On yıl önceydi. Rahmetli Yazıcıoğlu ABD'li bir yetkili ile görüşmesini anlattı. Partileri gezen ABD'li sonunda BBP'ye de gelmiş,Yazıcıoğlu'na hedeflerini,amaçlarını,nasıl bir Türkiye tasavvur ettiklerini sormuştu. Yazıcıoğlu da BBP olmasa bile ülkücü hareketin er geç iktidara geleceğini, doğru bir çizgide devam etmesi halinde 2015'e kadar MHP'nin iktidar olacağını söyler. ABD'li güler, Muhsin bey der,2015'ten sonra MHP diye bir parti olmayacak,bir sağ, bir sol, bir de buçuk(etnik) parti olacak...
Yazıcıoğlu'nun anlattıklarını ilginç ve önemli bulduğum için on yıl önce bunu yazdım ,sonra 3.5 yıl önce bir defa daha yazdım, en son 1 Kasım seçimlerinden sonra tekrar yazdım. aynı olayı bu dördüncü anlatışım oluyor. Geldiğimiz noktada Yazıcıoğlu'na anlatılanların ne kadar doğru ABD'nin nasıl uzun vadeli bir plan yaptığını gösteriyor.
Daha başkanlık sistemine geçmedik ama şimdiden MHP'nin varlık nedenlerini yitirdiğini,parti olarak hiç bir var olma gerekçesinin kalmadığını söylemek mümkün. Bununla Ülkücülüğü,Türk Milliyetçiliğini asla kast etmiyorum. Aksine bugün Türk Milliyetçiliğine,ülkücü bir siyasi ahlaka her zamankinden çok ihtiyaç var.
MHP niye varlık nedenlerini yitirdi anlatayım; bu saatten sonra MHP liderliği AKP'yi eleştirebilir mi? AKP Türkiye'yi yönetemiyor,şu şu yanlışları yaptı, yetkiyi bize verin diyebilir mi? Yarın seçim olsa ben AKP'nin muhalifi ve alternatifiyim diyebilir mi? Sistem değişikliğine evet dediği andan itibaren hem AKP'ye karşı ileri süreceği argümanları kaybetmiş, hem de farklıyım diyebilme imkanını yitirmiştir. Bu projeye evet dediği andan itibaren -kendi varlığını- siyaseten gereksiz hale getirmiştir.
Bu saatten sonra hangi seçmen MHP'ye oy verdiğinde AKP'ye muhalif bir partiye oy verdiğini söyleyebilir.Toplum aynı çizgide buluşan iki partiden güçlü olanı tercih edecektir. MHP seçmenini uyutmak için -vatanın,milletin bekası için- yapılan bir fedakarlık olarak bu tercihin takdim edilmesi ise daha vahimdir. Bu, mefhumu muhalifi ile -vatanın milletin bekası bizim partimizin desteklenmesinde değil,AKP'nin desteklenmesinde-anlamına gelir. Bir partinin kendi kendini vatanın,milletin bekası için zait görmesinden daha akıl dışı ne olabilir? Vatanın milletin bekası MHP'nin kapısına kilit vurmak mıdır?
Bu ülkede ülkücüler hep ihtiyaç olduğunda kullanılan, ihtiyaç ortadan kalkınca bir kenara atılan dolgu malzemesi gibi görüldü. Bu ülkenin derininde oturanlar ve onların partilerdeki uzantıları ülkücüleri hiç bir zaman ülkeyi yönetmeye layık görmediler. En sonunda etkisiz bir parti olarak var olmasına bile tahammül edemediler.
Başkanlık sistemi iki partili bir sistemdir. Türkiye'de de öyle olacaktır. Zaten sistem değişikliği ile birlikte partiler artık iktidarı belirleyen aygıtlar olmaktan çıkacaktır. Seçmenler partilerine iktidara gelsinler diye değil,meclise girsinler diye oy vereceklerdir. Çünkü hükümeti kurma,bakanları seçme yetkisi tamamen başkan'a aittir. İşin ucunda iktidar da yoksa seçmen niçin MHP'ye oy versin?
Başkanlık İyi mi olur,kötü mü olur sorusunun cevabını bir başka yazıda tartışırız. Ama MHP için kırk yıl uğruna canlar,istikballer,hayatlar verilen bir mücadelenin sonu olur.
Yazıcıoğlu'na 2015'den sonra MHP diye bir parti olmayacak diyenler, aslında bugünü görmemişler,planlamışlar.