Her şey Peşinyan’ın başbakan seçilmesiyle başladı. Peşinyan, Ermenistan’ın Rusya’ya endeksli olmasını yanlış buluyordu. Azerbaycan ve Gürcistan zenginleşirken ve kalkınırken Ermenistan fakirleşiyordu. Diyelim ki Azerbaycan zengin petrol ve gaz rezervleri sayesinde kalkınıyor, peki ya Gürcistan? Gürcistan Türkiye ve Azerbaycan’la entegre olduğu ve AB ile ticari ilişkilerini geliştirdiği için kalkınıyordu.

Ermenistan, otuz yıldır işgali altında tuttuğu Karabağ’ı ve Azerbaycan’ın %20’sini terk etmeden, Türkiye ve Azerbaycan’la ilişkilerini düzeltemezdi. Bu nedenle dümeni batıya kırdı ve AB’ye üye olmayı stratejik hedef olarak belirledi. Peşinyan’ın Karabağ savaşını planlayarak çıkardığını, amacının işgal edilen topraklardan kurtulmak olduğunu iddia edenlerde var ama gerçeği bilmemiz mümkün değil. Peşinyan’ın ‘’işgal ettiğimiz topraklardan vaz geçelim’’ demesi mümkün değildi. Bu teklif asla kabul edilmeyeceği gibi seslendiren devlet adamının siyasi hayatı biterdi. Bizde bir siyasetçinin ‘’Kıbrıs’ı verelim, Yunanistan’la ilişkilerimizi düzeltelim’’ demesi gibi bir şey bu.

Erivan’ın Batıya yönelmesi Kremlin’in Azerbaycan karşısında Ermenistan’ı yalnız bırakmasına yol açtı. İki devlet baş başa kalınca Azerbaycan ordusu işgal altındaki topraklarını ve Karabağ’ın Suşa kentini kurtardı. Rusya bu aşamada Rusya müdahale edince ateşkes imzalandı. Suşa dışındaki Karabağ topraklarına sözüm ona Ermenileri korumak için Rus askerleri yerleştirildi. Ateşkes anlaşmasına göre Nahcivan’la Azerbaycan arasında ki Ermenistan topraklarında ve Ermenistan ile Karabağ arasındaki Azerbaycan topraklarında Rus askerlerinin kontrolünde iki koridor açılacaktı.

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması, Erivan’ın Batıya olan yöneliminde ısrarcı olması ve Ermeni çetelerin yaptığı saldırılar Azerbaycan’a Karabağ’ın tamamını kurtarması için fırsat sağladı. Azerbaycan Karabağ’ın tamamını kurtarınca Ermeni ahali ve Rus askerleri Karabağ’ı terk etti. Erivan, Karabağ’ın kaybından sorumlu tuttuğu Rusya’ya, Ermenistan’daki Rus askeri üssünün süresinin uzatılmayacağını bildirdi.

Bu gelişme Kafkasya’daki tabloyu tamamen değiştirdi. Karabağ savaşından önce Kafkasya’da Rusya başat güçtü. Rusya’yı Türkiye, Türkiye’yi İran takip ediyordu. ABD ve AB çok zayıf olduklarından etkili olamıyorlardı. Savaş bittiğinde Rusya ve Türkiye güçlenmişler İran zayıflamıştı. Rusya güçlenmişti zira Ermenistan’daki askeri üssün yanında hem Karabağ’da hem de açılacak iki koridorda Rus askeri olacaktı. Türkiye hem Azerbaycan Dağlık Karabağ dışındaki işgal altındaki topraklarını kurtardığı hem de Zengezur Koridoru açılacağı için güçlendi. İran, tam destek verdiği Ermenistan kaybettiği, Zengezur Koridoru açılacağı ve tehdit olarak algıladığı Azerbaycan Kafkasya’da hakim pozisyona geldiği için zayıfladı.

Azerbaycan ordusu Karabağ’ın tamamını kurtarınca ve Erivan Rus askeri üssünün boşaltılmasını isteyince tablo bir kez daha değişti. Türkiye güçlendi, Rusya ve İran zayıfladı. Rusya zayıfladı zira dört binden fazla askeri olan üssü boşaltmak zorundaydı. Bu üsse ilaveten üç yere daha asker konuşlandıracaktı. Fakat Ermeni ahalinin terk ettiği Karabağ’da asker bulundurmasının anlamı kalmadı. Karabağ’da Ermeni kalmaması Laçin koridorunu gereksiz kıldı. Laçin koridoru işlevini kaybedince Erivan, Zengazur koridorundan vaz geçti. Netice de üç yüz yıl sonra Kafkasya’da hiç Rus askeri kalmayacaktı.

Azerbaycan ve Türkiye için tehdit olan Ermenistan’daki üssün boşaltılması ve Karabağ’ın tamamının kurtarılması bu iki ülkeyi güçlendirirken İran’ı zayıflattı. Zengazur koridorundan vaz geçilmesi, Türk dünyasının fiziki bütünleşmesi için başka alternatifler oluşturulmasını zorunlu kılıyor.

Bu gelişmeleri Kafkasya’dan silinmesi olarak gören Rusya, Gürcistan’ı hakimiyeti altına almaya karar verdi. Gürcistan aynı Ukrayna ve Moldova gibi Batı ile Rusya arasında kalmış bir ülke. Bu ülkelerden farkı, komşuları olan Türkiye ve Azerbaycan ile kurduğu iyi ilişkiler sayesinde nefes alabilmesi.

2012 yılında, iktidara, Gürcü Rüyası Partisinin gelmesinden sonra Rusya ile Batı arasında denge politikası güden Tiflis, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasından hemen sonra 2022 yılının Mart’ında AB’ye üyelik başvurusu yaptı. Tiflis, Ukrayna’dan sonra sıranın kendisine geleceğinden korkuyordu. İlaveten savaşta olan Rusya’nın bu başvuruya tepki vererek cepheyi genişletemeyeceğini düşünüyordu. 2023 yılının Aralık ayında AB aday ülke statüsü onaylandı.

AB’nin muhalif partileri desteklemesinden rahatsız olan iktidardaki Gürcü Rüyası Partisi, Rusya’ya yönelerek, yabancıların ülkedeki faaliyetlerini sınırlayan etki ajanları kanununu çıkarınca taraflar arasında gerilim yükseldi. Aynı tarihlerde Çin ile Gürcistan arasında stratejik iş birliği anlaşması yapılması Batıyı şoke etti. Muhalefet, 2024 yılının Ekim ayında yapılan, Gürcü Rüyası Partisini kazandığı seçimlerde Rusya’nın desteğiyle hile yapıldığını ilan etti. Seçimlerin yenilenmesini isteyen AB, talebi yerine gelmeyince bütün yardımları kesti ve üyelik sürecini dondurdu. Bu hamleyi ABD’nin yardımları kesmesi izledi. İkiye bölünen Gürcü halkı üç aydır sokaklarda. Rusya bu sürecin sonunda kontörlü sağlarsa Gürcistan’da üs kurabilir.

Kafkasya’da tabloyu bir kez daha değiştiren gelişme, 15 Ocak’ta ABD’nin Ermenistan’la askeri ve nükleer alanları da içeren stratejik iş birliği anlaşması imzalaması oldu. Bu anlaşma ile Rusya ve İran’ın Ermenistan üzerindeki ağırlığı daha da silikleştirildi. Zangezur Koridoru nedeniyle Azerbaycan’ın Ermenistan’a askeri müdahalede bulunma ihtimali sıfırlandı. İran ve Rusya bu anlaşmaya, sadece iki gün sonra benzer maddeler içeren bir anlaşma imzalayarak cevap verdi. Aynı gün Fidan Bakü’ye programında olmayan bir seyahat yaparak Aliyev’le her iki gelişmeyi değerlendirdi.

Bütün bu gelişmelere rağmen Kafkasya’da savaş çıkacağını düşünmüyorum. Zira Rusya, Ukrayna savaşı nedeniyle bunalmış durumda. Hem ABD’nin hem de Rusya’nın hedefi bu savaşı sonlandırmak. Yeni bir savaş en son isteyecekleri şey. İran tarihinin en zayıf döneminde. Darbe üzerine darbe alıyor ve sineye çekiyor. Önümüzdeki dönemde Yemen ve Irak’a öncelik verecektir.

Türkiye ve Azerbaycan’ın ilk hedefi Ermenistan’la barış anlaşması imzalanması olmalı. Akabinde Ermenistan’la ilişkiler süratle geliştirilmeli. Zengezur bir koridor olarak değil yol olarak hayata geçirilerek Nahcivan’ın Azerbaycan’a ve Türkiye’nin Türkistan’a ulaşımında alternatif bir güzergah daha oluşturulmalı. Her ilave güzergah bizim elimizi güçlendirirken güzergahların geçtiği ülkelerin elini zayıflatır. Bu projeyi Ermenistan, AB ve ABD’de destekler. Zira bu projeyle Ermenistan’da Türkiye üzerinden Avrupa’ya ve Orta Doğu’ya bağlanacak. Türkiye’nin Türk dünyasına, Rusya ve İran’a muhtaç olmadan ulaşması da ABD ve AB’nin lehine.

Gürcistan ve Ermenistan üzerinde, Batı ile Rusya arasında devam etmesi mukadder olan hakimiyet kurma mücadelesinde taraf olmamalıyız. Taraflarla ilişkilerimizi iyi tutarak bölge ülkeleriyle ticari ve kültürel ilişkilerimizi geliştirmeliyiz. Kafkasya’da da sorun üretenler ve sorunun bir parçası olanlar değil sorun çözenler kazanacak. Aynı Somali ve Libya gibi.