Geçen hafta Türkiye, Türköne’nin T24’e verdiği röportajdaki iddialı ifadeleri tartıştı. Mümtazer Beyin hiçbir gerçekliği olmayan tespitleri Bahçeli’yle ilişkilendirilerek, dikkatler çekildi. Aslında aynı provokasyon ekim ayından beri ısrarla sürdürülüyor. Türköne’nin uçuk kaçık, akla ve mantığa aykırı yorumları ve öngörüleri ‘’Ama Devlet Bey’e çok yakın. Devlet Beyin danışmanı, Devlet Beyin gizli danışmanı, Devlet Beyin konuşma metinlerini o yazıyor, MHP genel merkezinden çıkmıyor. Devlet Bey onun vasıtasıyla mesaj veriyor’’ cümleleriyle değerli ve önemli kılınmaya çalışılıyor. İşin ilginç tarafı, hiçbir konuda anlaşamayan Türk basının A Takımı ve araştırmacı gazeteciler Mümtazer Beyin Devlet Beye çok yakın olduğu konusunda mutabıklar.

Oysa Türköne’nin Devlet Beyle ve MHP ile en ufak bir yakınlığı yok. Öyle ki 1980 yılından 2020 yılına kadar yani 40 yıl boyunca MHP genel merkezine ya da herhangi bir MHP binasına bir kere bile gitmiş değil. Ne MÇP ne Başbuğ ne de Devlet Bey dönemlerinde MHP’ye destek vermemiş. 2020 yılında Devlet Beyin attığı tweetlerden sonra tahliye olunca teşekkür etmek için kendisini makamında ziyaret etmiş. Yakınlık bu. 45 yılda 15 dakikalık bir ziyaret.

Devlet Beyle Mümtazer Beyin tanışıklığı akademisyenlik dönemlerine denk geliyor. Devlet Bey her ülkücü akademisyene sahip çıktığı gibi Mümtazer Bey’e de sahip çıkmış, yardımcı olmuş, desteklemiş. 1980 senesinde yollar ayrılmış. Devlet Bey siyasi hayatına MHP’de devam ederken, Türköne akademisyenliğini sürdürmüş, kitaplar ve makaleler yazmış, akademik dereceler almış ve zamanla kamuoyu tarafından tanınmış.

Türköne, 1990’larda önce ANAP’a sonra Tansu Çiller’e danışmanlık yaptı. Danışmanlık yaptığı partileri de liderleri de batırdı. Mesela Türköne Çillerin başdanışmanlığını üstlendiğinde DYP birinci partiydi. Kovulduğunda baraj altında kalmıştı. Muhsin Beyi gazlayarak MHP’nin bölünmesine sebep olanların başında Mümtazer Bey gelir. Ona göre ‘’Millet 27 Mayıstan dolayı Türkeş’e oy vermiyordu ve asla vermeyecekti. Oysa Muhsin Bey buram buram Anadolu kokuyordu. Arayışta olan millet onun peşine düşecekti.’’ MHP bölündüğü için grup kuramadı. Muhsin Beyin kurduğu BBP’nin oy oranı %1’lerde kaldı.

Türköne DYP’den ayrıldıktan sonra kapağı Ak Partiye ve FETÖ’ye attı. Ak Parti’yi destekledi. FETÖ’nün yayın organlarında önde gelen figürlerden biriydi. İkinci eşini önce kaymakam sonra vali ve milletvekili yaptı. Kendisi 2011 seçimlerinde milletvekili olmak için Ak Parti’ye başvuru yapsa da listelerde yer bulamadı. Hem bu olay hem FETÖ’den aldığı astronomik ücretler hem de ilgiye olan düşkünlüğü onu zamanla Ak Parti’den kopardı ve FETÖ ile bütünleştirdi.

Bu dönemde seslendirdiği ‘’Apo’yu paşa yapıp, Bodrum’a yerleştirelim’’ ve Erdoğan’a kast ederek defalarca yazıp söylediği ‘’Giyotin düşecek, kelleler kesilecek’’ ifadelerinin de gerçek amacı maalesef dikkat çekmekti aynı şimdi söylediği ifadeler gibi.

Türköne diyor ki ‘’Devlet Beyin süreci başlatacağından Tayyip Beyin haberi yoktu.’’ 1 Ekim’de Devlet Bey Dem Partinin sıralarına gittiğinde yanında Ak Parti Genel Başkan Vekili Efgan Ala vardı. Efgan Bey, Tayyip Beyin izni ve bilgisi olmadan böyle bir eylem yapar mı? Ak Partinin ve MHP’nin birbirleriyle ilişkilerinde gösterdikleri hassasiyet ortada. Memleketin kaderiyle ilgili olan bu kadar riskli bir süreç, defalarca istişare etmeden harekete geçilir mi? Süreç başlatılmadan önce MİT’in Öcalan’la defalarca görüşmüş, onu bir noktaya getirmiş olması gerekmez mi? Bu konularda cumhurbaşkanı bilgilendirmemiş olabilir mi?

Türköne’de söylediğinin doğru olmadığını biliyor. Peki neden söylüyor? İlgi çekmek için. Cezaevinden çıktıktan sonra hiç ilgi görmedi. Yazıları okunmadı, programları seyredilmedi. Muhalif ya da muvafık ana akım medyada yer bulamadı. Bunun üzerine, hiçbir gerçekliği olmayan ama dikkat çekecek fikirleri ortaya atmaya başladı.

Son iddiası şu : ’’Tayyip Bey süreci tırpanlayacak, Devlet Bey Türkiye’yi erken seçime götürecek.’’ Adam Devlet beyin ülkeyi erken seçime götüremeyeceğinin farkında değil. Erken seçim için 400 oy gerekli. Ak Parti destek vermediği sürece diğer partilerin hepsi birleşse bile sayıları erken seçim kararı almaya yetmiyor.

Ayrıca ülke ekonomik krizdeyken ve terörsüz Türkiye süreci devam ederken seçime gidilmesi cumhur ittifakı açısından intihar değil de nedir? Tayyip Bey neredeyse her konuşmasında Terörsüz Türkiye sürecine vurgu yapıyor. Bu süreç başarıyla tamamlandığında Ak Parti kazanır. Başarısız olunduğunda Ak Parti kaybeder. Tayyip Bey neden tırpanlasın? Bu ifadelerin neresi bilimsel tahlil?

Okuyucularım ‘’Madem Devlet Bey Türköne ile yakın değil neden salıverilmesi için tweet attı?’’ diye sorabilir. Mümtazer Beyin kardeşi 1979 senesinde şehit oldu. Devlet Bey bahse konu tweetleri şehidimizin şehadet yıl dönümünde onun hatırına attı. Mümtazer Beyde kardeşinin hatırına tahliye edildi. Devlet Bey yanlış mı yaptı? Hayır. Tam tersine çok doğru yaptı. Bu hareket bırakın şehidinin abisine, bu hareketin kedisine köpeğine bile sahip çıkar ve sahip çıkmalı.

Devlet Bey o tweetleri nefsini aşarak attı. Zira Türköne MHP’li olmamasına rağmen Devlet Beye rakip çıkan bütün kongrelerde piyasaya çıktı. Devlet Beye karşı olan kim olursa olsun destekledi. Cezaevine girmeden önce attığı tweetlerde Devlet Bey için kullandığı bazı ifadelere eleştiri denemez, ancak hakaret denilebilir.

Bir bilim adamının sözleri bir lidere, bir siyasetçiye yakın olduğu için itibar görüyorsa o bilim adamı yaşayan bir ölüdür. Hepsinden önemlisi bir bilim adamı çok tıklanacağım, çok seyredileceğim diye devleti ve milleti için hayati olan bir süreci sabote ediyorsa kendini kaybetmiştir. Allah kimseyi ilgi çekmek için saçmalatmasın.