaya koymadan iş bu şiddet-cinayet fenalığını engelleyemeyeceğiz! Hatta sırf, bu konulara eğilecek adli bir birim bile teşekkül edilebilir. Afallamış durumdayız; kadın gibi nazik bir varlığa tasallut eden hayati kastın; psikolojik, sosyopsikolojik izahı n’olabilir?
Aklen ve ruhen sağlam bir topluma dayanmayan milliyetçiliğin kötürüm kalarak, akamete uğrayacağı kesindir. İYİ Parti’nin genel başkanı bir kadındır; nihayetinde en çok tepkiyi ondan duyma beklentimiz var. Cehalet yok edilemedi.. eko-sosyal gelişim sürecimiz marazlı… Vandallık, yobazlık pek sorgulanmayan işler… Dramatik bir husus da sözde ahlak ve dinden en çok dem vuran bir siyaset koyucu kitlenin gözleri önünde cereyan eden hadiseler… Ak Parti elbette çağdaş-modern bir kadın imajından haz etmez! Laiklik salt din hürriyeti değildir; paralelinde bir vicdan hürriyetidir. Vicdan olmadan kadına, çocuğa şefkat ve esirgeyici tutum nasıl sağlanır?!. Elbette sağlanamaz…
Çağdaş değerlere sahip çıkmadıkça, kadına şiddeti engelleyemeyeceğimiz kesindir. Kültürümüzde “böyle şeyler yok” demekle olmuyor. Zati o kültürü çoktan unutmuşuz. Kadim Türk toplumunda kadının taşıdığı değerin yüzde biri, şuan söz konusu değildir.
Bu meselede sağcı tayfa samimiyse, sol ve feminist kulvarın işi mesabesinden hadiseyi sıyırıp, genel bir sorun mertebesine çekmeli. Kadın hakları diye bir retorik, mücadele sahası var; sağcılar bu kadar duyarsız kalmasın artık. Tıpkı yeşile, doğaya ve diğer sivil hadiselere kör olduğu gibi… Kadın bir genel başkana sahip olan İYİ Parti’nin nasıl bir duruş sergileyeceğini merak ediyorum; sağcı-muhafazakar kitlenin yeni partisi acep ne edecek?!.
Mesela.. İYİ PARTİ bir parti okulu kurmuş olsun; kadın-şiddet konusu ele alsın, desek.. ve KADINA ŞİDDET meselesinde bir ÇALIŞTAY hazırlığında olduğunu duysak, tepkiniz ne olurdu?!.
TURAN ELLER VAR OLSUN!