Coğrafyasında bir cendere içine hapsolan ve türlü melanetlerle karşı karşıya bulunan Türkiye gerçeği karşımızda… Tecrübelerimiz bin defa ispat etti ki… Irak, Suriye, Ermenistan ve Yunanistan komşuluğu “düşman başına” cinsinden… Arap’ı, Ermeni’si, Helen’i ve Kürt’ü için Türkiye, yani Türkler; asla hazmedilemez etnik ve tarihi gerçeklik! Ellerinde olsa, bizi bir kaşık suda boğarlar! O halde düşman unsurlar belli: Türk’ten gayrı hepsi!.. Esas mesele de muhakeme ve sağlam hesapla devlet aklının, devlet gücünün zindeliğini sağlamak; Türk Milletini bu esbap dairesinde şuura erdirmek. İşte biz, AFRİN Harekâtını söz konusu husus muhaveresinde ele almalıyız.

Açılım siyaseti hükümete; PKK ve KÜRTÇÜLÜK belasının ne cins bir azgınlık, saldırganlık ve tasallut olduğunu beyan etti. Kürt etnikliği ile PKK-KÜRTÇÜLÜK terörizmini ayırırken sadece şunu talep ediyoruz: Kürtler, yani kendine kürtlüğü izafe edenler; Türk Devletinin kanunlarına ve kuruluş felsefesine saygı duysunlar. Zatımca hiçbir Kürt “illa” kendini Türk olarak isimlendirsin, istemem! Ezcümle Kürt, Kürt’tür; Türk ise Türk!.. Devletin birliği ve dirliğine hücum edilmedikçe her etnik yapı, memleketimde huzurla yaşayacağını bilmelidir. Türkiye Cumhuriyeti anayasal ve sosyal ödevler vecibesinde, vatandaşlarının yaşam hakkını ve hürriyetini korumakla mükelleftir; ancak düzene ve huzur ile hukuka saldırı olduğunda elbette farklı söz, davranış devreye girer. İşte PKK’ya karşı verilen mücadele, mantığını o varoluş gayesinde bulur.

Etrafta bulunan düşmanlardan bahsettik; ya içerde bulunan HAİNELER!.. Varoluş savaşımızın bir mevzii de AFRİN’de sübuta erdi; davrandık... Ordumuz Suriye topraklarında!.. PYD-YPG-PKK Terör örgütüne karşı, şanlı TSK’nın başlattığı ZEYTİN DALI HAREKÂTI şaşırmadığımız üzere, içerdeki HAİNLERİ rahatsız etmeye başladı. Hainler kendi alçaklıklarını beyan eden imza kampanyası düzenliyorlar.

Afrin’e girmeyin, PKK’lı öldürmeyin, diyen ALÇAKLARIN! bazıları şunlar; Şanar Yurdatapan, Zülfü Livaneli, Ece Temelkuran, İhsan Eliaçık, Ahmet İnsel, Genco Erkal, Ömer Laçiner, Gülten Kaya, Hasan Cemal, Hasip Kaplan vd… Bunlar NAMERTTİR!.. SOYSUZLAR SÜRÜSÜDÜR… Bir kısmı sefa pezevenki ve plaza şırfıntısıdır!

Mesela hazımsızlıkları hiç bitmeyen LİBOŞ köşe yazarlarından birisi, Mehmetçiğin “BOZKURT” selamını kafasına takmış. Kastım, Cumhuriyet köşe yazarı Aslı Aytıntaşbaş. Hanımefendi “Etnik Meseleler, Algılar” başlıklı yazısının bir paragrafında şöyle herzeler s.çmış: “İyi de, bu tezi savunurken hükümetin elini oldukça zayıflatan birkaç durum var. Birincisi, sürekli cepheden gelen bozkurt selamları… Türkiye kamuoyu da, Kürtler de bunun hangi ideolojinin selamı olduğunu, ne anlama geldiğini biliyor. Mesele sadece Afrin ve Suriye coğrafyasındaki Kürtler değil, asıl mesele bu fotoğraf karelerinin Türkiye’de yaşayan Kürtler için anlamı.” 

Fazla söze hacet yok! Ülke de hain kuluçkası hız kesmeden üremeyi sürdürüyor. TC vatandaşı Kürtler ile bir sorunumuz yok! Vatandaşlık kimliğini ve ortak yaşam iradesini benimsesinler, yeterli. Birileri rahatsız olacak diye Milli Sembollerimizden vazgeçmeyiz! Mesele bu HAİNLERİ tanımak, ifşa etmek ve milli teyakkuzu güçlendirmektir. Bozkurt bir partinin malı-sembolü değildir; o Türklerin milli sembolüdür. Rahatsızlıkları da bundan öte olamaz!

Not: Boğazlıyan’a bağlı köyümüz Çalapverdi, Afrin’de 3. Şehidini verdi maalesef; üzgünüz… Mehmet Muratdağı, Yozgat’ın verdiği sayısız şehitlerden biri… Şehitlerimiz Tanrı Dağları’nda, Başbuğ Mete Han’ın yanında yerlerini aldılar. Allah’tan hepsine rahmet diliyorum! Mekânları Cennettir!

TANRI TÜRK’Ü KORUSUN!