Devlet Beyin terörist başına yaptığı çağrıdan sonra Tayyip Beyin bir hafta kadar sessiz kalması, her zaman olduğu gibi önce ‘’tarafların arasında sorun mu var?’’ sorusunun ortaya atılmasına sonra bu soruya ‘’evet’’ cevabı verilerek senaryolar üretilmesine neden oldu. Medyamız iki parti arasında iş birliği başladığından beri bunu hep yapıyor. En ufak bir olay bahane edilerek iki lider arasında sorun olduğu, Bahçelinin erken seçim isteyeceği, tarafların birbirlerini tehdit ettiği yazılıyor, çiziliyor, senaryolaştırılıyor. Farklı olaylarda sürekli tekrar eden bu süreç, iki lider herhangi bir nedenle bir araya gelince bitiyor.

Farklı dünya görüşlerine sahip olan iki partinin ittifakı, kısa vadeli ve menfaat üzerine inşa edilmiş bir birliktelik değil. Taraflar birbirlerine son derece saygılı ve birbirlerinin duyarlılıkları konusunda hassas. Devlet Bey bir sabah kalkacak, cumhurbaşkanına danışmadan, Türkiye’nin kırk yılını çalan ciddi bir meseleyle ilgili çok radikal bir davet yapacak ya da belediyelere kayyum atandığını haberlerden öğrenecek. Bunlar olacak şey mi? Birbirlerine mesaj veriyorlarmış. Bu iki devlet adamı elli yıldır siyaset yapıyor. Hiç bindikleri dalı keserler mi?

Devletimiz PKK’yı bitirmeye karar vermiş durumda. Yıllardır buna hazırlık yapılıyor. Yapılan hamleler oluşturulan stratejinin bir parçası. Devlet Beyin çağrısından sonra Apo’nun silah bırakma ve örgütü lağıv etme çağrısı yapması bekleniyordu. Terörist başının yeğeni ile gönderdiği mesajda ‘’şartlar oluşturulursa’’ ifadesini kullanması pazarlık yapma isteği olarak algılandı. Başlatılan yeni bir çözüm süreci değil. Ve devlet pazarlık yapmamakta kararlı. Apo çağrı yapmayınca Esenyurt’a kayyum atandı. Yine yapmayınca Mardin’e, Batman’a ve Halfeti’ye kayyum atandı. Çağrı yapılmazsa ya da çağrı yapıldığında gereği yapılmazsa hem kayyum atamaları devam edecek hem de sınır ötesi operasyon başlatılacak. Olan biten bu.

Bu olayda ‘’Tayyip Beyle Devlet Bey arasında sorun var’’ iddiasını Mümtazer Türköne ortaya attı. Ona göre iki taraf arasında ciddi bir mücadele varmış. Taraflar arka arkaya birbirlerine karşı hamle yapıyormuş. Devlet Beyin terörist başına yaptığı çağrıdan Tayyip Beyin haberi yokmuş. Peki o zaman Ömer Öcalan’ın İmralı’ya gitmesine ve 44 aydır kimseyle görüştürülmeyen terörist başı ile görüşmesine kim izin verdi? Bu Tayyip Bey izin vermeden olacak şey mi? 

Devlet Bey kayyum atamalarını haberlerden öğrenmiş ve atamalardan rahatsız olduğunu göstermek için Ahmet Türk’e sahip çıkmış. Zaten Mardin ve Halfeti özellikle, Devlet Beye mesaj vermek için seçilmiş. Halfeti Apo’nun memleketiymiş. Ahmet Türk, Devlet Bey sağlık durumunu gündeme getirdikten sonra tahliye edilmiş. Böyle iddia ediyor Türköne. Pekiyi Batman’a neden kayyum atandı iddiasına ‘’Bilemiyorum’’ diyor. Mümtazer Bey iyi bir teorisyen çok kötü bir pratisyendir. El attığı, danışmanlık yaptığı bütün partileri batırdı.

Oysa kayyum atanmasının nedeni beklenen çağrının yapılmaması. Devlet Beyin grup toplantısında Ahmet Türk’ü övmesinin sebebi; onun sürece olumlu katkı yapmasını sağlamak. Devlet Bey Türk’ü sadece övmedi, üzerine düşeni yaparsa görevine geri dönebileceğini de ima etti.

Başlatılan bir devlet projesi. Roller bölüşülmüş. Tayyip Bey ve Devlet Bey üzerlerine düşeni yapıyorlar. Ankara, İsrail’in saldırgan politikalarının Suriye ve İran’ı zayıflatacağını dolayısıyla PYD’nin ve PKK’nın İran kolu olan PJAK’ın hareket alanının genişleyeceğini düşünüyor. Hareket alanının genişlemesinden kastımız PKK ve türevlerinin başta İsrail olmak üzere emperyalist güçlerce kullanılması. Türkiye’nin amacı bu oyunu bozmak. PKK’nın taşeron rolüne son vererek coğrafyamızın bir kez daha kan gölüne çevrilmesine engel olmak.

Trump’ın seçilmesi Türkiye’nin elini güçlendirdi, PKK’yı zayıflattı. Zira Trump, 2025 yılında ABD askerlerini Irak ve Suriye’den çekmekte kararlı. Trump geçen dönem, Cumhuriyetçi Parti’den başkan seçilmiş ve partili kadrolarla çalışmak zorunda olan bir iş adamıydı. Bu nedenle planlarının çoğunu hayata geçiremedi. Bu dönem kendi kadrolarıyla birlikte geldi. Planlarını gerçekleştirmekte kararlı. ABD çekildikten sonra PYD, Türkiye’ye rağmen varlığını sürdürebilir mi? PKK gibi sarp dağlara çekilirse belki marjinalleşerek sürdürebilir ama bugün olduğu gibi şehirleri ve ilçeleri kontrol edemez.

Durum PYD açısından buyken PKK ise Kandil dağlarına ve Gara’ ya sıkışmış durumda. PKK 1990’larda Karadeniz dağlarında, Sivas ve Tokat’ın kırsalında ve Amanoslar da kitlesel terör eylemi yapabiliyordu. Bugün Türkiye’de bu tarz eylemler yapamadığı gibi Kuzey Irak’ta bile rahat hareket edemiyor.

Ankara bu aşamada yani PKK bu kadar zayıflamışken ve PYD gelecek endişesi taşırken terörü bitirirse, sadece terörü bitirmiş olmayacak. Kısa vadede alevlenecek bir yangını da söndürmüş olacak.