YRP ilk kez girdiği seçimlerde %3 nispetinde oy alarak başarılı oldu. YRP seçimlerden önce üç akıllı hamle yaptı. Seçimlere cumhur ittifakına dahil olarak girdi. Fakat Tayyip beyin teklif ettiği gibi Ak Parti listesinden girmedi. Ak Parti ile çok kapsamlı bir protokol yaparak, kamuoyuna duyurdu.
Eğer seçimlere cumhur ittifakından girmeseydi, %7 barajını aşamayacağından hem meclise giremeyecekti hem de bu kadar oy alamayacaktı. Vatandaşların bir kısmı, YRP barajı aşamaz, oyum ziyan olmasın diye düşünecekti. Eğer Deva, GP ve SP’ nin CHP ile yaptığı gibi yapsaydı, yani adaylarını Ak Parti listelerinden gösterseydi, daha fazla milletvekili çıkarabilirdi ama sahip olduğu oy hacmi bilinemezdi.
Ak Parti protokoldeki maddeleri yerine getirirse, YRP, söz konusu hizmetleri haklı olarak sahiplenecek, yerine getirmezse bunu önümüzdeki seçimlerde propaganda sürecinde kullanacak. Bütün bunların yanında YRP, seçimlere cumhur ittifakına dahil olarak girince, Ak Partiye mesaj vermek isteyen ama millet ittifakına oy vermek istemeyen seçmenin gidebileceği adreslerden biri oldu.
YRP seçimlere, üç büyük şehirde Ak Partiyle birlikte, diğer şehirlerde yalnız girecek gibi gözüküyor. Bu makul bir strateji olur. Metropollerde vatandaşlar, kazanma iddiası bulunan partiye yönelir. Yani YRP metropollerde seçime tek başına girdiğinde oy kaybeder. Ama küçük yerleşim birimlerinde, iyi adaylar göstererek iddialı olabilir. YRP bu seçimlerde oy oranını korursa ve Saadetten fazla oy alırsa başarılı kabul edilir.
Seçimden sonra Saadet erime sürecine girer. Bu süreç doğal olarak YRP’ yi daha da güçlendirir. Seçimlerde YRP, Ak Parti ile ittifak yaparsa, medyada aha fazla yer alır. Erbakan fikirlerini, projelerini anlatacak, halka mal edecek fırsatı bulur. Ak Parti ekonomiyi toparlarsa, vatandaşın durumunda düzelme başlarsa YRP’ ye katılım sınırlı olur. Ekonomi de sıkıntılar artarsa YRP %5 bandını bile aşabilir. YRP’ nin üç büyük metropolde, belediye meclislerine mensuplarını sokması da büyük bir kazanım olacaktır. Refah, halkla daha fazla temas edecek, partililer yerel yönetimlerde tecrübe kazanacak.
Erbakan öncelikle partiyi tek adam partisi görüntüsünden kurtarmalı. Yeniden Refahın, Refahtan ve Faziletten devraldığı çok geniş ve tecrübeli kadroları var. Bu kadroların daha çok medyada yer alması sağlanmalı. Fatih Erbakan, babasının gölgesinden kurtulmalı. Erbakan’ın oğlu olmak, partiyi kurarken, teşkilatlandırırken avantaj olabilir. Fakat geniş halk kesimleri, Fatih Beye, Erbakan’ın oğlu olduğu için oy vermez.
Tam aksine, Türk siyasetinde sevilen bir devlet adamının yakını olmak dezavantajdır. Menderes bu milletin sevgilisiydi. Oğlu Aydın Menderes çok iyi yetişmiş bir devlet adamıydı. Çok uygun koşullarda parti kurdu. Zira merkez sağın iki efsanevi liderinden Özal vefat etmiş, Demirel cumhurbaşkanı olarak aktif siyasetten çekilmişti. Buna rağmen %1 oy alamadı. Yusuf Özal, Korkut Özal, Tuğrul Türkeş, Mutlu Menderes, Yüksel Menderes ve Nilüfer Gürsoy siyasette mesafe alamayan isimlerden birkaçı. Türk milleti demokrasiyi çok sevdi. Hanedana son derece karşı. Erbakan bu handikabı, babasını taklit ederek, onun projelerini tekrar ederek aşamaz. Erbakan özgün olmalı, farklı projeler geliştirmeli. Sadece milli görüşçülere değil geniş toplum kesimlerine hitap etmeli. 2024 Türkiye’sinde, milli görüş sempatizanları, toplumun %5’i ya vardır ya yoktur. Saadetin geldiği durum ortada. Has Parti macerası hala hatıralarda taze.